24 Eylül 2024 Salı

Dikmece halkı direniyor: Zeytin ağaçları bizim canımız

Dikmece halkı toprakları için direnişini sürdürüyor. Dikmece halkı sabah erken saatlerinde çalışmaya başlayan kepçeleri durdurmak için toplanmaya başladı.

Antakya'da Arap Alevilerin yaşadığı Dikmece Köyünde, TOKİ'nin zeytinlikler ve tarım arazilerine kalıcı konut yapma planına köylülerin direnişi sürüyor. Kamulaştırma ve istimlak kararı çıkarılmasının ardından arazi ve zeytinlikleri için direnişe geçen köylüler 29 Temmuz'da jandarma ablukasına rağmen iş makinelerini durdurmuş, ardından da alanda nöbete başlamıştı.

Dün iş makinalarının girdiği Dikmece'de halka jandarma ve polis saldırmış ve direnişçiler darp edilerek gözaltına alınmıştı. Halka sıkılan yoğun biber gazı nedeniyle alanda yangın çıkmıştı.

Saldırılara rağmen zeytinlik alanlarından vazgeçmeyen Dikmece halkı sabah erken saatlerinde çalışmaya başlayan kepçeleri durdurmak için toplanmaya başladı.

HATİMOĞULLARI: ZEYTİN AĞAÇLARI BU TOPLUMUN CANIDIR
Dikmece köylülerinin direnişine katılmak için alana gelen Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları kısa bir açıklama yaptı. Hatimoğulları, Dikmece Köyünün 6 Şubat depremlerinde yerle bir olan Antakya'nın en yoksul köylerinden olduğunu ve tarım arazilerinin köylülerin geçim alanı olduğunu kaydetti. Halkın acele kamulaştırmaya karşı direnişe geçtiğini hatırlatan Hatimoğulları, Akbelen'de ağaçların katledildiğini, Cudi'de ormanların yakıldığını vurguladı ve ekledi: "Burada kesilmek istenen zeytin ağaçları, istimlak edilmek istenen tarım arazileri bu ülkenin bu toplumun ciğeridir, canıdır."

'HAVAMA, SUYUMA, TOPRAĞIMA DOKUNMA'
Hatimoğulları'nın konuşması sık sık "Ma Rıhna Nıhna Hon (Gitmedik, buradayız!)",  "Sermaye defol, bu topraklar bizim", "Halkız, haklıyız, kazanacağız!" ve "Havama, suyuma, toprağıma dokunma" sloganlarıyla kesildi.

'İSRAİL'İN FİLİSTİNLİLERE İŞKENCESİ DÜN BURADA KÖYLÜLERE YAPILDI'
TOMA'larla gelen polisin, askerin Dikmece Köylülerine türlü eziyet ettiğini vurgulayan Hatimoğulları, zeytin ağaçlarının halkın kültürel değeri olduğuna dikkat çekti. Alanın kamulaştırılması için özel bir kanun çıkarıldığını hatırlatan Hatimoğulları, "Zeytinlik yasası bu ülkede 84 yıl önce kanunlaşmıştır. Ve 84 yıldır zeytinler bu ülkenin gözü gibi korunmaktadır. Ama ne yazık ki AKP iktidarı döneminde her yeri imara ve talana açtıkları için bu köyün de zeytinliklerini imara ve talana açmak üzere kanun çıkardılar. Yetinmiyorlar askeriyle, TOMA'sıyla köylüye işkence ediyorlar. Dünkü görüntüler, 'İsrail'in Filistinlilere ettiği işkencenin aynısıdır. Jandarmayı ve emri verenleri kınıyorum. Hala dört kişi gözaltında, derhal serbest bırakılsın. Gözaltılar serbest bırakılana kadar olayın takipçisi olacağız" dedi.

Hatimoğulları, şöyle devam etti: "25. madde diyor ki, 'işgalcileri toprağımızdan çıkaracağız.' Yani depremden mağdur olan yurttaşlara işgalci diyorlar. İşgalci sizsiniz siz! Alınan kararda Dikmece, Kesecik, Karaağaç gibi yerler kamulaştırılıyor, OHAL adı altında. Dikmece köyü için bin 400 hane için 15 Mayıs'ta AKP'ye yakınlığıyla bilinen Sarıdağlar inşaata burası ihale edilmiş. Kanun ne zaman çıktı 14 Temmuz'da. Haftalar önce Sarıdağlar inşaat yani AKP'nin yandaşı şirkete burası kanunsuzca ihale edilmiş. Yani zeytinlikleri kesebilirsiniz denilmiş. Buna parlamentoda da karşı çıktık,burada da çıkıyoruz. Alanlarda, meydanlarda, köyümüzde, arazimizde de karşı çıkacağız. Sarıdağlar inşaat, Palandöken pistini iki kere topladı, o pistin ihalesini alan yandaş şirkettir. Biz böyle bir inşaat şirketine nasıl güvenip evimizi yaptıracağız. Bunu da kamuoyu dikkatine sunuyorum.

'BURANIN DEMOGRAFİK YAPISINI BOZMAK İSTİYORLAR'
"Arap Alevilerin yoğun yaşadığı köylerde ve mahallelerde acele kamulaştırma yapılmasının temel nedeni olarak buradaki demografik yapının değiştirilmesidir. Buradaki yurttaş da öyle hissediyor. Yani deprem olduğu anda seferberlik ilan etmeyip buradaki insanların arama kurtarma çalışmalarına gelmeyen şirketler, iş makinaları şimdi TOKİ yapacağız diye gözümüzün görmediği, göremeyeceği kadar mesafelere iş makinaları konumlandırmışlar. Bu kaygıyı bir kere daha haklı çıkarılıyor, neden sadece bizim, en çok bizim köylerimiz kamulaştırılıyor. Bu kararları alanlar da bu hassasiyetle davranmak zorunda. Zeytinlikler bizim kültürel değerimizdir, bu köyün geçim kaynağıdır, tarım arazileri bu köylülerin geçim kaynağıdır. Depremde her şeyini kaybetmiş insanlara ikinci bir travmayı, açlığı yoksulluğu yaşatmaya kalkmayın."

Açıklamanın ardından halk hukuki bilgilendirme toplantısına katılmak için çalışmanın sürdüğü alandan toplantının yapılacağı alana yürüyüşe geçti.