24 Eylül 2024 Salı

ADGB: Katletmelerle Rojava devrimini teslim alamazsınız

Türk devletinin Yusra Derwêş, Lîman Şiwê ve Firat Tûma'yı katlettiği saldırıya ilişkin açıklama yapan ADGB, "Tüm saldırı ve katletmelerin halkların yeşerttiği umut olan, Rojava devrimini asla teslim alamayacağını buradan bir kez daha haykırıyoruz" dedi.

Avrupa Demokratik Güç Birliği (ADGB), Türk devletinin Tirbespiyê'de düzenlediği suikast saldırısıyla Qamişlo Kantonu Özerk Yönetim Eşbaşkanı Yusra Derwêş, yardımcısı Lîman Şiwê ve şoför Firat Tûma'nın katledilmesine ilişkin bir açıklama yayınladı.

Faşist saray rejiminin her gün Rojava'ya dönük saldırılarına bir yenisini eklediği ve halkın, devrimin öncülerini hedef aldığı kaydedilen açıklamada, Yusra Derwêş ve Lîman Şiwêş'in aynı zamanda kadın devriminin toplumsal alandaki iki öncüsü olduğu vurgulandı.

"Faşist işgalci Türk devleti daha önce özerk yönetimin Kadın Bakanı Zeynep Saruxan, Suriye Gelecek Partisi Genel Sekreteri Hevrin Xelef ve Güney Kürdistan'da Nagehan Akarsel'i katlederek bütün gücü ile devrimin kadın iradesini ve mücadelesini yok etmek istiyor" denilen açıklamada, Rojava devriminin sistematik saldırı ve savaş konsepti altında ayakta durmaya çalıştığı dile getirildi.

Türk devletinin saldırılarını Özerk Yönetim'in tutuklu DAİŞ'lileri yargılayacağını duyurmasının ardından artırdığına işaret edilen açıklamada, "Bu saldırı, Astana'da bölge halklarının kaderi üzerine yapılan pazarlıklar sürerken ve işbirlikçi Güney Kürdistan Hükümeti başkanı Neçirvan Barzani'nin faşist şef Erdoğan'ı ziyaret ettiği gün gerçekleştirildi. Çok açık ki emperyalistlerin ve işbirlikçi KDP yetkililerinin desteği olmadan gerçekleşemeyecek olan bu saldırılar, kurulan yeni bir yaşamla bölge halklarına umut olan Kuzey ve Doğu Suriye halklarına karşı gerçekleşmiştir" denildi.

Türk devletinin son yıllarda suikast saldırılarına sıklıkla başvurduğu hatırlatılan açıklamada, "Avrupa'dan Güney Kürdistan'a, Rojava'ya diasporada yaşayan devrimci, yurtsever örgütlü kimlikler hedeflenerek örgütsüzlük ve korku hâkim kılınmaya çalışılmaktadır. Henüz birkaç ay önce Paris'te Evin Goyi ve 2 yoldaşı, Rojava'da Zeki Gürbüz ve Özgür Namoğlu, birkaç gün önce ise Güney Kürdistan'da Hüseyin Arasan aynı amaçlı suikastlı saldırıların hedefi oldular" ifadeleri kullanıldı.

Faşist saray rejiminin saldırılarını tırmandıracağı dile getirilen açıklamada, "Mayıs seçimleri sonrasında artan faşist devlet terörü ile devrimci gazeteciler, avukatlar, gençler, kadınlar hedeflenerek cadı avcılığı yapılmaktadır. Tüm bu saldırıların tek amacı faşist şefin 'bekası' içindir. Öyle yalanla halkların, işçi ve emekçilerin üzerine boca edilen devletin beka sorunu açık ki saray rejiminin ve onu tek adamının 'beka' sorunudur. Bundan dolayı mekaniğe bağlanmış bir saldırı konsepti uygulanıyor" denildi.

Açıklama, şöyle devam etti: "Tüm saldırı ve katletmelerin halkların yeşerttiği umut olan, Rojava devrimini asla teslim alamayacağını buradan bir kez daha haykırıyoruz! Dün Rojava devrimini dünya halklarının, işçi ve emekçilerinin enternasyonalist dayanışması ile savunduk. Bugün de devrimi tehdit eden tüm gerici güçlere karşı aynı dayanışmacı ruhla sokakları kuşatarak savunacağız! Ölümsüzlerimizin canlarını feda ettikleri devrime sahip çıkmak için Avrupa topraklarında yaşayan halklarımızı direnişi daha fazla büyütmeye, Rojava devrimini yalnızlaştırmaya çalışan tüm saldırılara karşı Rojava devrimini savunmaya çağırıyoruz!"