26 Eylül 2024 Perşembe

Hanau katliamında yaşamını yitirenler anıldı

Almanya'nın Hessen eyaletine bağlı Hanau kentinde, 9 göçmen genç ırkçı bir kişi tarafından kurşunlanarak katledildi. Katliamda yaşamını yitirenler Almanya'nın birçok kentinde ve İsviçre'nin Basel kentinde anıldı.

Almanya'nın birçok kentinde alanlara çıkan halk, Hanau katliamında yaşamını yitirenleri andı.

BERLİN
Hanau katliamının birinci yıldönümü dolayısıyla hafta başından bu yana Berlin'de süren katliamı protesto ve katledilenleri anma etkinliklerine binlerce kişi katıldı. Farklı uluslardan, renklerden binler omuz omuza, sloganlarıyla, dövizleri ve pankartlarıyla, konuşmalarıyla ırkçılığa ve faşizme karşı öfke kustu.

Migrantifa, YS, ABA ve AGİF'in de içinde olduğu antifaşist platformun çağrısıyla yapılan yürüyüş Berlin'in göçmen ağırlıklı semtleri olan ve son yıllarda birçok ırkçı-faşist saldırıların olduğu Neukölln'den Kreuzberg'e kadar sürdü. Yaklaşık 5 saat süren yürüyüşe gençliğin yoğun katılımı ve her ulustan insanların katılımı dikkat çekti.

Irkçılığa ve faşizme öfkenin yağdığı yürüyüş boyunca üç noktada konuşmalar yapıldı. Hanau'da katledilenlerin fotoğraflarının ve isimlerinin yazılı olduğu döviz ve pankartların, ırkçılığa ve faşizme karşı pankartların taşındığı yürüyüşte Avrupa'dan Latin Amerika'ya, Asya'dan Afrika'ya kadar farklı kıtalardan ve ülkelerden farklı uluslardan ve kurumlar adına konuşmalar yapıldı.

Konuşmalarda, Hanau katliamı ve diğer tüm katliamların sorumlusunun devlet olduğu ve hesap vermesi gerektiği, ancak sorumluların hesap vermediği gibi, katliamın üzerini örtmek istedikleri, buna izin verilmeyeceği, Hanau ve tüm ırkçı katliamların unutturulmayacağı, sorumluların asla affedilmeyeceği, adalet yoksa barışın da olmayacağı, antifaşist mücadelenin büyütülerek hesap sorulacağı başlıkları öne çıktı.

Hanau katliamında yaşamını yitirenlerin yakınlarının ve katliamdan yaralı kurtulanların, Hanau'da oluşturulan "Hanau için İnisiyatifi'nin gönderdiği mesajlar kitleye dinletildi, katliamda yaşamını yitirenler için saygı duruşunda bulunuldu.

Yürüyüş güzergahında gerek evlerden pankart ve dövizlerle gerekse da bazı binaların çatılarından havai fişeklerle yapılan dayanışmalar coşku yarattı.

Yürüyüş başlamadan polisin yürüyüşe gelen göçmenlerin çantalarını aramasına duyulan öfke yürüyüş boyunca polisi teşhir eden sloganlarla sürdü. Bir göçmen kadın, Alman olan eşiyle yürüyüşe gelirken, polisin kendisini durdurup kimlik kontrolü ve arama yaptığını, ancak Alman olan eşine böyle muamele yapılmadığını belirterek, polisin ırkçı tutumunu protesto etti.

Yürüyüşe AGİF, ATİF, DİDF, TKP katıldı.

YS: IRKÇI KİN VE FAŞİST İDEOLOJİ TOPLUMDA VİRÜS GİBİ YAYILIYOR
Yürüyüşün organizatörlerinden olan gençlik örgütü Young Struggle (YS) adına yapılan konuşmada "Öfkemizi sokaklara taşıyoruz, çünkü anmak savaşmaktır" dedi. Hanau'da katledilen Ferhat Unvar, Mercedes Kierpacz, Vili Viorel Paun, Said Nesar Hashemi, Fatih Saraçoğlu, Gökhan Gültekin, Kaloyan Velkov, Hamza Kurtović ve Sedat Gürbüz'ün katledilmesininin politik yanının gizlenmeye çalışıldığını, bunun da Almanya tarihinde bir gelenek olduğunu, öldürenlerin değil, öldürülen göçmenlerin suçlandığını, ancak Hanau katliamında devletinde elinin olduğunu herkesin gördüğü vurgulandı.

YS temsilcisi, "Polisin bu katliamda suç ortağı olduğunu, insanların öldürüldüğü Shishabar'ın acil çıkış kapısının kapalı olmasının nedeninin polis olduğunu öğrendik" dedi ve bunun nedeninin polis baskınlarında kimsenin arka kapıdan kaçmasını engellemek olduğunu açıkladı. "Biz, vatanlarından sürgün edilenlerin çocuklarıyız, bunu da unutmuyoruz" diyen YS temsilcisi, Alman devletinin bunun hesabını vermesi gerektiğini, bu hesabı sormak için örgütlü mücadeleyi büyüteceklerini, öz savunmayı inşa edeceklerini vurguladı.

SELÇUK: UNUTMAYACAĞIZ, AFFETMEYECEĞİZ
Yürüyüşte AGİF adına konuşma yapan Baki Selçuk ise, Ferhat, Gökhan, Sedat, Said Nesar, Mercedes, Hamza, Vili Viorel, Fatih ve Kaloyan'ın katledilmesinin üzerinden geçen bir yılda devletin katliamın üzerini örtmekten başka bir şey yapmadığını, ırkçılığı körüklemeye devam ettiğini, göçmenlere yönelik ırkçı saldırıların polis tarafından da yapıldığını ve 7 Ocak 2005'te gözaltında polis tarafından yakılarak katledilen Oury Jalloh örneğini, NSU katliamlarını ve diğer tüm ırkçı katliamları unutmayacaklarını belirterek, devletin tüm bu katliamların hesabını vermesi gerektiğini vurguladı.

Almanya'da ırkçılığın yapısal bir sorun olduğunu, devlet ve onun polisinin içinde örgütlendiğini, göçmenlerin her yerde ırkçı saldırılara uğradığını belirten Selçuk, ırkçılık ve faşizmin kapitalist sistemin ürünü olduğunu, sistemin bununla halkları karşı karşıya getirerek antifaşist ve antikapitalist mücadeleyi zayıflatmaya çalıştığını, buna karşı ırkçılığa ve faşizme karşı mücadelenin kapitalist sömürü ve baskıya karşı mücadele ile birleştirilmesi gerektiğini söyledi.

Selçuk, adları ister Neonazi, NSU, NSU 2.0, NPD, DVU, AfD, Reichsbürger, die Identitären, Neonazi-Kameradschaften, Hooligans, Combat 18, Aryan Circle, Brigade 8 veya ister Bozkurtlar, Türki İdealistleri Derneği, DİTİB, Osmanen Germania veya AKP-MHP olsun, kendilerinden olmayan herkese saldıra bu ırkçı-faşist parti ve örgütlerin hepsinin yasaklanması çağrısını yaptı.

Göçmenler olarak, faşizmi Almanya'nın dostu olarak gördüğü Türk devletinde iyi tanıdıklarını, Alman silahları ve mali desteğiyle Kürtlerin ve diğer ulusal azınlıkların, demokrat, devrimci ve komünistlerin katledildiğini, hapse atıldığını, işkenceler uygulandığını ve Hitler metotlarının uygulandığını belirten Selçuk, Alman devletinin faşist diktatörlüğe, askeri, mali ve siyasi desteği kesmesini ve kendi sömürgeci ve faşist geçmişiyle ve bugünkü yapısal ırkçılıkla yüzleşmesi gerektiğini belirtti.

Son bir yılda pandemiyi gündemde tutup tekelleri kurtaran, ancak yükünü işçi ve emekçilerden çıkarmaya çalışan, pandemiyi bahane ederek demokratik hak ve özgürlükleri kısıtlayan Alman devletinin, ırkçılığın gelişmesinin zemini genişlettiğini belirten Selçuk, ırkçılığa, faşizme ve kapitalizme karşı birlikte mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.

DUISBURG
Duisburg'ta Migrantifa, AGİF, YS, SKB, Zora, DKTM, Tamiller, Enternasyonal Gençlik ve Die Linke'nin çağrısı ile bir araya gelen yüzlerce kişi Hanau katliamını protesto etti. Migrantifa adına yapılan konuşmada göçmenlerin ortak yanlarını öne çıkararak örgütlülüğü büyütmeye ve ırkçılığa karşı mücadeleyi büyütmeye her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğu vurgulandı.

AGİF adına yapılan konuşmada "Biz göçmenler, faşist ve ırkçı yapılanmaların katliamlarını daha fazla izlemeyeceğiz. Kendimizi savunacak, hayatın her alanında demokratik haklarımız için öz savunmaya geçeceğiz" denildi.

Mitingin ardından yürüyüşe geçen kitle göçmenlerin yoğunlukla yaşadığı Hamborn semt pazarında kapanış mitingi gerçekleştirdi.

ULM
Ulm şehir merkezinde, Hans und Sophie Scholl Platz meydanında gerçekleştirilen etkiliğe AGİF, ATİF, ADHF, DKTM, AKM Ulm, AKM Günzburg, InterBündis, MLPD, HDP, HDK, YDG, Young Struggle, Rebell, AGEB, SKB, Yeni Kadın, Mor-Kızıl Kolektif, Merhaba Gazetesi gibi kurum ve kuruluşlar çağrıda bulundu. Halk Cephesi ve Trotz Alledem taraftarları da eylemde yer aldı.

Mitingte açılan pankart ve dövizlerin yanı sıra, yapılan konuşma, atılan slogan ve dağıtılan bildirilerde faşizm lanetlendi. "Faşizm düşünce değil, insanlık suçudur" diyen göstericiler mücadele devam edeceklerini belirttiler. Sosyal mesafe kuralları çerçevesinde gerçekleştirilen mitingte mücadele müzikleri de çalındı.

HAMBURG
Hamburg'da 10 ayrı noktada anma etkinliği düzenlendi. AGİF, YS, Zora, ATİK, Yeni Kadın ve Kızıl İnşaa Hamburg'un da olduğu birçok kurum Hanau katliamını protesto etmek için bir araya geldi. Yapılan konuşmaların ardından yürüyüşe geçmek isteyen kitleye polis saldırdı. Saldırıda dört kişi gözaltı alındı.

Anmada yapılan konuşmalar ise ırkçılık protesto edildi. Katliamda yaşamını yitirenlerin posterlerinin de taşındığı anmada mumlar yakıldı.

Katliamda yaşamını yitiren Ferhat Unvar'ın annesi Serpil Unvar yaptığı konuşmada "Hanau katliamını unutmanın ya da unutturmanın yeni katliamlara yol açacaktır. Bir kez daha böylesi acılar yaşamak istemiyorsak daha fazla mücadele etmemiz gerekiyor" dedi.

GIESSEN
Giessen kentinde de katliamda yaşamını yitirenler anıldı. Alman Sendikalar Birliği'nin (DGB) organize ettiği yürüyüş ve mitinge kentte bulunan antifaşist örgütler de katıldı.

Giessen'de yaşayan hemen her halktan insanların katıldığı yürüyüş Berliner Platz'da başlayıp, tekrar aynı yerde sona erdi. Yürüyüş boyunca katliamın kınandığı sloganlar atılırken, en belirgini "Anayasa Koruma Örgütü faşist NSU'yu kapat" oldu. 

Düzenlenen mitingde yapılan konuşmalarda, sorumluların bir an önce bulunması vurgulandı. 

MANNHEIM
AGİF, DİDF, Die Linke, DGB sendikası, Die Linke ve Yeşiller'in bir araya geldiği Mannheim'da yüzlerce insan Hanau'da katledilen 9 göçmeni andı. Mitingde AGİF'in yayınladığı Almanca bildiri okundu. Mitingde ayrıca Die Linke milletvekili Gökay Akbulut bir konuşma gerçekleştirdi.

DÜSSELDORF
Düsseldorf kentinde düzenlenen etkinlikle Hanau katliamında yaşamını yitirenler anıldı. Oberbilker Mark'ta başlayan yürüyüşün ardından DKTM adına konuşmalar yapıldı.

BIELELELD
Bielefeld'deki anma ise Kesselbrink'te yapıldı. Saygı duruşu ile başlayan anma Rise Up For Justice Bielefeld, Bir-Kar, Bündnis gegen Rechts Bielefeld, Antinational Linke Bielefeld, Café Exil, TCŞ/TEKO-JIN, JHGBI Bielefeld, Revolutionäre Jugend adına konuşmalar yapıldı. Konuşmalarda ırkçı saldırıları devletin teşvik ettiği belirtildi.

MÜNİH
Hanau katliamında yaşamını yitirenler Münih'te de anıldı. Alman antifaşist örgütlerin katıldığı anmada, katliamda yaşamını yitirenlerin posterleri taşındı. Yapılan konuşmalarda ırkçılık protesto edilirken, ülkede tırmanan ırkçılık ve sağcı politikalara dikkat çekildi, mumlar yakıldı. Yüzlerce kişinin katıldığı anma ardından yapılan yürüyüşte sıkça "Faşizme karşı omuz omuza", "Yaşasın enternasyonal dayanışma" sloganları atıldı.

NÜRNBERG
Hanau katliamında yaşamını yitirenler Nürnberg'de de anıldı.

Konnmarkt'ta Nürnberg Demokratik Güç Birliği tarafından düzenlenen anmaya Alman sol örgütleri, Medya Halk Evi, AGİF, Partizan, SYKP yanı sıra çok sayıda örgüt katıldı. Yoğun katılımın olduğu anmada yapılan konuşmalarda tırmanan ırkçılık ve sağcı politikalara dikkat çekildi.

ESSEN
Hanau katliamında yaşamını yitirenler Essen'de de anıldı. Essen'deki anma saat 18.00'de bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Mitingi Demokratik Kürt Toplum Merkezi, DİDF, Essen Stellt Sich Quer, VVN BdA, SDAJ, Die Linke, Seebrücke temsilcileri konuşma yaptı. Anma, "Alerta alerta anti faşista" sloganıyla sona erdi.

STUTTGART
Hanau katliamında yaşamını yitirenler Stuttgart'ta da anıldı. AGİF ve YS'nin çağrısı ile aralarında Alman antifaşistlerin, Kürt Toplum Merkezi, ATİK, ADHF, Alınteri, Partizan, Mücadele Birliği, SYKP, Partizan ve Filistinli örgütlerin olduğu kitle bir miting düzenledi. Mitingin ardından yürüyüşe geçen kitle faşizme ve ırkçılığa karşı sloganlar attı.

KÖLN
Almanya'nın Köln kenti Hanau katliamının yıldönümünde miting düzenlendi. İlk olarak saat 16.00'da Nippes meydanında gelen ve aralarında Migrantifa, Filistin Dayanışma, Black Lives Matter, AGİF ve YS'nin de olduğu kurumlar bir miting düzenledi.

Günün ikinci mitinginde saat 18.00'de Wiener Platz'ta biraraya gelen DİDF, Enternasyonal Gençlik, AGİF, YS, ZORA, SDAJ, Die Falken ve IL 2500'ü aşkın bir kitleyle Hanau katliamını kınadı.

WUPPERTAL
Wuppertal'da aralarında Karawane Wuppertal, AGİF, SKB ve Enternasyonal Gençlik gibi örgütlerin olduğu kitle bir miting düzenledi. Mitingin ardından yürüyüşe geçilmesi ile birlikte sık sık Hanau katliamını protesto eden sloganlar atıldı.

BASEL
İsviçre'nin Basel kentinde de Hanau kentindeki ırkçı saldırı protesto edildi.

Migrantifa Basel öncülüğünde kanton parlamentosunun bulunduğu Markplatz'da aralarında Kürdistanlı, Türkiyeli göçmen örgütler ile İsviçrelilerin bulunduğu 500 'ü aşkın kişi bir araya geldi.

Mumların yakıldığı ve katliamda yaşamını yitirenlerin isimlerinin tek tek okunduğu eylemde saygı duruşunda da bulunuldu.

Migrantifa Basel adına yapılan konuşma sonrası Kürt Toplum Merkezi adına Özen Aytaç ve Young Struggle adına Güneş Erzurumluoğlu da burada birer konuşma yapılarak böyle bir katliama daha müsaade edilmemesi bakımından mücadelenin ortaklaşması ve örgütlenmenin önemine vurgu yapıldı.