24 Eylül 2024 Salı

ESP: 23 Haziran İstanbul seçimi bir darbe kararıdır

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın YSK eliyle iptal edilmesine ilişkin açıklama yapan Ezilenlerin Sosyalist Partisi, "23 Haziran İstanbul seçimi bir darbe kararıdır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na Ekrem İmamoğlu halkın oylarıyla seçilmiştir ve meşru başkanıdır. Nasıl ki Kürdistan'da belediyelerimiz gasp ve işgal yoluyla kayyumlara devredilirken sesimizi yükselttiysek seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu'nun mazbatasının geri alınarak yerine kayyum atanmasını protesto ediyoruz" dedi.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), 31 Mart'ta sandıktan siyasi yenilgi ve güç kaybıyla çıkan AKP-MHP ittifakına dayalı faşist saray cuntasının, YSK eliyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini iptal etmesine ilişkin yazılı açıklama yayınladı.
 
Açıklamada, "Hiç şüphesiz YSK'nın almış olduğu iptal kararı sandıkta cisimleşen halk iradesine yapılmış açık bir darbedir. Bu kararın diktatör Erdoğan'ın ilan ettiği gibi seçimlere usulsüzlük karıştırılmasıyla bir ilgisi yoktur. Bu iddianın hırsızlık, yolsuzluk, yalan ve savaşla ayakta durmaya çalışan AKP/Saray iktidarının sahtekarlık ve yalanlarından yalnızca biri olmaktan öte bir anlamı yoktur" denildi.
 
ESP açıklamasının devamında şu ifadelere yer verildi:
"İki yıl önce HDP'li 96 belediyeye kayyum atayarak işgal eden, 31 Mart'ta yeniden kazanılan belediyelerden 6'sını ise 'KHK'lı aday' sahtekarlığıyla AKP'li adaylara devreden AKP/Saray diktatörlüğünün halk iradesine dönük son saldırısı İstanbul belediyesine oldu. İstanbul'da yalnızca başkanlık seçimi iptal edilerek belediyeye kayyum atandı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun mazbatası geri alındı.
 
"Açık ki Erdoğan-Bahçeli faşist koalisyonunun derdi 'seçim usulsüzlüğü' ya da 'millet iradesi' değildir. Erdoğan şefliğindeki saray diktatörlüğü halklarımızın kimi zaman sokağa kimi zaman da sandığa yansıyan mücadele azmi ve umutlu direnişi karşısında yenilginin önüne geçmek istiyor. 'İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder' söylemiyle 31 Mart'a hazırlanan diktatör Erdoğan, daha büyük yenilgilerin önünü almak için YSK eliyle sandığa darbe yapmıştır. Bu son darbe de göstermiştir ki, Türkiye'de AKP/Saray iktidarı altında en ufak bir demokratik kazanımın dahi güvencesi yoktur. Seçim gibi son yıllarda adeta biçimsel hale getirilen sandık demokrasisinin bile bir anlamı kalmamıştır.
 
"Bu gerçeğe rağmen CHP, YSK'nın İstanbul kararını yalnızca protesto konuşmaları ve demeçlerle geçiştirmiş, 'Demokrasi kazanacak' şeklindeki söylemlerle halkı beklentiye sevkederek AKP-MHP faşist ittifakının bu darbesini meşrulaştırıcı bir yol izlemiştir. Açık ki sürecin bu noktaya gelmesinde CHP’nin de sorumluluğu vardır. Kürdistan'da yaşananlara göz kulak kapatanlar İstanbul'da kayyum siyasetinin yolunu döşemiştir. İki yıl önce HDP'li belediyeler kayyum siyasetiyle gaspedilirken sessiz kalanların, 31 Mart'ta Şırnak ve Muş gibi kentlerde sıkıyönetim zoruyla ve türlü hileyle seçim yapılmasına göz yumanların, 31 Mart'tan hemen sonra ise kazanılmış 6 belediyenin sonuçlarını tanımayarak AKP'ye devredilmesine  ses çıkarmayanların İstanbul belediyesinin gaspedilmesinde elbette sorumluluğu vardır.
 
"Türkiye'de tek adam şefliğine dayalı faşist diktatörlük rejimi hüküm sürdürmektedir. Seçim yasaları bu rejimin çıkarlarına göre değiştirilmekte, ittifaklar politikası buna göre belirlenmekte, her türlü muhalefet seçimlerde bastırılmakta, olası sonuçlara buna göre müdahale edilmektedir. Bu koşullar altında gerçekleştirilen hiçbir seçimde halk iradesi tam anlamıyla tecelli etmemiştir, edemez. Sokakta mücadeleyle güvencelenmeyen, halkın örgütlü iradesiyle savunulmayan hiçbir hakkın güvencesi yoktur. YSK'nın İstanbul kararı bunun en açık ve çarpıcı örneğidir. Bir kez daha görülmüştür ki, faşizm sandıkla yenilmez, diktatörler seçimle gitmez. AKP-MHP faşizmi ancak sokakta büyütülecek isyanla geriletilebilir, bu yolla faşist blok yenilebilir. İstanbul kararının gösterdiği en önemli gerçek budur.
 
"Bu anlamda iki gündür özellikle İstanbul'da YSK kararına karşı yapılan kitlesel protestolar yürünmesi gereken yolu göstermektedir. İstanbul'un mahalle, semt ve meydanlarını demokratik-meşru eylemlerle adımlayan halkımız bu eylemlerini sürekli hale getirmeli, meydan ve alanları tutmalı, birleşik örgütlü gücüyle hareket etmeli, 23 Haziran seçim oyununu daha şimdiden bozarak kendi iradesini ilk önce sokakta savunmalıdır. Aksi taktirde 23 Haziran'da da faşizmin yeni bir sandık hilesiyle halk iradesi bir kez daha gaspedilecektir. İlerici, devrimci, sosyalist güçler açığa çıkan kitle hareketiyle etkin şekilde ilişkisini sürdürmeli, yaratıcı ve kapsayıcı içerik ve biçimlerle birleşik halk iradesini büyütmelidir.
 
"23 Haziran İstanbul seçimi bir darbe kararıdır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na Ekrem İmamoğlu halkın oylarıyla seçilmiştir ve meşru başkanıdır. Nasıl ki Kürdistan'da belediyelerimiz gasp ve işgal yoluyla kayyumlara devredilirken sesimizi yükselttiysek seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu'nun mazbatasının geri alınarak yerine kayyum atanmasını protesto ediyoruz.
 
"Halklarımıza çağrımızdır! AKP-MHP faşist bloku ve diktatörlük rejimi ancak halklarımızın birleşik mücadelesiyle ve dişe diş bir direnişle yenilgiye uğratılabilir. Bunu başaracak güç ve iradeye sahibiz. Hiçbir faşist kuvvet halkların örgütlü mücadelesinden daha güçlü olamaz. Kahrolsun faşizm, yaşasın özgürlük!"