19 Eylül 2024 Perşembe

Yusif: Esad bizi tehdit edeceğine işgalcilerin karşısında dursun

Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu Kurucu Meclisi Eşbaşkanı Hediye Yusif, Türkiye ve ABD arasındaki Minbic ?anlaşması? ile Esad'ın tehditlerine ilişkin ETHA'ya konuştu. Yusif, Minbic'in propaganda malzemesine dönüştürüldüğünü belirtirken, Esad ile diyaloğa hazır olduklarını söyledi.
Türkiye ve Suriye rejiminin yaptığı açıklamalar ile gözler Minbic'e çevrildi. 
 
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun 4 Haziran'da yaptığı görüşmenin ardından Türkiye tarafından “yol haritasının belirlendiği” açıklaması geldi. 
 
ABD Savunma Bakanı Jim Mattis ise önceki gün yaptığı açıklamada, ABD’nin Minbic'te Türk-Amerikan askeri işbirliğine hazır olduğunu belirtti. Mattis, “Ön cephede bu işbirliğine hazırız. Bu da birbirimizin nerede olduğunu bilmekle başlıyor” dedi. Öncelikli olarak sınırın iki tarafında devriyelere başlanacağını bildiren Mattis, daha sonra ise ortak devriyelerin olabileceğini ifade etti. Bu hafta heyetlerin Avrupa’da görüşeceğini açıklayan Mattis, "Bunun nasıl olacağı ve yol haritasının ne olduğu konusunda yol katediyoruz. Askeri faktörler şu anda değerlendirmede" ifadesini kullandı.
 
Bölgenin denetimi halen Minbic Sivil Halk Meclisi ve Minbic Askeri Meclisi'nde.
 
Öte yandan Esad rejimi yaptığı açıklama ile Suriye’de çözüm için diyalog kapılarının açık olduğunu ifade etti. Son gelişmeleri Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu Kurucu Meclisi Eşbaşkanı Hediye Yusif Etkin Haber'e değerlendirdi.
 
Demokratik Özerk Yönetim'in Suriye’yi bölmeyi değil aksine halkların birliğini savunduğunu dile getiren Yusif, Esad’ın “diyalog veya askeri güç kullanma” açıklamasına karşılık, “Bu demokratik sistemin Suriye’de inşa edilmesi için diyaloğa hazırız.” 
 
ASKERİ TEHDİTLER KRİZİ DERİNLEŞTİRİR
 
Daha önce pek çok kez “Suriye’deki krizi birlikte çözebiliriz” dediklerini hatırlatan Yusif, askeri çözüm ve tehditkar açıklamaların Suriye’nin demokratikleşmesi önünde büyük bir engel olduğunu ifade etti. Yusif, “Bugün askeri bir güç kullanılsa Suriye krizi daha da derinleşecek ve Suriye parçalanmaya doğru gider ve kaos daha da büyür. Bu durumda hem Suriye devleti hem de Suriye halkları kaybeder. Bundan dolayı biz askeri yöntemlere karşıyız. Siyasi çözüm en uygun çözümdür. Aynı zamanda bizim Kuzey Suriye’de inşa ettiğimiz sistem tüm Suriye halklarına örnek teşkil eden bir sistemdir. Bizim bu süreç içerisinde tecrübelerimiz oluştu, kendimizi savunduk, topraklarımızı savunduk, bölgelerimizde demokratik bir sistem inşa ettik. Bizim aynı zamanda Suriye genelinde kriz ve kaosun aşılması için bir bakış açımız var” diye konuştu.
 
Suriye devletinin merkezi politikalarının Suriye halkına acıdan başka bir şey yaşatmadığını dile getiren Yusif, Suriye halklarının özgürlüğü için demokratik federal bir sistem gerektiğini kaydetti. Yusif, şöyle devam etti: “Suriye rejiminin şunu görmesi gerekir merkezi ulus-devlet siyaseti buradaki halkların sorunlarına çözüm üretemedi. Ulus-devlet ısrarı rejimin bu politikalarının devam etmesi demektir.  Milyonlarca insan göç etmek zorunda kaldı, yüz binlerce insan enkaz altında kaldı, yüz binlerce insan katledildi. Suriye artık herkesin el attığı bir sahaya dönüştü. Suriye rejiminin askeri yol ve yöntemlerde ısrarı Suriye topraklarının dış devletler ve güçler tarafından işgal edilmesine neden oldu. Cerablus, Azez, Bab, Efrin bu nedenle işgal edildi. Bu siyaset devam ederse yarın başka yerler de işgal edilir. Bu yüzden biz Suriye rejimine şunu diyoruz; eğer siz bu krize son vermek istiyorsanız, eğer siz bugün Suriye’ye uzanan elleri kesmek istiyorsanız, Suriye’nin birliğini istiyorsanız o zaman diyalog yollarını açmanız gerekir. Suriye’nin sorunlarını ve bu sorunların nasıl çözüleceğini birlikte tartışmamız gerekir.”
 
Siyasi çözümü, topraklarına yönelik saldırı tehditlerinden korktukları için değil demokratik çözüme inandıkları için savunduklarını dile getiren Yusif, daha önce de çabaları olduğunu ve Suriye rejimi heyetleri ile görüştüklerini anlattı. Yusif, ekledi: “Bizler Kuzey Suriye olarak tüm Suriye’nin birliği için Şam ile diyalog masasına oturmaya ve çözümü garanti altına almaya hazırız.” 
 
“Ama kendi egemenliğini ve kendi merkezileşmesini esas alırsa şüphesiz o zaman burada askeri yol ve yöntemler deneyecek” diyen Yusif, bunu Türkiye ile birlikte yapmasının ihtimal dahilinde olduğunu kaydetti. Yusif, “Nasıl ki Efrîn’e saldırdılar, bugün de saldırabilirler. Zaten rejim daha önce de bu bölgelere askeri yöntemlerle yol açmak istedi ama buna gücü yetmedi” dedi. Yusif, Fırat'ın doğusu ile batısında durumun aynı olmadığını belirtirken, “Bugün kullanılacak askeri yöntemler büyük bir savaşa yol açacaktır. Fırat'ın batısı savaş sahasına döndüğü zaman bu Suriye rejiminin de hayrına olmayacaktır. Tam aksine bu Türk devletinin gelip bu bölgeleri de işgal etmesinin önünü açacaktır. Bu durum askeri ve siyasi dengeleri de bozan bir yerde duracaktır” uyarısında bulundu. 
 
'ESAD BİZİ TEHDİT EDECEĞİNE İŞGALCİLERİN KARŞISINDA DURSUN'
 
Uluslararası güçlerin kendi çıkarları için Suriye’de olduklarını ve bu karışıklıkların asıl nedenlerinin de bu güçler olduğunu dile getiren Yusif, “Şu anda Suriye parçalanmış durumda. Türkiye bölgelerimizi işgal etmiş durumda. Hadi rejim o zaman Türkiye’yi çıkartsın, niye çıkartmıyor. Niye halkını tehdit ediyor. Vatanımızı savunan bir gücüz. Biz Suriyeli bir gücüz. Biz bu toprakların, halkın bir parçasıyız. Bize yönelik gerçekleştirilen terör saldırılarına karşı bu toprakları savunmuşsak, Suriye devleti de bu halka karşı sorumluluğunu yerine getirmezse bu gerçekten kınanacak bir durum. Türkiye Efrin’i işgal ederek Suriye rejiminin gözleri önünde bölgenin demografik yapısını değiştiriyor, onlarca insan çeteler tarafından kaçırılıyor, Suriye rejimi bu duruma karşı sessizliğini koruyor. Suriye rejimi topraklarını işgal eden ülkelere karşı askeri duruşunu ortaya koymalıdır. Suriye rejimi Arap, Süryani, Kürt, Çerkes, Ermeni halklarının bir arada yaşama mücadelesinin karşısında duruyor. Biz burada Kürt diktatörlüğü kurmadık, Kürtlerden oluşan bir yönetim biçimi ortaya koymadık, Kürt devleti ilan etmedik. Biz burada demokratik bir sistem ortaya çıkardık ve dedik ki Kuzey Suriye, Suriye’nin bir parçasıdır. Biz Suriye devletinden kopuk değiliz. Şam hükümeti ne zaman diyaloğa açık olursa biz onlarla oturmaya hazırız” diye konuştu.
 
'MİNBİC HALKI İŞGALE KARŞI TOPRAKLARINI SAVUNACAK'
 
Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu Kurucu Meclisi Eşbaşkanı Hediye Yusif, Minbic konusunda da açıklamalarda bulundu. 
 
“Türk devleti terör yalanına sarılarak Minbic’i işgal etmek istiyor” diyen Hediye Yusif, şöyle devam etti: “Minbic Askeri Meclisi Minbic’i savunuyor. Demokratik Sivil Halk Meclisi de halkın sorunlarını çözüyor. Türkiye başta ABD olmak üzere kimi uluslararası güçleri ikna etmişe benziyor. Türkiye 'buradaki terör topraklarımı tehdit ediyor, bunun için de sınırlarımı korumalıyım' diyor. Biz de diyoruz ki bu bölgelerde terör yoktur. Efrin’de de terör yoktu. Minbic, Minbicliler tarafından yönetiliyor. Minbic Suriye'den kopmuş bir yer değil. Eğer Minbic’e yönelik bir saldırı gerçekleşirse  Minbic halkı da Minbic Askeri Meclisi de kendisi savunacaktır.”
 
Yusif'e göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim döneminde Minbic’i propaganda malzemesi olarak kullanıyor ve böylece milliyetçi oyları hedefliyor. 
 
ABD ile yapılan görüşme için herhangi bir gerçekliği yok” diyen Hediye Yusif, şunları söyledi: “Şu anda Minbic halkı ve Minbic Askeri Meclisi topraklarını savunmaya devam ediyorlar. Erdoğan'ın iç ve dış siyasette yaşadığı krizin önüne geçmek için Minbic’i sürekli gündemde tutuyorlar. AKP bu görüşmeyi seçim propagandası olarak kullanıyor. Görüşmelerin detaylarını açıklamaktan korkuyorlar çünkü görüşmelerde zafer kazandıklarına ilişkin herhangi bir gelişme yok.”
 
HALKLAR 24 HAZİRAN’DA DİKTATÖRLÜĞÜ DURDURACAK
 
Türkiye’de 24 Haziran'da gerçekleştirilecek seçimlere ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Yusif, “Türkiye tarihi bir süreçten geçmekte. Bana göre 24 Haziran seçimleri ile Türkiye’nin kaderi belirlenecek. Türkiye ya demokratik bir sisteme geçiş yapacak veya Erdoğan diktatörlüğünü kabul edecek. Türk toplumu 24 Haziran’da radikal bir karar alarak ülkenin diktatörlük ile yönetilmesinin önüne geçmeliler. Eğer Türkiye’deki demokratik güçler bir karar vererek AKP diktatörlüğünün karşısında net bir tutum ortaya koyabilirlerse, demokratik bir zeminde bütün sorunların çözümü noktasında adımlar atmış olur” dedi. 
 
Erdoğan veya partisinin iktidar olması halinde bölgenin yeni bir savaş sürecine gireceği uyarısında bulunan Yusif, “Kürt halkı Newroz alanlarında diktatörlüğe karşı nasıl iradesini ortaya koyduysa seçimlerde de iradesini ortaya koyarak diktatörlüğü yıkacaktır. AKP ve Erdoğan diktatörlüğünün bütün baskı aygıtlarına, saldırılarına, tehditlerine rağmen halkımız sandıklara giderek demokrasiyi, barışı, kardeşliği seçecektir. Biz Kuzey Kürdistan ve Türkiye halklarının Erdoğan karşısında ortaya çıkartacakları iradeye güveniyoruz ve başaracaklarına inanıyoruz” diye konuştu.