1 Ekim 2024 Salı

Duruşma salonunda hukuksuzluk, koridorda provokasyon girişimi

Kobanê davasının 13. duruşması ikinci günü yine çok sayıda hukuksuzlukla başladı. Tanığı yönlendirmeye çalışan mahkeme heyeti HDP'lilerin mikrofonlarını kapatarak konuşmalarını engelledi. Mahkemeye tepki gösteren HDP eski Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, "Tanığa psikolojik işkence yapıyorsunuz" dedi. Öte yandan duruşmanın görüldüğü sırada bir grup adliyede provokasyon yaratmaya çalıştı. 

IŞİD'in Kobanê'ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014'te yapılan eylemler gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları ile Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 21'i tutuklu 108 isim hakkında açılan ve Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen Kobanê davasının 13'üncü duruşması ikinci gününde, Sincan Hapishane Kampüsü duruşma salonunda görülüyor.

Polis ve jandarmanın yanı sıra Ankara Güvenlik Şube ekiplerinin de duruşma salonu önünde bulunması, önceki günlere oranla polis sayısındaki fazlalık ve çevik kuvvet ekiplerinin duruşma koridorlarını kalkanlarla doldurması tepki çekti.
 
Duruşmaya izleyici olarak girmek isteyen çok sayıda kişi "mahkeme başkanının kararı" denilerek engellendi, polisler izleyiciler için başka salon açıldığını belirtti. İzleyiciler ise bu uygulamayı kabul etmeyerek gösterilen salona girmedi. Dün görülen duruşmada salonda izleyiciler için ayrılan bölümün dolmasının ardından böyle bir karar verilmesi ise dikkati çekti.

Duruşma salonuna izleyici alınmazken çok sayıda avukat ve HDP Milletvekilli duruşmada hazır bulundu. Sincan Hapishanesi'nde tutsak siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı hapishanelerde tutsak olanlar ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı.

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, mahkeme başkanı tanık dinleneceğini belirtti.

Buna karşın söz alan avukat Cahit Kırkazak, dün görülen duruşmada gelen-giden evrak ve belgelere dair konuşulduğunu ancak süre yetersizliği nedeniyle tüm avukatların konuşamadığı, bir kısım avukatın söz almak istediğini belirterek gelen-giden belgelere dair konuşulmasını talep etti.

TALEPLERE RET
Kırkazak'ın talebine dair ara karar kuran mahkeme başkanı, "Dünkü oturumda söz almak isteyen sanık müdafilerine söz verileceği belirtildiği, 20 dakikalık ara verildiği, söz almak isteyen sanık müdafilerinin ve sanıkların verilen arada duruşma salonundan ayrıldıkları, dün devam eden oturumda bir önceki celsede verilen ara karara yönelik itirazlar ve gelen belgelere yönelik sözlerin verilip bu hususların bitirileceğinin duruşma salonunda bulunanlara bildirildiği ancak arada sanık ve müdafilerin duruşma salonunu terk ettikleri anlaşıldığından bu hususta yeniden sanık ve müdafilerine bu aşamada söz verilmesi talebinin reddine, sanık ve müdafilerin yokluğunda kurulan ara kararın, sanıklara ve müdafilere özetle anlatılmasına karar verildi" diyerek dün alınan kararın özetini aktardı.

'POLİSLERLE AYNI KOLTUKTA OTURUYORUZ'
Avukatlara söz verilmeyeceğini ifade eden mahkeme başkanına tepki gösteren avukatlardan Ruken Gülağacı, konuşma talebinin reddedilmesine dair kurulan ara karara dair konuştu. Gülağacı, "Az önce verilen ara kararda ‘Salonu terk ettiniz' gibi bir ibare kullandınız. Biz, size yorgun olduğumuzu ve beyanımızı bugün vermek için gittiğimizi söyledik. Ama siz ‘isteyen gidebilir' dediniz. Biz ise hepimiz gitmek istedik. Bu dosyada 21'i tutuklu 108 müvekkil var. 108 kişinin hayatıyla ilgili kararlar alınıyor. Bu iddianame ile insanların hayatları kararlara bağlanmak isteniyor. O nedenle verdiğiniz ara kararlarla ilgili uzun uzun konuşabiliriz. Bu anlamda biz ve müvekkilleri burada saatlerce tutmaya hakkınız yok. AİHS'in 6'ncı maddesine de aykırıdır bu. Siz adil yargılanma hakkını yanlış yorumluyorsunuz. Adil yargılanma hakkı ihlali ile karşı karşıyayız. Adil yargılanma hakkı bütün olarak olacak. Biz burada polislerle aynı koltukta oturuyoruz" dedi.

AVUKAT GÜLAĞACI'NIN MİKROFONU KAPATILDI
Gülağacı'nın sözünü kesen mahkeme başkanı, avukatın mikrofonunu kapatarak konuşmalarını engelledi.

Mikrofonları açılmayan ve söz talepleri reddedilen avukatlar mahkemeye tepki gösterirken, mahkeme başkanı ısrarla Çorum'dan davaya SEGBİS ile bağlanan tanık Menderes Öner'i dinlemeye başlarken, mikrofonu açılmayan ve söz hakkı verilmeyen avukatlara ise sesini yükselterek "bağırmayın" dedi.  Avukatlar mahkemeye tepki göstermeye devam ederken, mahkeme başkanı tanık Menderes Öner'e iddianameyi anlatmaya başladı.

POLİSLER ÇEKİM YAPTI
Mahkeme başkanı tanığa iddianameye dair bilgi verirken dava avukatları ile tutuklu siyasetçiler ayağa kalkarak mahkemeye tepki gösterdi. Avukatlar mahkeme başkanına tepki gösterirken polislerin duruşma salonundan çekim alması dikkati çekti. Avukatlar polisin çekim yapmasına tepki gösterdi.

Avukatlar çekim alan polis hakkında işlem yapılmasını talep ederken mahkeme başkanı, "Çekim yapan polis var mı?" diye sordu. Avukatlar ise mahkemenin tutumunu alkışlayarak protesto etti.

Avukatlardan Ali Bozan, "Menderes Öner'e tüm sanıkların ismini okuyamazsınız. Menderes Öner hangi dosyanın tanığı?" diye sordu. Tanığı duymak istediklerini belirten tutsak siyasetçilere mahkeme başkanı, "Sustuğunuzda tanığı duyacaksınız, susun" diyerek bir kez daha bağırdı.
 
Tanık Menderes Öner, kimseyi tanımadığını siyasetçileri basından tanıdığını söyledi.

DAVANIN DİHA İLE NE ALAKASI VAR
Mahkeme heyeti tanığa DİHA ile ilgili sorular yöneltti. Tepki gösteren Avukat Cahit Kırkazak, "Dicle Haber Ajansı'na dair sorular soruyorsunuz. Bunun davayla ne alakası var?" dedi. Ardından avukat Zeynep Sedef Özdoğan da sorulan soruya itiraz ederek, "Tanığın yeminsiz olarak dinlenmesi gerekirdi ancak siz yeminli dinlediniz. Bu bir usul hatasıdır" dedi.

'BİZE BAĞIRAMAZSINIZ'
Ardından söz alan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, "Başta sabahki yaklaşımınıza dair söz kurmak istiyorum. Biz ısrarla ‘Bize bağıramazsınız' dedik. Bunu yapmayın. Uygulamanız nedeniyle burada kaos yarattınız ve emniyet görevlileri çekim yaptı. Bundan sonra lütfen avukatlarımıza bize saygılı davranın. Saygı bekliyorsanız saygı göstereceksiniz. Biz sıradan insanlar değiliz 6 milyon insanın oyunu almış insanlarız. Saygı göstermek zorundasınız. Savcı bey kişinin geçmişine dair soru soruyor. Masumiyet karinesi diye bir şey var. Siz de zaman zaman yapıyorsunuz bunu bize. İnsanların geçmişini sürekli önüne koyuyorsunuz. Bunu yapmayın. Tanık ısrarla siyasetçileri basından tanıdığını söyledi ancak siz psikolojik baskı yapıyorsunuz. Tanık üzerinde siz baskı uyguluyorsunuz biz değil. Biz sesimizi size duyurmaya çalışıyoruz. Siz de varsa dosyayla ilgili soru sorun. Bağırmanızın nedenini de anlıyorum. Üzerinizde baskı var. İnsan üzerinde baskı olunca ve müzakereye yanaşmayınca bağırır. Savcı bey tanık üzerinde baskı uyguluyor. Yapmayın. Bırakın insanlar kendini özgür şekilde ifade etsin. Eskiden gözaltına alınması bir şey değiştirmez. Türkiye'de gözaltına alınmayan Kürt mü var? Bu soruların sorulmamasını talep ediyorum" diye konuştu.

İTİRAZLAR REDDEDİLDİ
İtirazlara dair ara karar kuran mahkeme başkanı ise yargılanan siyasetçilerin örgüt üyeliği veya yöneticiliğinden yargılandığını, tanığa yöneltilen soruların iddialar çerçevesinde birlikte ele alınması gerektiğini belirterek, "Birtakım soruların sorulabileceği ancak tanık istemezse cevaplamayabileceği anlaşılmaktadır. İddia makamının tanığa yöneltilen sorunun tanığın PKK'ya yönelik bilgisini tespit etmeye yönelik olduğu anlaşılmıştır. Ancak tanık bu soruya istediği takdirde cevap vermeyebilir" diyerek itirazların reddine karar verdi.

KIŞANAK'IN MİKROFONU KAPATILDI
Söz alan Gültan Kışanak, "Yaklaşık iki saattir burada söz istemek için elimizi kaldırdık ama görmezden geliyorsunuz. Neden? Teknik bir arıza vardı ve biz sesinizi iyi duyamıyorduk buna dair söz almak istedik ama söz vermediniz. Yine sabahki ara karara dair söz almak istedik ancak yine verilmedi. Dün gece bizim olmadığımız bir saatte gelip karar aldınız. Bilmediğimiz bir karara karşı konuşmak zorundayız. Karar neden bize tebliğ etmiyorsunuz? Ben kendimi duruşmada görmek istiyorum" dedi. Sözünü tamamlamayan Kışanak'ın mikrofonu mahkeme tarafından kapatıldı.

Avukat Zeynep Sedef Özdemir, "Gültan Kışanak'ın nasıl mikrofonunu kapatıyorsanız soru soran iddia makamının da mikrofonunu kapatın. İmkanların eşitliği çerçevesinde davranın. İtirazım var. Savcı bey kişisel merakını gidermek için soru soruyor" dedi.

Avukat ve siyasetçilerin mikrofonunun kapatılmasına tepki gösteren HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu'na mahkeme başkanı, "Milletvekiliyseniz sessizce oturup dinleyeceksiniz" dedi.

Avukat Cahit Kırkazak, "Savcı Bey'in okuduğu ifadenin yargılamasının yapıldığı mahkemeden beraat kararı mı verilmiş mahkumiyet kararı mı verilmiş. Eğer beraat ise sonucu bir fiilden iki defa yargılama yapılamaz ve soru sorulmamasını talep ediyoruz" dedi.

YÜKSEKDAĞ: TANIĞA PSİKOLOJİK İŞKENCE YAPILIYOR
Söz alan Figen Yüksekdağ, "Tanığa çok açık bir şekilde psikolojik işkence yapılıyor. İddia makamının tavrına baştan sona itiraz ediyorum. Gözaltılarda yapılan işkenceler burada yapılıyor. Siz bu hakkı nereden alıyorsunuz. Sabahtan beri söz alma mücadelesi veriyoruz. İki dakikalık söz alabildik bu sizin sayenizde değil. Bu sorgu yönteminin terk edilmesini talep ediyoruz. Sizi hukuka ve vicdana davet ediyorum" diye belirtti.

Selahattin Demirtaş da davanın ne şekilde sonuçlandığını bilmediklerini kaydederek, "Tanık sorguda beyanda bulunmuş mu? Beyanları tutarlı mıdır? Hiçbirini bilmiyoruz. Öncelikle o ifadelerin mahkemeye celbini aksi takdirde tanığa soru sorulmamasını talep ediyorum" dedi.

Ara karar kuran mahkeme başkanı, itirazların reddine karar verirken, tanığın dinlenmesinin ardından duruşmaya bir saat ara verildi.
 
ADLİYEDE PROVOKASYON GRİŞİMİ
Duruşma salonunda görülen duruşma sırasında adliyede bir grup provokasyon çıkarmaya çalıştı. Kendilerine "Şehit Gazi Yakınları" diyen grup, adliye bahçesinde Ankara Güvenlik Şube polislerinin koruması altında HDP ve yargılanan siyasetçiler aleyhine slogan attı. Provokatör grup, slogan eşliğinde yürüyerek adliyeden uzaklaştı.