30 Eylül 2024 Pazartesi

Urfa'da Suruç paneli: Mücadelemiz ısrar ve kararlılıkla sürüyor

Urfa'da düzenlenen Suruç katliamı panelinde, Suruç'un faillerinin Ankara katliamını gerçekleştirdiği dikkat çekildi. SGDF'nin doğru zamanda doğru yerde olduğunun altı çizilen panelde, birlikte mücadeleyle adaletin sağlanacağı kaydedildi.

Suruç katliamının 7. yıl etkinlikleri kapsamında Urfa'da panel düzenlendi. Urfa Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu'nda gerçekleşen panele Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü, HDP Urfa il ve ilçe yöneticileri, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), 78'liler Girişimi üyeleri, Türkiye İşçi Partisi (TİP), 497 gündür adalet mücadelesi yürüten Emine Şenyaşar ve Ferit Şenyaşar ile kentte bulunan emek ve meslek örgütü üyesi çok sayıda kişi katıldı.

Panelin moderatörlüğünü Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Urfa Şubesi Hapishaneler Komisyonu Eş Sözcüsü Ayşe Şehriban Demirel üstlendi.

İZOL: SURUÇ'UN FAİLLERİ ANKARA KATLİAMINI GERÇEKLEŞTİRDİ
İlk söz alan Avukat İzol, katliam davasında yaşananları hatırlattı. 2015 yılında gerçekleşen katliamın travmasının kolay kolay atlatılamayacağını söyleyen İzol, "Bu davanın şekilsel bir dava olmadığını, 33 düş yolcusunun katledildiği gibi yüzlerce kişi yaralandı. Böyle bir davanın adalet ile sonuçlanması için elimizden geleni yapmak istedik" dedi .

Davanın aydınlatılması için mahkemeden talep ettikleri hiçbir şeyin kabul edilmediğine dikkat çeken İzol, "Dosyadaki gizlilik kararı 18 ay boyunca sürdü. İstediğimiz deliller soruşturma aşamasında toplanmadığı gibi hiçbir araştırma da yapılmadı. Suruç katliamı failleri, 10 Ekim Ankara katliamını gerçekleştirdi. Eğer Suruç katliamı failleri araştırılmış olsaydı Ankara katliamı gerçekleşmeyecekti" ifadelerini kullandı. 

ŞENYAŞAR: BU COĞRAFYADA YAŞANAN KATLİAMLARIN ÜZERİ ÖRTÜLMEK İSTENİYOR
Gözleri önünde kardeşleri ve babası katledilen, kendisi ise katliamdan yaralı kurtulan Ferit Şenyaşar da 497 gündür tüm zorluklara rağmen adalet mücadelesi verdiklerini dile getirdi. Suruç katliamını işaret eden Şenyaşar, "Yaşadığımız coğrafya kaderdir diye bir söz var" dedi ve ekledi: "Yaşadığımız coğrafyada silahlar hiçbir zaman susmadı. Bu katliamların üzeri hep örtülmeye çalışıldı. 33 düş yolcusu Suriyeli çocuklara oyuncak götürmek, çocuklara umut olmak istiyordu. Ve hedef seçildi."

KARA: ROJAVA DEVRİMİ FAŞİZMİN KORKULU RÜYASIYDI
"Biz neden Kobanê'ye gitmek istedik" diyerek söze başlayan SGDF MYK üyesi Tanya Kara, "Beraber savunduk beraber inşa edeceğiz" kampanyasının yürütüldüğü siyasi atmosferi ve kampanyanın amacını hatırlattı. Sosyalist gençlerin yanı başlarında gerçekleşen Rojava devrimine gözlerini kapatamayacağının altını çizen Kara, "İçerisinden geçtiğimiz siyasi süreç Gezi ayaklanmasının yaşandığı, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin yükseldiği, HDP'nin üçüncü bir cephe olarak kendini ortaya koyduğu, Rojava devriminin yaşandığı bir süreçti. AKP-MHP faşizminin korkulu rüyasıydı Rojava devrimi" dedi. 

Rojava devriminin savunusunda yer alan sosyalist gençler olarak yeniden inşa edilişinde de kendilerinde önemli bir sorumluluk biçtiklerini dile getiren Kara, "Bu saldırı Gezi'de direnen gençlerin Kürt halkının onur ve özgürlük mücadelesini yükselttiği topraklara gitme, ezilen halklarla dayanışma pratiğinin örgütlenmesine dönük bir saldırıydı. Suruç katliamı yeni bir siyasi sürecin başlangıcı oldu ve bu bakımdan Suruç için adalet herkes için adalet talebiyle buluştu. Katliamın aydınlatılması için sokaklarda, mahkeme salonlarında mücadele ettik. Suruç katliamı Türkiye ve Kürdistan'da gerçekleşen en büyük gençlik katliamı oldu. Gençlik örgütleri olarak 7 yıldır birleşik bir temelde adalet mücadelemizi ısrar ve kararlılıkla sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı.

YÜKSEKYAYLA: SURUÇ TOPLUMUN BÜTÜN SAĞLIĞININ ÇÖKÜŞÜDÜR
Urfa Tabip Odası üyesi Baran Yüksekyayla da katledilen 33'leri anarak sözlerine başladı. Suruç katliamını bir sağlıkçı olarak değerlendirdiğini ve zor bir trajedi olduğunu dile getiren Yüksekyayla, şöyle devam etti: "Sağlık bir bireyin fiziksel, ruhsal sosyal ve siyasal iyilik halidir. Suruç katliamı gerek kişilerin gerekse toplumun bütün sağlığının çöküşüdür. Suruç katliamında yaşamını kaybeden arkadaşların yaşamı elinden alınmış, yaralı arkadaşlarımız fiziksel anlamda zarar görmüşlerdir. Toplumsal bir travma yaratılmıştır."

Konuşmaların ardından panel katılımcıların aldığı sözler ve soru-cevaplarla devam etti.