24 Eylül 2024 Salı

'Açlık grevleri için tek saniye önemli, harekete geçin'

Leyla Güven ve binlerce tutsak, İmralı'daki tecridin kaldırılması için açlık grevinde. 30 tutsak ise sessizliğe karşı direnişini ölüm orucuna çevirdi. Ölüm orucu direnişçisi Ahmet Topkaya'nın kuzeni İsmail Topkaya, her saniyenin önemli olduğunu belirtti ve "Vicdan sahibi insanlar harekete geçtiği an bu ülkede vicdansızlıklar son bulacak" dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a dönük tecridin kaldırılması talebiyle Leyla Güven ve binlerce tutsak açlık grevinde. Tutsaklardan 15'i 30 Nisan'da direnişlerini ölüm orucuna çevirdi, bugün de 15 tutsak ölüm orucuna başlıyor.
 
'ASLA TECRİDİ KABUL ETMEYECEKLER'
 
Ölüm orucunda olan tutsaklardan biri de Diyarbakır D Tipi Hapishanesi'nde tutuklu olan Ahmet Topkaya.
ETHA'ya konuşan İsmail Topkaya, kuzenin sağlık durumunun giderek kötüye gittiğini belirtti. Son yaptıkları kapalı görüşe zorlanarak geldiğini kaydeden İsmail Topkaya, "Rahatsızlandığı için hastahaneye kaldırıldı ama irade olarak tedaviyi kabul etmedi. Kısa süreli baygınlıklar yaşıyor" dedi.
 
İsmail Topkaya, hapisahane koşullarının kötü olduğunu, tutsakların kendilerine dayatılan tecridi asla kabul etmeyeceklerini söylediklerini kaydetti. 
 
'ÖLÜM ORUCU SON ÇARE'
 
Topkaya, ölüm orucunun aslında son çare olduğunu belirten tutsakların, seslerini duyurmak için buna başvurduklarını söyledi, "ölüm orucundaki tutsakların seslerini duyurmak için şans bulamadıklarını, ölüm orucunun "8 yıl sonra Abdullah Öcalan'la avukatlarının görüşmesi umut verici bir adım oldu. Ancak ailesi ile görüşmesi engellendi. Bu tablo yetkililerin samimiyetsizliğini ortaya koyuyor. Yeniden başvuru yapmak için bir hafta geçmek zorunda. Bu süreç ölüm orucundaki biri için çok uzun bir zaman dilimi" dedi. 
 
'BASIN DİLSİZ, HUKUK KÖR'
 
Topkaya, bu süreçte basının susturulduğunu, hukuğun köreltildiğini vurgulayarak, "Bir ülke düşünün ki; 'vatan haini' olarak hapishaneye konan insanlar,  o ülkenin kendi yasalarını uygulaması için bedenlerini açlığa yatırıyor. Bu devlet kendi yasalarını dahi uygulamıyor" dedi. "Şuan tüm Türkiye sağır ve dilsiz" diyen Topkaya, kamuoyunun tepkisiz kalmasını eleştirdi.
 
'VİCDANLI İNSANLAR HAREKETE GEÇERSE VİCDANSIZLIK SON BULACAK'
 
Direnişçilerin sesinin dışarıya taşınmasının sorumluluğunun annelere yüklendiğini kaydeden Topkaya,  şu çağrıyı yaptı: "Sorumluluk sadece annelere ait değil: Bu süreç vicdan sahibi herkesin sorumluluğunda. Vicdan sahibi insanlar harekete geçtiği anda bu ülkede vicdansızlıklar son bulmaya başlayacak."