30 Eylül 2024 Pazartesi

Yüksekdağ: Davanın gidişatını halklarımızın siyaseti belirleyecek

Kobanê davasında konuşan HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, mahkemenin en çok güvendiği tanıkların dahi yalan söylediğinin ortaya çıktığını dile getirdi. Asıl tehlikeli olanın mahkeme heyeti olduğunu dile getiren Yüksekdağ, "Bundan sonraki aşamada sizin usulsüzlükleriniz değil, siyasi mücadele belirleyecek, HDP belirleyecek, kadınlar ve gençler belirleyecek. Bu davayı bırakmışsınız, direksiyonu bırakmamaya çalışıyorsunuz. Bu davanın gidişatını halklarımızın siyaseti, özgürlüğü ve barışı belirleyecek. En başta HDP'nin barış ittifakı belirleyecek" dedi. 

DAİŞ'in Kobanê'ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014'te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 21'i tutsak 108 ismin yargılandığı Kobanê davasının 14. duruşmasının 5. oturumu Sincan Hapishanesi Kampüsü'nde başladı.

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, HDP Dersim Milletvekili Alican Önlü ve tutuklu siyasetçilerin yakınları ile çok sayıda avukat izledi.

Sincan Hapishanesi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı hapishanelerde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı.

Kimlik tespitinin ardından dosyaya eklenen evrakların okunmasıyla başlanılan duruşmada, mahkeme heyeti önceden SEGBİS ile ifadesi alınan ve hafta sonu dinlediği gizli tanık Mahir'in kayıt altına alınan ifadelerini tutsak siyasetçilere ve avukatlara SEGBİS üzerinden izlettirilmesini istedi. Mahkeme heyetinin bu kararına avukatlar itirazda bulundu.

Mahkeme heyetinin uzun uzun gerekçe okuduğunu ve yaşam hakkından söz ettiğini belirten avukat Özgür Erol, bu mahkemede yargılananların dışında herkesin yaşam hakkı olduğunu kaydetti. Özgür, önceden ifadeleri alınan tanıkların dinletilmesine, "Tek başınıza yargılama yapın o zaman" diyerek tepki gösterdi. Özgür, "Gizli tanıkları yargılananların yokluğunda delil oluşturmuşsunuz. Böylesi bir yargılamayı kabul etmiyoruz ve etmiyorum. Bu usulü reddediyoruz. Tanıkların hukuka uygun 'ben yaptım' denilmeden hukuki yollarla yapılmasını istiyoruz. Bu karardan dönmenizi, bu tanıklar dinlenilecekse avukat ve tutukluların huzurunda dinlenilmesini talep ediyoruz" dedi.

Gizli tanıkların bu davanın başından sonuna kadar aleyhte delil üretmek için bir aracı olarak kullanıldığını ifade eden Avukat Cemile Turhallı, gizli tanıkların beyanlarının çarpıtılıp çürütülmesine rağmen mahkeme heyetinin farklı yollara başvurduğunu söyledi.

Kobanê davasında yargılananların ağırlaştırılmış müebbet ile yargılandığını dile getiren Avukat Ruken Gülağacı, hukuka aykırı tanıkların mahkeme heyeti tarafından daha fazla hukuka aykırı bir şekle sokulduğunu kaydetti. Ruken, "'Hafta sonu gizli tanığı dinledim soruları gönderin' diye bir durum yok. Kapatın o zaman dosyayı siz yargılayın biz gidelim. Burada insanların hayatları var. Madem gizli tank hayatı tehlikedeyse o zaman tanıklıktan çekilsin. Bunlar yalan, bize göre bu gizli tanıkların 'şahıs' olmadığını düşünüyoruz" dedi.

Avukatların itirazlarının ardından Edirne Hapishanesi'nde bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş konuştu. Mahkeme heyetinin gizli tanıklar noktasındaki kararına şaşırmadığını ifade eden Selahattin, mahkeme heyetini tebrik ederek, "Hukuk adına destan yazıyorsunuz, gizli tanığı koruma altındaki gizli tanığı bir kez daha gizli tanığa alıyorsunuz. Hukuk tarihinde böyle bir yaratıcılık var mı bilmiyorum ama yargılama başladığından beri siz bayağı yaratıcısınız. Aslında hukuksuzluk yapmıyorsunuz, bildiğiniz şeyi yapıyorsunuz. Hukuka davet etsem sizi 'o nedir' dersiniz. Bu kabul edilir mi? Mahkemeye tavsiyem şu; heyetinizi de gizli yapın, sizin duruşma salonlarınıza gelmenize gerek yok, biz savunmalarımızı yazılı evlerinize göndeririz. Zaten duruşmalara savunma yapma isteğimiz yok, avukatlara ve halkımıza duyduğumuz saygıdan duruşmalara çıkıyoruz. Siz bugün bariz kanunsuz ara kararınızı yerine getirmede ısrarcı olursanız, ki gizli tanık var mı? yok mu? dinlediniz mi? dinlemediniz mi?  onu da bilmiyoruz. Size de güvenmiyoruz. Eğer gizli tanık buraya getirilip dinlenilmeyecekse ben bu davaya katılmayacağım sizi protesto edeceğim" dedi.

YÜKSEKDAĞ: AKP SARAYIN HUKUK SİSTEMİNDEKİ SON İCRATIDIR
Ardından HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, konuştu. Savunmanın bütün haklarının gasp edildiğini belirten Yüksekdağ, "AKP sarayın hukuk sistemindeki son icadıdır. Yargılananları savunmasız bırakmak için icat edilmiş şey. Bu davanın siyasetten ve hukuken tükenmişliğin önüne geçmek için alınan bir karar. Yargılama yapmıyorsunuz, doğrudan yasama erkinin bir uzantısı gibi davranıyorsunuz. Yeni bir yasa çıkardınız, yasallığınıza aldığınız, bütün doğruları değiştirerek, kendi yasalarınızı yapıyorsunuz. Baştan itibaren bu yargılama bir kanunsuzluk ortaya çıktı.  AKP ve MHP iktidarı bir kanunsuz durum ortaya çıktı. Yargı da kanunsuzluğun hüküm sürdüğü mekanizmaların başında geliyor. Sizde size tanınan lüks hakları kullanarak bu kanunsuzluğun uygulayıcılarısınız. Davayı kurtarmaya çalışıyorsunuz ama dava çöktü siz görüntüyü kurtarmaya çalışıyorsunuz. Bu davanın karakteri karaktersizlik. Hukuki olarak bir karakteri yok. Dünyadaki hangi emsalle benzetiyorsunuz. Hiçbir karakteri yok, karakteri olmayan insanın halkta karşılığı olmadığı gibi karakteri olmayan davanın da karşılığı olmaz" dedi.

'TANIKLARINIZ BİZİ GÖRÜNCE KİMYALARI BOZULUYOR'
En son dinlenilen tanıkların söylemlerinin ortada olduğunu hatırlatan Yüksekdağ, şu ifadeleri kullandı: "Elinizdeki ağır toplar bile elinizde patladı. En ana tanıklarınız iftiracılardı. Bu tanıklar MİT elemanı mıdır? Var mı yok mu bilmiyoruz. Tanıklarınız bizi görünce kimyaları bozuluyor. Çünkü o kadar yalan söylüyorlar, dayanacak bir yanları yok. Bir dakika önce söylediği şeyi bir dakika sonra hatırlamaz mı? Her şeyleri yalan. Bizi görüyor, kimyası bozuluyor. Kapalı kapılar arkasında yazılan değil bu senaryolar, karşılarında gerçek var. Halkların, kadınların gerçeğiyiz. Yüzümüze bakacak yüzleri yok, biz biliyoruz bunları siz bilmiyorsanız kendi halinize yanın. Bize soru sordurtmuyorsunuz, buna rağmen iki soru karşısında tanıklarınız devrilip gitti. Bizden tanık kaçırıyorsunuz, tanık koruduğunuz yok. Aslında birilerinin bizi bu sistemden koruması gerekiyor. Her gün yeni bir kumpas aşamasıyla karşı karşıyayız. Tanık koruma programını tanık kaçırma programına dönüştürdünüz. İnsanlık adına utanıyoruz. Cenazeye suni teneffüs yapıp diriltmeye çalışıyorsunuz. Neden tutarlı olmuyorsunuz? Biz ne yaptıysak savunuyoruz. Sizden hukuk, adalet beklemiyoruz sadece bir parça tutarlı olmanızı istiyoruz. Daha düne kadar tanıklarınızın yüzlerini buzluyordunuz, şimdi mahkemeyi tamamen buzluyorsunuz. Önceden düşmanımızın gözüne bakardık, şimdi hasımlık zihniyeti bile yok. Mahkeme, yargı, adalet hepsi buzlanmış. Hiçlik durumu karşısında söyleyecek sözlerimiz, halkımıza söylenen sözlerdir. Bize diyorsunuz 'tehlikeli terör örgütü' Tehlike diyerek söz ettikleriniz size dün cevap verdiler. Dün o parti 'ben varım siz kimsiniz' dedi. Bu saray saltanatına söyledi. Dün söylenen o sözlerin arkasındayız.  Size kimse bu hakkı vermedi onu da siz yazdınız. Bugünlerin tadını çıkarın, son gülen halk olacak, son gülen bu halkın haklılığı ve masumiyeti olacak. Bizi iftiracılarınızdan koruyacak zenginler, saraylar yok. Halkımızın gücü var ve bu güç yenilmez.

'ASIL TEHLİKELİ OLAN SİZSİNİZ'
Asıl tehlikeli olan, sizin bize ilan ettiğiniz karardır. Bu kararı veren başta siz olmak üzere karar verici organlardır. Çok tehlikeli işler bunlar. Halkımıza ve bize karşı tehdit oluşturuyorsunuz. Başımıza ne geleceği noktasında güvencemiz yok, her gün yeni bir tehlike ile yüz yüzeyiz. Sadece bu karar yargı sistemi açısından değil, bu kumpas davasını kuran zihniyet her şeyi yapabilir. Bize karşı her şeyi yapabilir. Bu aşamadan sonra böyle bir hukuksuzluğu kabul etmiyorum. Önümüze koyduğunuz şeyi izleyecek bir durumu da yok. Açacağınız kaydı dinlemeyeceğim. Bundan sonraki aşamada sizin usulsüzlükleriniz değil, siyasi mücadele belirleyecek, HDP belirleyecek, kadınlar ve gençler belirleyecek. Bu davayı bırakmışsınız, direksiyonu bırakmamaya çalışıyorsunuz.  Bu davanın gidişatını halklarımızın siyaseti, özgürlüğü ve barışı belirleyecek. En başta HDP'nin barış ittifakı belirleyecek."

TUNCEL: SİZİ REDDETTİK
Söz alan Sebahat Tuncel de duruşmayı yürüten ve Atadedeler soruşturmasından kaynaklı duruşmadan alınan Bahtiyar Çolak'ı ve mevcut mahkeme heyetini reddettiklerini hatırlattı. Tuncel, "iktidar somutlanmamış bir iddianameyi apar topar hazırlamış. Neden çünkü HDP'yi kapatmak istiyor. O yüzden biz de heyetinizi reddettik. Bu heyet görevini yapıyor; bu heyetin görevi, yasalara uymak değil, adaleti sağlamak değil onlara verilen görevi yaptırmaktır. Eğer size bu görevi yaptırmasalardı bu kadar hukuksuzluğa imza atmazdınız. Biz sizin gösterinizin bir parçası olmayacağız. Biz Kürt halkının iradesiyiz, bu ülkede Meclis'teki 3'ncü büyük bir partinin yöneticileriyiz ve bu oyunun parçası olmayacağız. Başından beri CMK'yı Anayasa'yı yok sayıyorsunuz. Savunmalar bitmeden, tanık, müşteki dinlediniz yetmedi. Gelen tanıkları yönlendirdiniz, o kuralsızlığı yaptınız. Yok gizli tanığın can güvenliğini tehlikeye atıyormuşuz. ‘Canavar mıyız' biz. Burada binlerce asker, jandarma, polis var. Biz söylediklerimizin, yaptıklarımızın arkasında duruyoruz. Kadın mücadelesi verdik, barış içinde çalıştık, doğanın bir hak öznesi olmasını savunduk, sömürüye, erkek egemenliğine, tekçiliğe faşizme karşıyız.  Bunu savunuyor olmam ve iktidarı eleştiriyor olmam hakkım. Bunu nasıl elimden alıyorsunuz. Bu ülkede çözüm için en çok kadınlar çalıştı kadınlar. Gençler ölmesin, anneler ağlamasın diye. Biz gerçek anlamda barış olsun dedik ve onun için buradayız. Onurlu bir barış için mücadele ettik o yüzden burada yargılanıyoruz. Siz adalet kelimesini lime lime ettiniz. Ortada bir yargılama yok. Sizi de reddettik siz de kabul etmediniz" dedi.

‘HİÇBİR TEHDİT MÜCADELEDEN ALIKOYAMAZ'
Tuncel şöyle devam etti: "Tanıklar gelsin biz de soru soralım, niye biliyor musunuz? İftira attıkları ve bu iftiraların bir odaktan çıktığı ortaya çıksın. Sami Baran, emniyeti kast ederek, ‘önlerinde çok bilgi vardı yazdılar söyledim' dedi. Neden korkuyorsunuz, gelsinler soru soralım. Maddi gerçeğin ortaya çıkması gizli tanıkları gizlemekle ortaya çıkmaz. Siz neden aracı konumadasınız? Bu nasıl bir yöntem. Bazı şeyler basittir, siz her şeyi ortadan kaldırıyorsunuz. Bizim için değil, kendiniz için. Biz çocuklarımız için onurlu bir dünya bırakma mücadelesindeyiz, alnımız ak. Siz çocuklarınıza ne bırakacaksınız? ‘Ben Kürtlere adil bir yargılanma mı yaptım diyeceksiniz? Süleyman Soylu başka işlerle uğraşacağına gelsin gizli tanıkları korusun. Gizli tanığı korumak benim görevim mi? İçişleri Bakanı gelsin korusun, ben de hakkımı kullanayım. Güçlülerin karşısında direnmek bir haktır. Bu hukuksuzluklara karşı direneceğiz. Kendinizce dinlemişsiniz, karar vermişsiniz, ama ben dinlemeyeceğim. Arkadaşlarım sözlerini kullandıktan sonra ben de bu salondan ayrılmak istiyorum. Bu ülkeyi yönetenler tarihten bu yana Kürtleri sanık sandalyelerine, mahkeme salonlarına mahkum etmeye çalışıyorlar. Kürtler tarihten bu yana direniyorlar. Sizin bu halkın çocuklarını, siyasetçilerini, dostlarını yargılayarak kime mesaj vermek istediğinizi anlıyoruz. Ama biz bu mücadele ile nerede ne yapacağımızı biliyoruz. Bugüne kadar diz çökmedik, bu saatten sonra da çökmeyeceğiz. Hiçbir tehdit bizi mücadelemizden alıkoyamaz."

Siyasetçilerin itirazlarının ardından avukatlar da hafta sonu mahkeme heyeti tarafından dinlenen gizli tanıklara dair itirazlarını sundu. 

Avukat ve siyasetçilerin itirazlarından sonra iddia makamı gizli tanıkların "can güvenliğini" öne sürerek itirazların reddini talep etti.

HEYET HUKUKSUZLUKTA ISRAR ETTİ
Kararını açıklayan mahkeme heyeti, 29. celsede verilen kararın ve gerekçelerin nazara alınarak, tutukluların ve avukatların 29. celsede hafta sonu dinlenilen kayıtlarının duruşmada izlenilmemesi yönündeki taleplerini reddetti. Mahkeme heyeti, ABC123'ün dinlenileceği ve soru sordurulma hakkının kullanılacağını, SEGBİS üzerinden ifadesi alınan gizli tanık Mahir Ulaş ve Seher'in kayıtlarının izlenilmesine karar verdi.

AVUKATLAR VE TUTSAK SİYASETÇİLER SALONU TERK ETTİ
Mahkeme heyetinin verdiği kararının ardından avukatlar ve tutsak siyasetçiler duruşma salonu terk etti.