7 Ekim 2024 Pazartesi

Tutsaklar işkence görüyor ve hakları gasp ediliyor

Marmara Bölge hapishanelerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırlanan raporda; işkenceye maruz kalan tutsakların sağlık, iletişim ve infaza eşitlik olmak üzere birçok hakkının gasp edildiği aktarıldı. Öte yandan gardiyanların düşmanca davrandığı da vurgulanan raporda, itiraz eden tutsakların "cezalandırıldığı" belirtildi. 

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Marmara Bölgesi hapishanelerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin hazırladığı raporu dernek binasında düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.

Silivri, Tekirdağ 1 ve 2 No'lu  F Tipi, Edirne F Tipi Kapalı, Kandıra F Tipi, Bakırköy Kadın Kapalı, Balıkesir Bandırma 1 No'lu T Tipi, Maltepe 2 No'lu L Tipi, Maltepe 3 No'lu, Samsun Bafra T Tipi, Gebze M Tipi, Edirne Kadın Kapalı, Bursa H Tipi, Balıkesir Kepsut 1 No'lu Hapishanesi olmak üzere 14 hapishaneden başvuruların yer aldığı raporu İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri okudu.

'TESPİT EDİLEN HAK İHLALİ SAYISI BİN 609'
Yoleri, "Nisan ayında yapılan 6 başvuru içinde 35, Mayıs'ta yapılan 30 başvuru içinde 626, Haziran'da ise yapılan 35 başvuru içinde 829 olmak üzere toplam bin 490 ihlal meydana gelmiştir. Basın taraması yolu ile tespit edilen toplam 119 ihlal ile birlikte bu sayı bin 609 olmuştur" dedi.

'İŞKENCE YAPILDI; SAĞLIK, İLETİŞİM VE İNFAZDA EŞİTLİK HAKKI ENGELLENDİ'
Yapılan başvurularda kötü muamele, işkence,  sağlık hakkı, iletişim hakkı ve infazda eşitlik ilkesinin yanı sıra eğitim hakkı ve adalete erişim hakkı gibi birçok konunun yer aldığı bilgisini aktaran Yoleri, "Üç ay boyunca; mahpuslara yönelik fiziki saldırılar, tehdit, darp, çıplak arama, baskın hücre aramaları yoluyla işkence ve kötü muamele, sağlık ve tedavi hakkı alanındaki ihlaller, keyfi yasak ve uygulamalar devam etmiştir. Salgını bahanesiyle hapishanelerde bütün sosyal haklara getirilen kısıtlamalar devam etmiş, tecrit ve izolasyon derinleşmiştir. Yeterli önlem alınmadığı için covid-19 vakaları artmış, testi pozitif mahpuslar hastalık bulaşmamış mahpuslarla aynı hücrelere konularak hastalığın yayılmasına zemin hazırlanmıştır" diye konuştu. 

'İTİRAZ EDEN TUTSAKLARA HÜCRE CEZASI'
Tutukluların yaptığı hastane başvurularının sistematik bir şekilde yerine getirilmediğini de paylaşan Yoleri, "Kelepçeli muayene ve olumsuz karantina uygulamaları nedeni ile hastaneye sevkler ve tedaviye erişimde yaşanan sorunlar artmaya devam etmiştir. İletilen bilgilere göre;  covid-19 hastası mahpuslara halen yeterli beslenme sağlanmamaktadır. Hücre ve üst aramalarında gardiyanlar maske ve eldiven kullanmamakta, mesafeyi korumamakta, uyarıda ya da itirazda bulunan mahpuslara disiplin işlemi başlatılarak hücre cezası verilmektedir" ifadelerini kullandı. 

'YOĞUN ŞEKİLDE ÇIPLAK ARAMA İŞKENCESİ UYGULANDI'
Üç aylık dönemde özellikle çıplak arama işkencesinin çok yoğun bir şekilde yaşandığını kaydeden Yoleri, çıplak aramayı kabul etmeyen tutukluların ise işkenceye maruz bırakıldığını dile getirdi. Yoleri, "Çıplak aramayı kabul etmeyen mahpuslara işkence edilerek, giysileri parçalanarak zorla giysileri çıkarılmış ayrıca mahpuslara görevli memura direnmekten davalar açılmış, mahpusun yaptığı şikayetlere 'kovuşturmaya yer yoktur' cevabı verilmiştir" dedi.

'TUTSAKLAR İZOLE EDİLDİ'
Salgın süreciyle birlikte hapishanelerde tecrit uygulamasının daha da artığına işaret eden Yoleri, şöyle devam etti: "Mahpusun; diğer mahpuslarla iletişimini sağlayan sohbet spor hakkı tamamen, ailesi ve yakınları ile bağı da dahil bir bütün olarak dışarıyla bağı ise değişik araç ve uygulamalarla yüksek derecede sınırlanmıştır. Bu durum mahpusun sadece sosyalleşmesini değil, sosyal dayanışma, kültürel gelişim, dışarıda olan biteni anlama, kendisini geliştirecek düşünsel araçlara ve bilgiye erişme imkanlarını da ortadan kaldırmış, mahpusu sert bir şekilde dışarıdan izole etmiş, yalnızlaştırmıştır."

'TECRİT BİR İŞKENCE YÖNTEMİDİR'
Devam eden ve açlık grevi nedeniyle tutukluların sağlık ve yaşam haklarına yönelik çok ciddi saldırıların yaşandığını dile getiren Yoleri, taleplerinin anayasa ve uluslararası sözleşmelere uygun olduğunu ve karşılanması gerektiğini kaydetti. Yoleri, "Çözülecek taleplerine duyarsız kalınması, anayasa ve ilgili sözleşmelerin bile bile ihlal edilmesi anlamına gelmekte, yaşanacak her tür olumsuzlukta yetkililerin açık sorumlu olacağını göstermektedir. Yetkililere sesleniyor, bir işkence yöntemi olarak tanımlanan tecrit uygulamasına, ayrımsız tüm mahpuslar bakımından derhal son verilmesini istiyoruz" diye konuştu.

'GARDİYANLAR DÜŞMANCA DAVRANIYOR'
Birçok başvurunun ise gardiyanların kötü uygulamalarıyla ilgili olduğu bilgisine dikkat çeken Yoleri,  "Mahpuslara düşmanca davranış, keyfiyet had safhaya varmış bulunmaktadır" dedi.

Raporda yer alan tutukluların beyanları şöyle: 
▪ "Samsun Bafra T Tipi Cezaevi'nde bulunan A. K, İHD'ye iletilmesi üzerine oğlu S. K'ye, 'Beni 7 Mayıs günü Samsun Bafra T tipi Hapishanesine sevk ettiler. Bafra hapishanesindeki girişte çıplak arama dayattılar, kabul etmedim ve saldırdılar. Ben de slogan atarak direndim, zorla üzerimdeki giysilerimi çıkararak darp ettiler, hatta boynumun üzerine dizlerini koyarak bastırdılar. O gün boyun ağrısından dolayı hiç uyuyamadım. Direniş sırasında, 'İnsanlık onuru işkenceyi yenecek' sloganı attım sürekli ama kar etmedi saldırı devam etti. Şimdi çıplak aramaya karşı direndiğim için ve slogan attığım için disiplin soruşturması açacaklarını söylediler.
▪ Bandırma 2 Nolu T Tipi Cezaevi'nden derneğe başvuruda bulunan tutuklu M.A, 'Uzun süredir sağlık hizmetlerinden yararlanamıyoruz. Pandemi koşullarında hastaneye gidiş gelişler çok aza inmiş durumda. Kendimiz de çok zorunlu olmadıkça hastaneye gitmeyi tercih etmiyoruz. Hatta birçok arkadaşımız belirli aralıklarla yapması gereken kontrol ve tahlilleri yapmak için hastaneye gidemiyor. Hal bu olmasına rağmen, çok zorunlu olmasına rağmen hastaneye gidemiyoruz. Zira dış güvenlikten sorumlu jandarma yaklaşık 4-5 aydır 'ağız içi arama' adı altında onur kırıcı bir arama dayatıyor. Ağız içi araması olarak yumuşatılmaya çalışılsa da özünde tam bir psikolojik baskı ve işkencedir. Dilini aşağı yukarı kaldır ağzını tam aç dilini sağa sola götür diyerek insanın onuru ile oynanıyor."