7 Kasım 2024 Perşembe

Politik atılımı yükseltelim, partiyi büyütelim

Komünist öncü, bir bütün tarihi ve devrimci politika deneyimiyle kitlelere hücum parolasıyla devrimci kitle çizgisinde derinleşmeye, politik atılımı yükselterek kitleler arasında siyasi varlık haline gelmeye, öncü partiden önder partiye yürüyüşün politika ve örgütte stratejik adımlarını atmaya çağırıyor.

Siyasetin kendini ve şeyleri yönetmek olarak şekillendiği, bir çeşit özyönetim durumunu ifade ettiği komünal toplumun aksine, sınıflı toplumlarda siyaset bir sınıfın öteki üzerinde zora dayalı egemenliği, bunun iktidarsal yönetim biçimi anlamına gelir. Bu yönetme biçimi devlettir. Devlet sınıflı toplumda siyasetin merkezindedir, sınıfların karşılıklı konumlanma ve mücadeleleri de siyaseti üretir.

Lenin politikayı, "devlet işlerine, yönetimine, devlet faaliyetlerinin biçim, görev ve içeriğinin belirlenmesine karışmak, belirlemek" olarak tarifliyor. Politikanın bütün kanallarının ulaşacağı noktada devlet, devletle ilişkiler durur. Marks, bir sınıfın bir sınıfa karşı mücadelesinde bir sonraki hedefin egemenlik sağlamak olduğunu söylemiştir ki, bu sınıf mücadelesinin politik mücadeleye doğru, egemenlik mücadelesine doğru ilerleyeceği, gelişip derinleşeceği anlamına gelir. Yani, politika bir iktidar mücadelesidir ve özü devlet aygıtını kimin ele geçireceği sorunudur.

Politik mücadele iktidar mücadelesi olduğu kadar, ekonomik-demokratik mücadeleyi ve reformlar için mücadeleyi de içerir. Burjuva devleti yıkmayı toplumsal devrimin ilk hedefi olarak önüne koyan kuvvetlerin, işçi sınıfı ve ezilenleri ilgilendiren her türlü gelişmeye, devletin her adımına deyim uygunsa burnunu sokmasıdır. Devlet işlerine her türlü müdahale siyasal eylemin kapsamına girer. Politika ve politik mücadele amaç ve hedefler, mevzilenme planı, mücadele araç ve biçimleriyle yani strateji ve taktik doğrultusunda kurulur ve her politik hareket bir önderlik içerir. Politik mücadelenin en etkin önderlik ve yönetme aracı partidir. Partilerin önderlik tarzını işçi sınıfı ve ezilenlerin talepleriyle ilişkilenme tarzı ve politikaları şekillendirir. Politik önderlik, tesadüfen yapılan bir politikayla değil, amaç ve görevler bütünlüğü, ulaşılmak istenen yer ve çözümlenmek istenen şeyin somutluğuyla şekillenir. Ana ilkeler, yönelimler ve amaçların açıklandığı bir programa göre hareket, politikanın zorunlu ilişkisi, politik önderliğin mecburi istikametidir.

Sosyalizm iddialı her parti ve örgütün 'varlık hakkı'nı belirleyen şey ilkin programı, sonra da politik hareket tarzıdır. Türkiye-Kürdistan coğrafyasındaki parti ve örgütlerin içinde bulundukları koşullarının devrimci ihtiyaçlarına yanıt verme, devrimci önderliği üstlenme iddiası ile şekillendiklerini söyleyebiliriz. Fakat modern revizyonist SSCB'nin çöküşü ile başlayan ara dönem sosyalizm iddialı her bir parti ve örgütü yeniden yapılanma zorunluluğuna tabi tuttuğu gibi; '60-'80 döneminin getirdiği Marksist yönteme ilişkin yapısal bozulmayı aşmak, '75-'80 döneminin stratejisiz devrimcilik, devrimci kendiliğindencilikle malul politik önderlik anlayış ve tarzını aşmak her bir parti ve örgütün sınavı olmuştur.

Bu koşullar altında gerçekleşen Birlik Devrimi devrimci bir yol arayışı, anlamlı bir önderlik girişimidir. Öncülleri ve tarihsel birikimiyle, iddiasıyla biriciktir. Onun ürünü olan parti, her şeyden önce devrimci politik mücadelede yeni bir tarz yaratarak kendini gerçekleştirmiştir. Politik mücadelede yeni tarzın özü; '75-'80 döneminin devrimci kendiliğindenciliğinin eleştirisi, '71 devrimci hareketinin ve Kürt ulusal demokratik hareketinin devrimci iradiliğinin kavranması, "devrimi bekleme değil, devrimi örgütleme" iddiası ve yönelimidir.

Parti sınıf mücadelesinin bütün biçimlerini ilkesel olarak kabul etme, mücadele biçimlerinin en etkili bileşimini yaratma, her başkaldırıyı yaygınlaştırma ve iktidara yöneltme yönelimini yarattı. Halklarımızın her sorununu politik savaşımı geliştirmenin basamağı kılmaya, emekçileri ve ezilenleri saflaştırıcı politik gündemler yaratmaya kilitlendi.

Politik hattını iki ülke, iki ulus gerçeği üzerine inşa etti, devrimci stratejisini birleşik devrim üzerine oluşturdu. Daha en başta Türkiye ve Kuzey Kürdistan devriminin eşitsiz gelişimini, birleşik devrimi Türkiye'den ikinci devrimci cepheyi geliştirme göreviyle yanıtlama yönelimini ifade etti. Emekçi sol harekette ezen ve ezilen ulus gerçekliğinin devrimci teori, program, strateji ve taktiklerde karşılığını bulması için kesintisiz ideolojik mücadele yürüttü, Kürt ulusal sorununa "emekçi çözüm", "sosyalist yurtseverlik" gibi kendi pratiğini geliştirdi.

Birliği devrimci hareketin mezhepçi, grupçu anlayışlarıyla mücadele temelinde örgütledi, emekçi sol hareketin '74-'80 döneminde kaybettiği iktidar perspektifini ve cepheleşme yeteneksizliğini tersine çevirmek için daha baştan cepheleşme ve birleşik devrimci önderlik yönelimine girdi. Emekçi sol hareketin faşizme karşı cepheleştirilmesi pratik politik yaklaşımı ve yöneliminin temel bir unsuru olageldi.

Parti tarzı her zaman işçi sınıfı ve ezilenlerin sorun, talep ve özlemlerine bağlı politika yapmakta cisimleşti. Parti, kendi örgütsel varlığını amaçlaştırmış bir politik anlayıştan, takvimsellikle sınırlanmaktan, içe dönüklükten uzak oldu. Somut durumun somut politikasını yaptı. Bütün demokratik sorun ve talepleri, mücadeleleri toplumsal devrime, devrimci programa bağlama yönelimi içerisinde oldu.

Kadın kurtuluş mücadelesi ve kadınlar arasında devrimci faaliyetin geliştirilmesi konusunda önemli eşiklerden geçerek, kadın devrimi programı ve çizgisini kazandı. Kadın yapılanması ve eşit temsiliyet düzeylerini içeren, kadın komünistlerin parti yaşamındaki inisiyatiflerini güvenceleyecek örgütsel model ve hukukla yürümeyi başardı. Kadın partisi olarak şekillenmek ve kadın isyanının pratik militanı olarak konumlanmak partinin yönelimiyken, emekçi sol hareket içerisinde erkek egemen yaklaşımlarla mücadele temel ideolojik mücadele konularından biri olarak belirginleşti.

Komünist öncünün politika yapış tarzındaki iradilik ve öncülük kavrayışı, öncü müdahale tarzının parlak örneklerinde kendini gösterdi. Partinin örgütlü güçlerinin harekete geçirilişine dayalı öncü müdahale tarzı, kitlelerin potansiyel enerjisinin uyarılması ve harekete geçirilmesini hedefledi. Politika yapış tarzı kendisi gibi düşünmeyen kitlelerle birlikte çalışmayı da içerdi, devrimci birleştiricilik özelliği, tüm antifaşist ve devrimci güçleri, işçi sınıfı ve ezilenlerin mücadeleci bölüklerini cepheleştirme yöneliminde karşılık buldu.

Belirli bir politik konu etrafında ve somut sonuç almak üzere güçlerin seferber edilmesi, devrimci enerjinin konu-hedef-zaman çerçevesinde belirlenmiş politik kampanyalarda odaklaştırılması da komünist öncünün politika tarzının karakteristik bir ögesi olageldi. Kampanyalar, politik mücadelede parti tarzının bütün unsurların toplandığı özgün mücadele pratikleri oldu. Tuzla tersanelerinde işçi katliamlarına karşı yürütülen kampanyadan, emekçi mahalleler ve işçi havzalarında kölelik yasalarına karşı yükseltilen bayrak yürüyüşüne, kadına yönelik şiddete karşı imza kampanyasından, Kobanê inşa kampanyasına, seçim meydanlarından barikat başlarına, ayaklanma günlerine uzanan tarihin her eşiğinde öncünün politik mücadele tarzının ayırt edici çizgileri devrimci pratikle verilidir.

Komünist öncü bir bütün tarihi ve devrimci politika deneyimiyle kitlelere hücum parolasıyla devrimci kitle çizgisinde derinleşmeye, politik atılımı yükselterek kitleler arasında siyasi varlık haline gelmeye, öncü partiden önder partiye yürüyüşün politika ve örgütte stratejik adımlarını atmaya çağırıyor. Devrimci sosyalistler geleneklerinin 30. yılında "şimdi Atılım zamanı" derken daha büyük politik çarpışmaları başarıyla gerçekleştirmek için parti eylemini yükseltiyor.

Bugün faşist şeflik rejimi ve ezilenler cephesindeki saflaşmanın geldiği düzey devrimci politikadan, bütün talepleri her günkü politik mücadelenin gündemi yapmayı, buna dönük saldırılar karşısında birleşilebilecek en geniş yığınları birleştirmek perspektifiyle politik özgürlük mücadelesini büyütmeyi bekliyor. O halde 30. yılımızda politik atılımı yükseltelim, yeni kavga yılını öncü partiden önder partiye yürüyüşün adımlarıyla mühürleyelim.

*İşçi Sınıfı ve Ezilenlerin Sesi ATILIM gazetesinin 04 Ekim tarihli 187. sayısında yayımlanan Gelenekten Geleceğe köşesi.