24 Eylül 2024 Salı

En uzun sokluklu mücadele: Kayıplar mücadelesi

17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası. Plaza De Mayo'dan Galatasaray'a, uzun soluklu bir mücadele kayıplar mücadelesi. Gözaltında kaybedilenlerin yakınları, üç kuşaktır kendilerinden alınan canlarının akıbetini öğrenmek ve sorumluların cezalandırılması için direniyor. Sevdiklerini bekledikleri ve adalet umudunu büyüttükleri yer olan Galatasaray, bugün kayıp yakınlarına yasak. Ancak, durdurulamıyor mücadeleleri. Ta ki kaybedilenlerin akibeti, kaybedenlerin listesi açıklanıncaya ve hesap sorulana kadar.
Gözaltında kayıplara karşı örgütlü mücadele, Latin Amerika'da başladı. Arjantin'de Plaza de Mayo Anneleri'nin başlattığı kayıplar mücadelesi birçok ülkeye örnek oldu. Türkiye'de de, politik kimliğinden dolayı devlet tarafından kaçırılan Hasan Ocak için, arkadaşları ve ailesi tarafından yürütülen ‘Hasan Ocak Kampanyası', sürekliliği sağlanmış örgütlü kayıplar mücadelesinin başlangıcı kabul edilir. Hasan Ocak'ın işkence edildikten sonra Beykoz'da ormanlık alana atılır. Köylülerin haber vermesi üzerine bulunan Hasan'ın cenazesi Adli Tıp kurumuna kaldırılır. Buradan kimsesizler mezarlığına defnedilen cansız bedeni, ailesi ve arkadaşlarının verdiği 57 günlük mücadelenin ardından bulundu. Bu mücadele, Plaza de Mayo Anneleri'nden örnek alındı ve Cumartesi Anneleri'nin yapı taşı oldu. Cumartesi Anneleri, 27 Mayıs 1995'ten beri, her Cumartesi İstanbul'da Galatasaray Lisesi'nin önünde dünyanın ikinci, bu coğrafyanın ise ikinci uzun soluklu vicdan ve adalet eylemi olarak sürüyor.
 
HASAN OCAK KAÇIRILDI, İŞKENCE İLE KATLEDİLDİ, KAYBEDİLMEK İSTENDİ
 
12 Mart 1995'te, İstanbul Gazi Mahallesi'nde Alevi emekçilere karşı düzenlenen kontrgerilla saldırısına, Gazi'nin emekçi halkı ve devrimciler ayaklanmayla yanıt verdi. Üç gün süren çatışmalarda pek çok kişi yaşamını yitirdi. Hasan Ocak, Gazi ayaklanmasının önderlerindendi, 21 Mart 1995 günü Aksaray'da iş yerine giderken gözaltına alındı. Gazi'nin intikamını almak isteyen devlet Hasan Ocak'ı işkencede katlederek, kaybetmek istedi. 
 
Ocak ailesi resmi kurumlara başvurdu, İstanbul Valiliği ve Emniyet Müdürlüğü “bizde yok” yanıtı verildi. Hasan Ocak'ın ailesi ve yoldaşları gerçekleştirdikleri eylemlerle binler oldu. Oğlunu arayan Emine Ocak, 60 yaşında “mahkemeye hakaret” ettiği iddiasıyla Ankara'da bir ay boyunca tutuklandı. Aylarca Cumartesi Anneleri ve kayıp yakınları, polis şiddetine maruz kaldı, yerlerde sürüklendi, gözaltına alındı. Buna rağmen “Sağ aldınız sağ istiyoruz” sloganı susmadı, Hasan Ocak'ın işkence edilerek katledilen bedeni 57 gün sonra Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı'na bulundu. Bu mücadele sonucu aylar önce gözaltına alınarak kaybedilen olan Rıdvan Karakoç'un bedenine de ulaşıldı. 19 Mayıs 1995 günü, Hasan Ocak on binlerin omuzunda Gazi Mezarlığı'nda defnedildi. Rıdvan Karakoç ise bundan iki gün sonra 21 Mayıs 1995'te binleri katılımı ile Hasan Ocak'ın bulunduğu mezarlığa defnedildi.
 
GÖZALTINDA KAYIP, DEVLET POLİTİKASI
 
Türkiye ve Kuzey Kürdistan coğrafyasında gözaltında kaybetme, devletin uyguladığı bir yıldırma, yok etme politikası. Türkiye'de, Kürdistan'da gelişen devrimci dalganın işçi ve emekçileri kapsamaması, muhalefetin büyümemesi için kullanılan bir politika. ‘90'lı yıllarda özellikle Kürdistan'da kaybetme, kirli savaşın bir parçası olarak uygulandı, binlerce insan kaybedildi, toplu mezarlara konuldu. 27 Ekim 1991'de İstanbul'da Hüseyin Toraman Kocamustafapaşa'daki evinden çıktıktan birkaç adım sonra polisler tarafından gözaltına alındı ve kaybedildi. 
 
Hasan Ocak'ın kabedilmesinin ardından başlatılan mücadele, kayıplara karşı mücadelenin süreklileşmesi, kayıplar politikasının görünür olmasını ve mücadelenin sürekileşerek, toplumsallaşmasını sağladı.
 
ANALAR KURULTAYI VE CUMARTESİ MEYDANI
 
Kayıplar mücadelesi, kadınlar başta olmak üzere tüm toplumsal kesimlerin gündemi oldu, mücadeleye omuz verildi.
 
28 Mayıs 1995'te anaların öfkesini kuşanan Emekçi Kadınlar Birliği (EKB) “Analar Kurultayı”nı gerçekleştirdi. Kurultayın valilik tarafından yasaklanmasına rağmen yüzlerce kadın bir araya geldi. Hasan Ocak kampanyası sırasında Bakırköy Özgürlük Meydanı ve Kadıköy Altıyol'da haftalarca mum yakma eylemleri gerçekleştirilerek, yeni mevziler açıldı. Bunu başka iller izledi.
 
Cumartesi Meydanı'nda süren oturma eylemi günden güne büyürken, Türkiye ve Avrupa ülkelerinde de, Cumartesi Anneleriyle Dayanışma komiteleri kurulurak, mücadele sınırları ortadan kaldırdı. Latin Amerika ülkelerinden de Cumartesi'den yükselen sese ses verilir. Devlet Cumartesi Anneleri'nin eyleminin 150. haftasından sonra saldırılarını arttırır. Ancak çeşitli araçlarla eylemi yasaklama, gözaltılar ve saldırılar boşa düşer. Galatasaray Meydanı artık gözaltında kayıplar mücadelesinin bir mevzisi halini almıştır. Kuşaklara yayılan bir mücadele dönemi başlamıştır. 
 
ULUSLAR ARASI GÖZALTINDA KAYIPLAR KURULTAYI 17-19 MAYIS 1996 İSTANBUL
 
Kayıplar mücadelesinde yeni bir eşiğe gelinir. Örgütlü mücadelenin sonucunda yaratılan Cumartesi Anneleri mevzisi kısa zamanda ülke sınırlarını aşar. Kayıplara karşı mücadelenin öncülüğünü yapan Demokratik Mücadele Platformu (DMP) kayıplar mücadelesini uluslararası alana taşımak, devletin gözaltında kayıplar politikasını teşhir etmek ve geri püskürtmek için, Hasan Ocak'ın bulunmasının birinci yılında İstanbul'da uluslararası bir kurultay yapma çağrısı yapar. 1. Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultayı DMP, EKB ve AGİF'in (Almanya Göçmen İşçiler Federasyonu)  ortak çalışmasıyla “SUSMA!” şiarıyla İstanbul'da gerçekleştirilir. Kurultaya çağrı için sendikalar, meslek odaları, siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri, basın, aydın ve yazarlar dahil her kurumun kapısı çalınır. Kurultayı 250'ye yakın kurum ve örgüt destekler.
 
Kurultay çalışmaları büyük engelleme girişimleri altında yürütülür. Yüzlerce aktivist gözaltı ve yıldırma saldırısıyla karşı karşıya kalır. Valilik kurultayı yasaklar. 17 Mayıs 1996 günü, Cumartesi Anneleri'yle beraber Galatasaray Lisesi önünde startı verilen kurultaya, Şili, Kolombiya, Uruguay, Filipinler, Sri Lanka, Kongo, Irak, Filistin, İngiltere, Fransa, ve Almanya'dan 32, Türkiye'den 100 kayıp yakını, insan hakları savunucusu, aydın ve sendikacı delege olarak katılır. Valiliğin yasaklaması nedeniyle kurultay alternatif bir mekanda gerçekleştirilir. 
 
Kurultay da pek çok karar alır. 17-31 Mayıs tarihlerinin Uluslararası Kayıplarla Mücadele Haftası olarak belirlenir. Uluslararası örgütlenme ihtiyacı gören kurultay Kayıplara Karşı Uluslararası Komite (İnternational Committee Against Dizappearances) İCAD'ı oluşturur.
 
Kurultay 19 Mayıs günü Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç'un mezarları başında yapılan anmayla başarılı bir şekilde sonlandırılır.
 
2. Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultayı, 11-14 Temmuz 1997'de Bogota/Kolombiya'da, 3. Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultayı 14-21 Mayıs 1999'da Manila/Filipinler'de, 4. Uluslararası Gözaltında Kayıplar Kurultayı 17-21 Mayıs 2002'de Nürnberg/Almanya'da, 5. Uluslar arası Gözaltında Kayıplar Kurultayı 16-20 Mayıs 2006'da Diyarbakır'da gerçekleştirilir.
 
KAYIPLAR MÜCADELESİNDE BUGÜN
 
Ocak ailesi ve Hasan Ocak'ın yoldaşlarının ısrarıyla gelişen kayıplar mücadelesi, 1995 yılından bu yana tüm yasaklara, engellemelere, gözaltı ve işkencelere karşı kesintisiz olarak devam ediyor. Sınırlı sayıda kişinin katılımı ile başlayan mücadele bugün onlarca kayıp yakının da katılımı ile ülkenin en uzun soluklu eylemi. 500 haftasında on binlerin buluştuğu Cumartesi Meydanı olan Galatasaray Meydanı, 700. haftasında İçişelri Bakanlığı tarafından kayıp yakınlarına yasaklandı. Hala her Cumartesi günü, Galatasaray'a gitmek için toplanan kayıp yakınları, polis barikatıyla karşılaştıkları nokta olan İHD İstanbul Şubesi'nin önünde eylemlerini gerçekleştiriyor. Kayıpların akıbetini soran Cumartesi Anneleri, kendileri için “Mezarsız ölüleriyle sohbete durdukları, sevdiklerinin kokusunu astıkları, bıkmadan onları bekledikleri, kaybedenlerin bir gün mutlaka yargılanıp cezalandırılacağı, adaletin sağlanacağı umudunu büyüttükleri” yer anlamına gelen Galatasaray Meydanı'ndan vazgeçmeyeceklerini de haykırıyor.
 
Cumartesi Anneleri, bugün 738. kez İHD İstanbul Şubesi önünde buluşarak, 39 haftadır kendilerine yasak olan Galatasaray Meydanı'na yürüyecek.