24 Eylül 2024 Salı

Güner Yanlıç yazdı | Ekoloji hareketleri süreç ve EB meclis toplantısı değerlendirmesi

Ekoloji Birliği, meclis toplantısını Muğla İkizköy'de, Limak Holding'in ortağı olduğu termik santralin Akbelen ormanını ve zeytinliklerini yok etmesine karşı yaklaşık yedi yüz gündür süren çadırlı direniş alanında yaptı. Dört duvar dışına taşarak bu ve sonraki buluşmaları direniş alanlarında yapmaya karar verdi. Bu karar diğer tüm ekoloji hareketleri için ön açıcı bir yaklaşım olacak, bu tutum tüm direnişlere destek verecektir.

Ekolojik olarak bir süreç değerlendirmesini iki başlıkla yapmak doğru olacaktır. İlk olarak ekoloji hareketleri açısından seçim süreci ve sonrasına dair bir değerlendirme, sonrasında Ekoloji Birliğinin meclis toplantısı ve planlamaları olarak. Elbette iki değerlendirme benzer ve çok noktada kesişecek, farklıkları yok denecek kadar azalacaktır.

Ekoloji hareketleri, ekolojik yaşama yönelik artarak devam edecek olan saldırılar, talan ve tahribatlara karşı yeniden yapılanma konularında çalışmalarını yapmaya başladılar. Eksiklikler, yetmezlikler ile yeni sürece dair örgütlenme ve direnişi yükseltme konularında hemen hepsinin hemfikir olması umut vericidir. Bu temelde bazı değerlendirmeler yapmak ön açıcı olabilir.

Özeleştirilerini doğru temelde yapmayan ekoloji hareketlerinin yapacağı planlamaların gerçekçi olmayacağını bilmek gerekir. İster çevre ister doğa ister “yaşam savunuculuğu” ister ekoloji hareketi olarak tanımlayalım kendimizi; sorunun tanımını doğru yapmazsak çözümü doğru bulamayız. Doğamızı, çevremizi ve toplumsal yaşamımızı, yaşam alanlarımızı savunmalı, ekolojik bir yaşam kurmak için mücadele etmeli ve bu bilinci açığa çıkarmaya çalışmalıyız.

Ekoloji hareketleri bir araya gelme, dayanışma, birlik olma, sorun tespiti ve çözüm üretme konularında eksik kaldı. Sorun bazılarımız için şirketler, bazılarımız için iktidar kimimiz için de kapitalist sistem ve onun modernitesi oldu. Bu ayrımlar bir araya gelişleri zorlaştırdı. Farklılıklarımız ve çözümün doğru anlaşılması açısından burayı biraz açmak gerekir.

Ekoloji hareketleri olarak sorun ve çözüm noktalarında yani perspektif olarak ayrışıyoruz. Sorunun kaynağı ve çözüm analizlerimizin farklı olmasından kaynaklı ortaklaşmalarda ve bir araya gelmelerde eksiklikler yaşamamız kaçınılmaz olacaktır.

Aslında iktidar ya da muhalefet ayrımı yapmaksızın yeni süreci değerlendirmek gerekiyor. Seçim öncesi en fazla açığa çıkan iktidar karşıtlığı-muhalefet yancılığı üzerinden yapılan-üretilen mücadelelerin sorun-çözümden ne kadar uzak olduğunu gördük.

Neden bu ayrımı yapmamak gerekiyor sorusunun cevabı ise kapitalist sistem ile göbekten bağlı olup iliklerine kadar işlemiş anlayışların üreteceği çözümlerin yüzeysel olacağıdır. Kapitalist sisteme entegre olma, daha da ileri giderek liberal davranma birkaç hayvan ve bitki türü konusunda hassas-duygusal davranma bu mücadeleyi romantize etme çalışmaları her yerde karşımıza çıktı ve ön almaya çalıştı. Oysa çözüm; geçmişte on binlerce yıl olduğu gibi, doğa-insan birlikte, barışık, dayanışmacı bir yaşamın örgütlenmesi ve bunun için mücadeledir. Kadın, doğa, çevre, çocuk, gençlik, ekonomi ve daha birçok başlıkta çalışmalar yürütenlerin bir araya gelmesi gerektiği ve bu yönlü ortaklaşmaların yapılması önemli olacaktır.

Bu değerlendirmelerden sonra Ekoloji Birliğinin yapabildikleri ve yapamadıklarına bakabiliriz.

Ekoloji Birliği, meclis toplantısını Muğla İkizköy'de, Limak Holding'in ortağı olduğu termik santralin Akbelen ormanını ve zeytinliklerini yok etmesine karşı yaklaşık yedi yüz gündür süren çadırlı direniş alanında yaptı. Dört duvar dışına taşarak bu ve sonraki buluşmaları direniş alanlarında yapmaya karar verdi. Bu karar, diğer tüm ekoloji hareketleri için ön açıcı bir yaklaşım olacak, bu tutum tüm direnişlere destek verecektir.

Özellikle yerelden yükselen mücadelelerin seslerine sahip çıkmamamız bu sesleri bir araya getirmede yetmezliklerimiz oldu. Yerelden ya da uluslararası düzeyde oluşan tahribatlara duygusal davranarak çoğu yerde oluşacak örgütlü bir yapının oluşmasının önüne geçerek hızlı-fevri tepkiler gösterdik ve ona karşı örgütlenmediğimiz gibi başkalarının da örgütlenmesi, sahiplenmesinin önüne bilinçsizce geçerek mücadele süreçlerini uzattık. Binlerce yılda oluşmuş ekolojiye dair bilgiyi, dili ve direnişi ortaklaşmak adına bir araya gelme konularında eksik kaldık.

Sorunun diğer bir boyutu da çoğu yerde sistem içi kalarak duygusal-bireyci tepkilerle yüzeysel, günü birlik tepkilerden dolayı çözümsüz kaldık. Oysa sömürünün, talanın ve tahribatın bütüncül bir saldırı politikasının uzantısı olduğunu bilmemize rağmen birlikte-bir arada uzun vadeli planlamalar ve ortaklaşmalar yapmamız gerekir.

Gerek yerel gerekse uluslararası alanda mücadele eden ekoloji hareketleri ile ortaklaşmalarda eksik kaldık. Oysaki aynı oksijeni, aynı gökyüzünü aynı toprağı paylaşıyoruz. Bu temelde enerji, kent, orman, hava, su, toprak ve toplumsal yapıya dair ekolojik perspektifle çözümü, dayanışmayı ve doğa-toplum birlikteliğini yeterince anlatamadık.

Yirmi yılı aşkın süredir, kapitalist sistemin yürütücüsü iktidar destekli sermaye şirketlerinin doğamıza, toplumsal yapımıza ve yaşam alanlarımıza saldırılarda pik yapacağı bilinciyle ortaklaşma, bir araya gelme, birlikte çözüm üretme adına alanlarda olmalıyız. Birlikte-barışık ve dayanışmacı ekolojik bir yaşamı inşa edecek direniş hattını örmeliyiz.