25 Eylül 2024 Çarşamba

Waşukani Kampı'ndan izlenimler: Hava soğuk imkanlar kısıtlı tek umut direniş

İşgal nedeniyle evlerini terk eden Serekaniyelilerin kaldığı Waşukani kampında çadırları ziyaret ediyoruz. Çocuğunu şehit verenlerden, ölümle tehdit edilenlere kadar pek çok aile yaşadıklarını anlatıyor. Evlerine geri dönmek istiyorlar. Herkes çetelerin bir gün topraklardan çıkartılacağından umutlu.

Türkiye ve desteklediği çetelerin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik gerçekleştirdiği işgal saldırısında yaşlı ve çocuk binlerce sivil evlerini terk etmek zorunda kaldı. İşgal güçlerinin saldırılarında Kürt, Arap, Süryani ve Asuri halklarından çok sayıda kişi zarar gördü. Yüzyıllardır Osmanlı ve devamcılarının zoruyla karşılaşan bölge halkı yine göç yollarına düştü.

Özerk Yönetim Sosyal Hizmetler Bürosu, göçmen durumuna düşürülen kişi sayısını 300 bin olarak açıkladı. 86 bin öğrenci de eğitim hakkından mahrum kaldı. İşgal en çok kadın, çocuk ve yaşlıları etkiledi.

Göçmen durumundaki ailelerin bir bölümü Til Temir, Qamişlo ve Heseke'deki okullarda kalıyor. Özerk Yönetim, evlerini terk eden aileler için Heseke yakınlarında bir kamp inşa etti. Kısıtlı imkanlar nedeniyle bir yandan yapımı süren kampa şu an 1500'ü aşkın kişi yerleştirilmiş durumda. Tamamlanması ile birlikte kampta 15 bin kişinin yaşaması planlanıyor. Heyva Sor a Kurd ve Özerk Yönetim her konuda ailelere yardımcı oluyor. Kış şartlarında kurulan kampta koşullar oldukça zor. Olanaklar sınırlı. İhtiyaçlar fazla.

KENDİ AYAKLARI ÜZERİNDE DURMAYA ÇALIŞAN KAMP: WAŞUKANİ
Serekaniye ve Til Temirli ailelerle görüşmek için gittiğimiz Waşukani kampının yöneticileri Rojhat Ali ve Gülistan Oso, gelişmeler hakkında bilgi verdi.

Kampa uluslararası herhangi bir yardım kuruluşunun yardım edip etmediği sorumuz, olumsuz yanıt aldı. Edindiğimiz bilgiye göre; bazı yardım kuruluşları heyet biçiminde kampa gelmiş, yöneticiler ile görüşüp bilgi almış ancak haftalar geçmesine rağmen herhangi bir yardımda bulunmamış.

Kamptaki barınma, tüketim, sağlık hizmetleri gibi ihtiyaçlar özerk yönetim ile bölge halkının çabaları sayesinde karşılanıyor.Kamptaki çadırlara henüz elektrik verilemiyor. Akşamları aydınlatma için güneş enerjisi ile şarj edilebilen fenerler kullanılıyor. Çoğunluğu Arap halkından 250'den fazla ailenin bulunduğu kampta, DAİŞ çetelerine karşı verilen mücadelede yakınlarını kaybeden aileler de var.

Kampta yaptığımız çekimler esnasında çok sayıda ailenin çadırına konuk olduk, yaşadıklarını dinledik, görüşlerini aldık. Kampta ilk dikkat çeken şey, tanık oldukları savaşın izlerini taşımalarına rağmen oyun oynayan çocuklar oldu. Kamp içinde henüz bir oyun alanı olmadığı için çocuklar çadırların arasını parka çevirmiş durumda. Tüm dikkatleri üzerilerine toplamayı başarıyorlar.

'ÇOCUKLARIMIN YOLDAŞLARI ÇETELERİ EVLERİMİZDEN ÇIKARTACAK'
İlk ziyaretimiz Meysa Harun ve ailesinin çadırına oldu. Bir çocuğunu 2017 yılında şehit veren Harun, "Serekaniye'den korktuğumuz için çıktık ama o toprakları Erdoğan ve çetelerine asla teslim etmeyeceğiz. Onlar hırsızlık için geldiler. Benim çocuklarımın yoldaşları, çeteleri o topraklardan çıkartacak. Buna inanıyorum" diyor.

Dört çocuğundan birinin şehit, birinin halen cephede olduğunu belirten Harun şöyle devam ediyor: "Biz bu toprakları özgürleştirmek için bedel ödedik. Bu toprakları savunmak için tek bile kalsam, sonuna kadar direneceğim."

İki çocuğu yanında olan Harun, konuşması boyunca yaşadıkları acılara, içinde bulundukları zorluklara değil, işgale karşı direnişin neden önemli olduğuna dikkat çekmeyi tercih etti. Çadırdan çıkarken de bizleri "berxwedan jiyane (yaşamak direnmektir)" diyerek uğurladı.

HAVA SOĞUK, YEMEK SINIRLI
Waşukani kampının yemek ihtiyacı da özerk yönetim ve yerel kimi yardım kuruluşları tarafından karşılanıyor. Kampın kahvaltı ve öğle yemeği gibi ihtiyaçları ise yardım kolileri dağıtılarak ailelerin kendi hazırlaması yöntemi ile çözülüyor. Rojava Yardım Derneğine bağlı kuruluş çalışanları ise tek tek tüm çadırlara akşam yemeği dağıtıyor. Her çadıra kişi sayısına göre yemek veriliyor.

Serekaniye kent merkezinden gelen bir ailenin çadırına konuk oluyoruz. Rojava ve Hoşeng isimli iki çocukları olan Ehmed Ailesi ısrarla yemeklerini paylaşmak isterken, teklifi kabul etmekte zorlanıyoruz. Kendilerini rahat hissetmeleri için yine de bir kaç lokma alıyoruz. Çadır oldukça soğuk olduğu için genel olarak battaniye ile oturuluyor. Komşulardan toplanan bardaklar ile çay ikram ediliyor. Çadırda işgal ve katliam saldırılarına ilişkin sözlerin ağırlığı var. Çocukların kameraya olan ilgisi ve çekim yapmalarına izin vermemiz üzerine yaşadıkları mutluluk, çadırda yüzlerin gülmesine vesile oluyor.

Akşam boyunca çadırların konuğu olarak çekimler yaptık. Gece de kampta kalmak istiyoruz ancak ailelerin kendileri için dağıtılan sınırlı sayıdaki battaniyeleri bize vermesinden endişe ederek, sabah erken saatlerde geri gelmek üzere kamptan ayrılmak zorunda kaldık.

Güneşin doğuşuyla kampta hayat erkenden başlıyor. Gruplar halinde kadın ve erkeklerin sohbetlerine katılıyoruz. Son günlerdeki işgal saldırıları ile DSG'nin özgürleştirdiği duyulan köylerin isimleri bize yöneltilen soruların çoğunluğunu oluşturuyor.

Çocuklar çadırlarının önünde oyun oynamayı sürdürüyorlar. 10 yaşlarındaki Serekaniyeli Sarya, okulunun çeteler tarafından işgal edildiğini ve karargah olarak kullanıldığını söylüyor. Kısa diyaloğun ardından Sarya beştaş oyununa geri dönüyor. Peşimizde bir çocuk ordusu ile çadırlar arasında yürüyoruz. Kampta su ihtiyacı, çadırlar arasındaki sokaklara konulan varillerle gideriliyor. Bulaşıklar, çamaşırlar burada yıkanıyor. Herkes az su harcamaya özen gösteriyor.

'ÇETELER ÖLÜMLE TEHDİT ETTİ'
Til Temir'e bağlı Leylan Köyü'nden Ayşe İbrahim çadırın önünde tek başına oturuyor. 70'li yaşlardaki İbrahim çeteler köylerini işgal ettiğinde evinden çıkmadığını söylüyor. Tehditlerle sorguya çekilen İbrahim, kendisine sürekli DSG'de yer alan çocukları ile silahlarını nereye sakladığının sorulduğunu belirtiyor. İbrahim, çocukları için "size karşı halkını koruyor" dediğini söylüyor. Kafasına silah dayayan çeteler, "sabah, öğlen, akşam bu evi kontrol edeceğiz" diyor. Ayşe İbrahim, gizlice köyden çıktıklarını ve DSG savaşçılarının bulunduğu bölgeye ulaşarak canlarını kurtardığını anlatıyor.

WAŞUKANİ KAMPININ DAYANIŞMAYA İHTİYACI VAR
Saldırılar esnasında yaralı ve şehitler Heyva Sor a Kurd çalışanlarının Waşukani kampında bir merkezi var. Kamyon kasasında kurulu merkezde sağlık taraması yapılıyor. Bu merkez pek çok ihtiyaca cevap olmaya çalışıyor.

Göçmen sayısının her gün arttığı kamp, kışın gelmesiyle daha büyük zorluklarla karşı karşıya. Kamp yönetimi, sorunların çözümü için büyük bir çaba sarf ediyor. Ancak, öyle görülüyorki yardım kampanyalarına sunulacak en küçük destek, kampta büyük bir karşılık bulacak. Ezilen halkların dayanışması ile her türlü zorluğun üstesinden gelinecek.