24 Eylül 2024 Salı

Bursa’da işçi sınıfı ve devrimin güncelliği paneli

Atılım Gazetesinin 25. yılı dolayısıyla gerçekleştirilen panelde konuşan sosyalist yazar Mukaddes Erdoğdu Çelik, sınıf çelişkisi yanında cins çelişkisini okumayan bir tarih-toplum okumasının dönüştürücü gücünü yitirerek zayıfladığını vurguladı. 
 

Atılım Gazetesinin 25. yıl dönümü dolayısıyla Bursa’da “İşçi Sınıfı ve Devrimin Güncelliği” başlıklı panel gerçekleştirildi. Sosyalist yazar Mukaddes Erdoğdu Çelik ve Atılım Gazetesi yazarı Deniz Bakır’ın konuşmacı olarak katıldığı panel, devrim şehitleri için yapılan saygı duruşunun ardından, ESP adına yapılan konuşmayla başladı.

Atılım şahsında komünist hareketin 25 yıllık direniş çizgisi ve geleneğine dair vurguların yapıldığı konuşmada, işçi sınıfıyla komünist hareketin buluşmasının önemine değinildi. Rojava devrimini boğma amaçlı geliştirilen sömürgeci ve emperyalist kuşatmaya karşı direnişe ses verme çağrısı yapıldı.

ÖZNE OLARAK KOMÜNİSTLERE BU DÖNEMDE ÖZEL BİR ROL DÜŞÜYOR
Atılım Gazetesi yazarı Deniz Bakır, Atılım’ın 25. direniş yılını vurgulayarak konuşmasına başladı. İşçi sınıfı hareketini tarihsel misyonu ile buluşturacak olanın komünist öncünün her gün hayatın ve dünyanın dört yanında ortaya çıkan çelişkilerin ürünü olan hareketle ilişkisi olduğunu söyleyen Bakır, işçi sınıfı ve ezilenlerin 90’lardan bu yana geliştirdiği ayaklanmalardan örnekler verdi. Halihazırda dünyanın 40 ülkesinde ayaklanma ve geniş çaplı kitle direnişlerinin ve diğer taraftan da emperyalist kapitalist sistemin varoluşsal krizinin derinleştiğine dair bir dizi gelişmenin yaşandığını vurgulayan Bakır, devrimin tüm küreyi saran bir gerçeklik olarak insanlığın önüne geldiğini söyledi. İşçi sınıfının tarihsel bir özne olarak bu hareketi kucaklayarak sonucuna ulaştırabilecek sınıf olarak işaret eden Bakır, komünistlere bu bakımdan özel bir rol düştüğünü söyledi.

CİNS ÇELİŞKİSİNİ OKUYAMAYAN TARİHİN DÖNÜŞTÜRÜCÜ GÜCÜ ZAYIFLAR
Sosyalist yazar Mukaddes Erdoğdu Çelik de, devrimin güncelliği tartışmasını ayakları üzerine doğrultabilmek için söylenmeyen, yazılmayan, eksik bırakılana; yani kadın özgürlük mücadelesine ve onun programatik ifadesi olarak kadın devrimine değinmek gerektiğini vurgulayarak konuşmasına başladı.

Sınıf çelişkisi yanında cins çelişkisini okumayan bir tarih-toplum okumasının dönüştürücü gücünü yitirerek zayıfladığını vurgulayan Çelik, “İşçi sınıfı ve komünist hareketin yenilgisini biraz da buradan anlamak gerekir” dedi. İşçi sınıfı hareketi tarihinde kadınların sömürülmesinin gizli tarihine dair aktarımlarda bulunan Çelik, ev içi emeğin toplumsal düzenin yeniden üretiminde oynadığı role vurgu yaptı. 21. yüzyıl devrimlerinin kadın damgası taşıyacağını ifade eden Çelik, kadınların bütün devrimci süreçlerde olduğu gibi kendi talep ve programı ile tarihsel özne olarak yerini aldığını söyledi.

Panel, canlı tartışmaların yaşandığı soru-cevapla devam etti.