23 Kasım 2024 Cumartesi

'Çevre tahribatı ve sömürüsüne son verilsin'

5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla açıklama yapan TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener, "Çevre tahribatı ve sömürüsüne son verecek bir bilimsel, toplumsal, siyasal irade gerekiyor" dedi.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Başkanı Yunus Yener, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla yazılı açıklama yaptı.
 
5 Haziran tarihinin, 1972 yılında Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Çevre Günü olarak ilan edildiğini hatırlatan Yener, "Ancak resmi çevreler bu günü ve diğer önemli günleri görev savmaya yönelik, usulen yapılan sınırlı birkaç etkinlikle geçiştirmektedir. Oysa iklim değişikliğinin küresel ve özgül toplumsal çevresel etkileri yanı sıra sermaye egemenliğinin dizginsiz azami kâr güdüsü ile rant talanı ve kayırma ekonomisinin ürünü olan bir dizi çevre sorunu bulunmaktadır" dedi.
 
Sanayi, tarım, imar/yapı, ulaşım, enerji, maden, orman, hazine arazileri, mera ve çayır alanları, kıyılar, doğal kaynaklar, yeraltı-yerüstü su kaynakları gibi birçok alanda izlenen yanlış politikalarla çevre ve toplum sağlığı sorunlarının arttığını kaydeden Yener, "Endüstriyel ve nükleer atık/kirlilik, su kaynaklarının aşırı kullanımı ve kirlenmesi, sulardaki yaşamın zarar görmesi, kuraklık, ormansızlaşma, tarımda verimliliğin ve ürün çeşitliliğinin azalması, çarpık ve sağlıksız kentleşme, ranta dayalı imar/yapılaşmanın doğal, kültürel, tarihi değerlerimizin yok edilmesine dek varması, seller, kanalizasyon, atık/çöp, yanlış otoyol, köprü, ulaşım, trafik ve yanlış enerji politikalarının yol açtığı tahribat ve hava kirliliği ile yanlış hidroelektrik-termik-nükleer santral yapım çalışmalarının oluşturduğu çevre tahribatı söz konusudur. Kamusal denetim ve yaptırım eksikliği ve kamu yararı yaklaşımının tasfiyesi ile bu tahribat daha da artmaktadır" diye kaydetti.
 
Yener açıklamanın devamında şu ifadelere yer verdi:
"Oysa çevreye duyarlılık, insan türü ile canlı ve cansız doğanın esenliğiyle bağlantılı en temel yaşamsal konudur.  İnsanların sağlıklı, temiz bir çevrede yaşamaları en temel doğal haklarıdır ve bu anayasalara da girmiş ama en çok istismar edilen konuların başında gelmektedir. Bu noktada çevre tahribatı ve sömürüsüne son verecek bilimsel, toplumsal, siyasal irade oluşumu önem kazanmaktadır. Toplumsal gereksinimlere yönelik bir ekonomi ve planlı sosyal kalkınma yaklaşımı temelinde sanayi, teknoloji, tarım, enerji, maden, ulaşım, sağlık, eğitim ve diğer alanlara yönelik politikalar ile çevre politikası bir bütünlük içinde ele alınmayı beklemektedir. Başka türlü doğayı ve insanı bir bütün olarak gözeten bir doğa, yaşam ve toplum ekolojisi oluşturmak olanaklı değildir.
 
"Bu nedenle ve öncelikle sanayide emek-kaynak-enerji yoğun üretimden yüksek teknoloji yoğunluklu, enerji verimliliğini esas alan bir üretim yapısına geçilmelidir. Teknoloji, sanayi, tarım ve çevre politikaları arasında uyum sağlanmalı, tarım alanlarına sanayi tesisleri kurulmamalı, çarpık kent ve yanlış, imar/yapı politikaları terk edilmeli, arazi ve doğal kaynak rantlarının önüne geçilmeli, atıklar kontrol altında tutulmalı, arıtma tesisleri şart olmalı ve denetlenmeli, geri dönüşüm teknolojileri kullanılmalıdır. Ayrıca su israfı ve kirliliğinin, katı ve tehlikeli atıkların, toprak kirliliğinin, erozyonun, sera gazı salımının, deniz kirliliğinin kontrolü; biyolojik çeşitliliğin ve doğal kaynakların korunması ve geliştirilmesi, temiz üretim teknolojilerinin kullanılması, çevre dostu yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına yönelik bir toplumsal bilinçlenme, bilimsel seferberlik ve doğru bir siyasi iradenin oluşumu ivedi gerekliliktir.
 
"Bu vesileyle Odamızın yeni çalışma döneminde, ulusal ve bölgesel ölçekli sanayileşme ve çevre konulu kongre, sempozyum vb. etkinlikler yoluyla toplumsal bilinçlenmeye katkı koymayı sürdüreceğimizi kamuoyuna duyurmak istiyoruz."