24 Eylül 2024 Salı

Akbelen'e dokunma!

Akbelen Ormanıyla dayanışmak ve köylülerin direnişini sahiplenmek için İzmir, Muğla ve Bursa'da bir araya gelen çok sayıda kişi ekonomik krizin de iklim krizinin de tek sorumlusunun iktidarın rant ve talan politikaları olduğunun altını çizdi. Yaşam hakkı savunucuları emeği, halkı ve doğayı sömürenlere karşı mücadele ve dayanışma çağrısı yaptı.

Akbelen Ormanının jandarma eşliğinde katledilmesine karşı İkizköylülerin direnişi sürüyor. Birçok kentte Akbelen Ormanı ile dayanışma eylemleri gerçekleşti. İzmir, Muğla ve Bursa'da bir araya gelen yaşam hakkı savunucuları "Akbelen'e dokunma" dedi.

İZMİR
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesindeki Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde, "Akbelen'e dokunma" pankartıyla açıklama yaptı, sık sık "Kömüre inat yaşasın hayat", "Limak defol bu hayat bizim" ve "Akbelen köylüsü yalnız değildir" sloganları attı.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Milletvekili Burcu Gül Çubuk'un katılımıyla gerçekleşen eylemin metinin Çevre Mühendisi Helil İnal Kınay okudu.  Bölgede 3 farklı termik santral için bugüne kadar binlerce dönüm ormanlık alanın yok edildiğini vurgulayan Kınay, maden şirketlerinin ormanları, toprakları, zeytinlikleri, köyleri yok ettiğini söyledi ve devam etti: "Bölgede madenini genişlemesi ve ağaç kesimlerine karşı verilen hukuki mücadele devam ediyor. Bilirkişi Raporları Madenin yarattığı geri dönüşü olmayan zararlar, Akbelen ormanının kaybedilmesi halinde yaşanacak ekolojik kırım ortaya kondu. Ancak mahkeme tarafından atanana yeni bilirkişilerin mesleklerine ihanet edercesine hazırladığı rapor ve onay süreci ile izinler yeniden yasal hale getirildi. Bir taraftan İtirazlar ve hukuki mücadele devam ederken, Hukukun kanunların, devletin korumakla sorumlu olduğu kurumların korumadığı Akbelen Ormanı'nı köylüler ve yaşam savunucuları 24 saat tuttukları nöbetle korumaya devam ediyor" dedi.

İkizköylüler'e yönelik jandarma saldırısı ve gözaltıları hatırlatan Kınay, "Buradan bir kez daha sesleniyoruz. Ağaç kesimlerini durdurun. Bizler madenlerin, açgözlü şirketlerin ormanlarımızı, tarlalarımızı, köylerimizi, insanlarımızı yuttuğu, tükettiği bir ülke istemiyoruz. Ne yazık ki ülkemizde egemen olan madencilik anlayışı, madenin bulunduğu tüm arazinin harap edildiği, geride ise tümüyle verimsizleştirilmiş ve kirletilmiş bir toprağın bırakıldığı bir anlayışla sürdürülmektedir. Bu anlayış nedeniyle Cerrattepe'den Fatsa'ya, Kaz Dağlarından Akbelen'e kadar her yerde verimli ormanlık alanlarımız, tabiat zenginliklerimiz yok edilmektedir. Bu anlayış, sadece madenciliği değil, yaşamı da sürdürülemez hale getirmektedir. Bu madencilik anlayışı, bir üretim faaliyeti değil, bir sömürü faaliyetidir. Madenleri olduğu gibi, doğayı ve halkı da sömürmektedir" dedi.
 
MUĞLA
Muğla Tabip Odası, Milas Akbelen Ormanı'ndaki ağaç kesimine ilişkin Akbelen nöbet alanında basın açıklaması gerçekleştirdi. Muğla Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Sebahat Genç, "Bölgedeki ormanlık alanların önemli bir kısmı kömür çıkarmak için yok edilmiş, bir kısmı da geçtiğimiz yıllarda yangınlarla yok olmuştur. Kömür sahasından Kuzeybatı istikametindeki son doğal orman Akbelen Ormanı'dır. Paris İklim Anlaşması'nı imzalayan ülkemiz enerji için kömür kullanımını sonlandırma taahhüdü vermiştir. Oysa bu yapılanlar verilen sözlere uymamaktadır. Ekosistem ve iklim değişikliğinin önlenmesi için hayati önemi olan ormanlarımız yüzde 2'lik enerji için feda edilemez" dedi.

Akbelen Ormanı'nın kesilmesi durumunda bölgenin en önemli su kaynağı olan yüzey suyu havzasının işlevini tamamen kaybedeceğini belirten Genç, "Akbelen Ormanı'nın ortadan kaldırılması,Milas'ın güneyi ile kuzeyini birbirinden ayırarak büyük bir doğal yaşam ortamı parçalanmasına sebep olacaktır. Muğla'da var olan üç termik santral ve yarattığı hava kirliliği ve sera gazlarına karşı karbondioksiti absorbe ederek kirliliği ve sera etkisini azaltan, Muğla'mıza nefes aldıran ormanlarımız yok olursa, turizmin, balın, zeytinin merkezi Muğla büyük yara alacaktır. Bu yapılan girişim, halkın sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının elinden alınmasıdır. Muğla halkı zaten üç termik santral ve çok sayıda maden ocağının yarattığı hava kirliliği nedeniyle  birçok sağlık sorunuyla ve erken ölüm riskiyle karşı karşıya kalmaktadır" uyarısında bulundu.

'ÇEKİN ELLERİNİZİ DOĞAMIZDAN'
Datça Demokrasi Platformu da Cumhuriyet Meydanında açıklama yaptı. Açıklamayı okuyan Nurhan Yeşilnur, ekonomik krizin de iklim krizinin de rant ve kar sevdasının birer sonucu olduğunu söyledi. Yeşilnur, "Bugün yaşanan en büyük kriz siyasi krizdir. Bu siyasi kriz diğer krizlerin hayatı esir almasını sağlamaktadır. Bu siyasi kriz sonucunda yaşam daha çekilmez hale gelmektedir. Sermayenin ve bir avuç insanın refahı için milyonlarca insanın yaşamı feda edilmektedir. Yeter! Çekin ellerinizi ormanlarımızdan, derelerimizden, dağlarımızdan, kıyılarımızdan. Çekin ellerinizi doğamızdan, hayatlarımızdan. Akbelen Ormanlarına ve de nerede olursa olsun yaşam alanlarımıza dokunmayın."

BURSA
Bursa Su Kolektifi de Tarım Orman Bakanlığı 2. Bölge Müdürlüğü önünde Akbelen'le dayanışma eylemi yaptı. Santrallerin kanunlara aykırı, hukuksuz ve adaletsiz biçimde işletildiği, ormanların yok edildiği vurgulanan açıklamada, "2020 yılında yayınlanan bir araştırmaya göre, Muğla ilinde Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan termik santralleri 68 bin insanın erken ölümüne neden oldu. Bu sayının günümüzde 70 bine yaklaştığı söylenebilir. Akbelen ormanı su kaynakları üzerindedir. Bodrum'un su kaynağının çoğu Akbelen ormanlarından gelen yüzey suyu akıntısından oluşmaktadır. Ormanda ağaçlar kesilip kömür için devasa cehennem çukuru açıldığında yeraltı suyu da çekilecek, Bodrum susuz bırakılacaktır. Akbelen yakınlarındaki ormanlık alanlar yakın zaman önce Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallerine kömür sağlamak için yok edildiler. Bölgede doğanın son kalelerinden Akbelen Ormanı'nda ağaç kesimi derhal durdurulmalıdır" çağrısı yapıldı.

İklim krizinin etkilerinin; dayanılmaz sıcaklık, kuraklık, haftalarca süren yangınlar ve ani bastıran seller olarak derinden hissedildiği ifade edilen açıklamada, "Ancak AKP iktidarı sanki iklim krizi yokmuş gibi ve yakın gelecekte susuzluk, kuraklık, açlık ve ölümler yaşanmayacakmış gibi ormanları yok ederek termik santralleri çalıştırmayı sürdürmektedir. Bu aymazlık derhal terk edilmelidir. Geleceğimiz kurtarmak için termik santralleri derhal kapatmak, ormanlarımızı korumak ve çoğaltmak zorundayız. Toprağını, ormanını, havasını ve suyunu savunan İkizköylüler ve direnişe destek veren diğer köylerden yurttaşlarımızı gönülden destekliyoruz. Danıştay onaylı kapatma kararı bulunan Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan termik santralleri başta olmak üzere tüm termik santraller derhal kapatılmalıdır. Hangi nedenle olursa olsun, ormanda tek bir ağaca bile zarar verecek projelere izin verilmemelidir" denildi.