22 Eylül 2024 Pazar

'Yaban domuzlarıyla yaşadık aylarca'

Çok sayıda hastalığı olan ve 8 çeşit ilaç kullanan Fevziye teyze de depremin ardından kendi haline bırakılanlardan. Depremin ardından 15 gün sandalye üstünde oturduklarını anlatan Fevziye Yücel, günler daha sonra Korelilerden gelen çadırı göstererek bu çadırda kalmaya başladıklarını söyledi. Ancak kaldıkları yer yamaç ve 5 ay boyunca yaban domuzlarıyla dip dibe yaşamak zorunda kalmışlar.

Maraş merkezli 6 Şubat depremlerinin birinci yılı yaklaşıyor. Depremlerden en çok etkilenen Antakya'nın ilçelerinde, mahallelerinde kimin kapısını çalsak, sokakta kimi durdurup konuşsak sorunlarını dile getiriyor. Çünkü bir yıl geçmesine rağmen ne barınma sorunu çözülebildi, ne ulaşım, ne de sağlık...

Antakya dayanışmanın ve bunun sonucunda yardımların en çok ulaştığı kentlerden de aynı zamanda. İktidarın tekçi politikalarını bilen çok sayıda devrimci örgütler, demokratik kitle örgütleri ilk günden itibaren Antakya'ya gitti. Bir suyun dahi ulaştırılmadığı halkın yeme-içme, barınma sorunlarını çözmeye çalıştı. Kendi imkanlarıyla topladıkları yardımları halka ulaştırmaya çalışan devrimciler, demokratlar daha sonra -her afet ve dayanışmanın yükseldiği durumda olduğu gibi- devlet tarafından alandan uzaklaştırılmak istendi, yardımlara el konuldu, "devlet varken size ne hacet" denildi.

HALK YARDIMLARIN HAKKANİYETLİ DAĞITILMAMASINA TEPKİLİ
Ancak devlet o gün olduğu gibi bu bir yıllık süre içerisinde de halkın yeme, içme, barınma gibi zorunlu ihtiyaçlarını karşılamadı.

Kapısını çaldığımız Fevziye Yücel de bu dertten muzdarip. Fevziye teyzenin evi yamaçta. 17 yıldır yalnız yaşıyor. Eşi öldükten sonra ondan kalan emekli maaşıyla geçiniyor. Emekli maaşı demişken yüksek meblağlar canlanmasın gözünüzde 5 bin lira alıyormuş, yeni zamdan sonra 7 bin liraya yükselmiş. Yani harca harca bitmez(!) Çok sayıda hastalığı var Fevziye teyzenin; kanser, beyninde pıhtılaşma, boyun fıtığı en çok sıkıntıya düşüren. Ağrılarından dolayı yaşam kalitesi gittikçe düşmüş.

'15 GÜN SANDALYENİN ÜSTÜNDE OTURDUK'
Fevziye teyzenin evi depremde yıkılmamış, ancak çatlaklar oluşmuş. E korkmuşlar tabii. Çatlakları gösteriyor, tam ortasından ikiye ayrılan merdivenleri. Sonra da bahçedeki çadırı. Başlıyor anlatmaya: "Deprem oldu ev yıkılmadı, ama biz dışarı çıktık. Sandalyenin üzerinde oturduk. Kızımın bir evi vardı sağlam çocukları oraya gönderdik. Böyle 15-20 gün kaldık. Sonra oğlumun ismini yazdılar, yardımsever bir dernek (Koreliler) bize bir çadır verdi, 3-4 ay beş kişi, çoluk çocuk o çadırda kaldık."

'BİR DAHA DEPREM OLURSA NE YAPACAĞIZ'
AFAD'a defalarca başvurduğunu, ancak çadır alamadığını anlatan Fevziye teyze, "Bir daha deprem olursa biz ne yapacağız" diye soruyor. Korelilerin verdiği çadırın artık su ve soğuk geçirmeye başladığını anlatarak, "Bu dayanıksız çadırda mı yaşayacağız" diye sorarak endişesini dile getirdi.

'8 ÇEŞİT İLAÇ KULLANIYORUM, İLAÇLARI BULAMIYORUM'
Kanser hastası olduğunu, tedavi gördüğünü, deprem zamanı çadırdan dahi çıkamadığını ve 8 çeşit ilaç kullandığını dile getiren Fevziye teyze, depremden sonra da bir kere Altınözü'ndeki sağlık ocağına gidebilmiş sonrası yok.

'EMEKLİ MAAŞI ALDIĞIM İÇİN KİMSE ELİNİ UZATMADI'
"Peki yardım alabildin mi" sorumuzu şöyle yanıtladı Fevziye teyze: "Kimden yardım alacağız. Buraya o kadar yardım geldi, nereye gitti bu yardımlar. Bir battaniye, bir çorap alamadık. Ama çok şükür eşim öldükten sonra emeklilik maaşı geldi (şu an 7 bin lira) onunla idare ettim." Fevziye teyze emekli maaşı olduğu için devletten herhangi bir yardım alamadığını "E emekli maaşım var diye de kimse bana elini uzatmadı" sözleriyle anlattı.

'YABAN DOMUZLARIYLA YAN YANA YAŞADIK'
Daha sonra bahçeye çıktık. 5 ay kaldıkları çadırı gösterdi Fevziye teyze, az ötede de eşilmiş topraklar var. Geceleri yaban domuzları geliyormuş, neredeyse yan yana durmuşlar, sürekli etraflarında dolaşmışlar. Gidecek bir yerleri olmadığı için de korka korka orada kalmaya devam etmişler...