30. yılın aynasından ölümsüzlerimizin daveti
Ölümsüzlerimiz; devrim ve sosyalizm davasını ve kavgasını omuzlayıp yürüyen ML komünistlere, günün tasfiyecilik cereyanına karşı çok yönlü ve etkili bir mücadeleyi geliştirmeyi emrediyor. Partinin ve devrimin ihtiyaçlarını anlama ve en nitelikli biçimde yanıtlamayı salık veriyor. Ölümsüzlerimiz; bu mücadele konjonktüründe özel olarak devrime ve ölümsüzlere bağlılığımızı sınıyor. Bu sınamanın potası, sınıf savaşımının tüm devrimci görev alanlarıdır.
Gelenekten geleceğe yürüyen ML komünist öncü, 30. kavga yılında bütün varlık alanlarında devrimci kavgayı büyütme iddiasıyla yürüyor. Devrimci coşkuyla süren 30. yıl faaliyetleri tarihsel ve güncel görevleri iç içe geçen bir uyumla pratikleşiyor. Kasım ölümsüzler ayı uğrağı 30. yıl faaliyetinin final etabı olarak özel bir anlam taşıyor. Kasım uğrağında günün politik mücadele görevlerini ötelemeden ölümsüzlerimizi kavgada anıyoruz. Gündelik mücadele içinde ve değerine uygun biçimde ölümsüzlerimizle buluşuyor ve onları 30 yıllık şanlı kavgamızın en yüce bayrakları olarak işçi sınıfı ve ezilenlerin dünyasına taşıyoruz.
Aslında bu olağan devrimci pratik akış içinde, 30. yılın en güçlü parti hakikatlerinden biri duruyor. Bu hakikat dünümüzü, bugünümüzü ve geleceğimizi birbirine sımsıkı düğümlüyor. 30 yılın aynasına baktığımızda orada ne görüyoruz? Akıp giden pratik içinde bir ölümsüzlerin partisi hakikati görüyoruz. 30. kavga yılımızın aynasında, partiyi can feda mücadeleleriyle bugüne taşıyan ölümsüzlerimiz duruyor. Onlar partiyi kan-ter içinde inşa edip büyüten, canlarıyla devrimi ve partiyi yükselten ve yücelten, atılımlara hazırlayan ve atılımlarla ileriye taşıyan ölümsüzlerimizdir. Onlar tarihimizin yapıcıları ve bitimsiz kavgamızın ideolojik mayası ve harcıdırlar. Partinin yenilmez iradesi ve kırılmaz kararlığıdırlar.
30 yıllık devrimci savaşımımızın tarihi, ölümsüzlerimizle anıtlaşmıştır. Ölümsüzlerimiz, ML komünist öncünün ‘direnen ve savaşan öncü’ hakikatinin kızıl mührüdür. Bu tarih her şeyden önce ölümsüzlerimizin tarihidir, parti onların can esirgemez eylemlerinin eseridir. Öncellerinin tarihini de kapsayan elli küsur yıllık bu büyük devrimci gelenekte yüzlerce ölümsüzümüzün emeği ve can fedalığı var. Bilincimizin aynasına bir parti hakikati olarak kazıdığımız bu yalın olgu, hiç kuşkusuz bugün sınıf savaşımının bilcümle kollarında dövüşen ML komünistlere özel bir daveti durmadan yankılıyor.
Bugün 30. yılın aynasından ölümsüzlerimizin daveti ne anlama geliyor? Ölümsüzlerimizin güncel devrimci daveti, her şeyden önce partinin stratejik ve taktik çizgisinde şaşmadan yürümeyi, verili koşullara hücum etmeyi, parti ve devrim kavgasını büyütmek için sınır tanımaz bir biçimde kendini ortaya koymayı söylüyor. Ölümsüzlerimiz kavgayı omuzlayan ML komünistlere, içinde bulunduğumuz konjonktürde önümüze sıralanan politik görevlere sımsıkı sarılarak devrimci gelişmeyi büyütmeye çağırıyor. Partiye meydan okuyan tüm koşulları ve sorunları devrimci yol-yordam yaratıcılığıyla aşmayı söylüyor. En başta tasfiyeci dalga ve kuşatmayı yarıp geçmeyi emrediyor.
Uzun döneme yayılan özelleşmiş terör yöntemleriyle kesintisizce süren faşist tasfiyecilik saldırısı ve kuşatması bugünde tüm boyutlarıyla yürürlüktedir. ML komünist öncü varoluşunu tasfiyecilik koşulları altında devrimci temelde örgütleme ve üretme çizgisinde yürütmektedir. Tasfiyeciliğin ideolojik ve örgütsel tahribatı görünür ve görünmez boyutlarıyla sürmektedir. Tasfiyeciliğin politik formu olarak yasal devrimcilik tüm devrimci hareketi zayıflatan bir rol oynuyor. Yasal devrimcilik, belli devrimci varlık biçimlerinden feragat etme, kendini yasal ve yerleşik mücadele biçimleriyle sınırlamak olarak görünümleşiyor. Ancak ideolojik ve teorik bakımlardan daha derinlere doğru işliyor. Ölümsüzlerimiz bizi; tasfiyeciliğin görünür görünmez bütün varlık biçimlerine karşı mücadeleyi kesintisiz biçimde yürütmeye; yasal devrimciliğe karşı mücadeleyi ideolojik, politik ve örgütsel bütün boyutlarıyla yükseltmeye davet ediyor. Ölümsüzlerimiz; devrim ve sosyalizm davasını ve kavgasını omuzlayıp yürüyen ML komünistlere, günün tasfiyecilik cereyanına karşı çok yönlü ve etkili bir mücadeleyi geliştirmeyi emrediyor. Partinin ve devrimin ihtiyaçlarını anlama ve en nitelikli biçimde yanıtlamayı salık veriyor. Ölümsüzlerimiz; bu mücadele konjonktüründe özel olarak devrime ve ölümsüzlere bağlılığımızı sınıyor. Bu sınamanın potası sınıf savaşımının tüm devrimci görev alanlarıdır.
Tasfiyeci saldırı ve kuşatma çok çeşitli biçimlerde devrimci varlığı çözüyor. İşçi sınıfı ve ezilenlere karşı güvensizlik, devrimci iradenin iyimserliğini yok sayan olanakları görmeyen bir karamsarlık, politik iddiasızlık ve siyasi cesaretsizlik, en geri kitle bilincine yaslanma gibi görüş açısı ve düşünüş biçimleri emekçi sol hareketimizin devrimci bölüklerini sarıp sarmalayan politik tasfiyecilik görüngüleridir. Örgütsel yaşamda yetinmecilik, mazeretçilik, idare-i maslahatçılık, çeşitli konformizm alanları yaratma, risk çıtasını düşürme, profesyonel devrimciliğin gereklerine uygun yaşamı örgütlemekten uzaklaşma, düzgün parti işleyişinden kopma, dar pratikçi ve kendiliğindenci çalışma tarzını aşamama, eksik yoldaşlık, devrimci maneviyat kaybı ve mücadele şevkini yitirme, umutsuzlaşma, bireysel yaşam kurma eğilimleri, emekçilikte zayıflama, bürokratizm ve statükoculuk tasfiyeci koşulların ürettiği ve sonuç olarak devrimci niteliği çözen olgulardır.
Politik islamcı faşist şeflik rejiminin tasfiyeci saldırıları altında dövüşüyoruz. Ölümsüzlerimizin izinde yürüyoruz. 30. kavga yılında bize ölümsüzlerimizin emaneti olan öncü parti silahını daha ileri sınıf savaşımı düzeyine taşımayı, yeni atılımlara hazırlamayı hedefliyoruz. Şimdi atılım zamanı şiarı, aynı zamanda ölümsüzlerimizin 30. savaşım yılında kavga davetidir. Bu kasım uğrağı ML komünist savaşçılara ölümsüzlerimizin güncel çağrısı olan tasfiyeci saldırı ve kuşatmayı öncelikle parti gerçeği ve kendi somutluğunda kavramayı, duruma devrimci yönden hücum edip değiştirmeyi söylüyor. Örgütsel daralmayı tersine çeviren, parti ve devrimi birlikte örgütleyerek işçi sınıfı ve ezilenlerin önder partisini yaratmaya çağırıyor. Bu bağlamda istisnasız tüm ML komünistlerin önünde yeni bir devrimci nitelik düzeyi ve kapasitesi örgütleme görevi duruyor. Ölümsüzlerimiz; parti bayrağını onurla ve devrimin zaferi inancıyla taşıyan tüm yoldaşları kavganın bütün alanlarında bir adım öne çıkmaya çağırıyor.
Şimdi tüm ML komünistler; 30 yılın aynasından yansıyan ölümsüzlerimizin devrimci davetine yanıt olmak için harekete geçmelidir. Tasfiyeciliğe karşı mücadelede olabildiğince etkinleşmelidir. Yeni bir mücadele düzeyini önce kendinden örgütleyerek ileri sıçramayı hedeflemelidir. Ölümsüzlerimizden her yönüyle öğrenmeyi tam da bu verili koşullarda en ileri ve nitelikli devrimcilik örneklerini yaratarak somutlamalıdır. Ölümsüzlerimizin kendini yıkan ve yeniden kuran devrimci gelişimlerini yönetme deneyimlerinden öğrenmelidir. Gelişimlerinin önündeki iç engelleri aşmak için bilinçli ve kesintisiz bir iç ideolojik mücadeleyi örgütlemelidir. ML komünistler, tasfiyeci cereyandan bağışıksız olmadığına göre verili durumu tersine çevirmede kendi sınırlarını yıkıp iddialı ve cüretli bir devrimci pratikle tasfiyecilikten çıkışın öncüsü olmayı başarmalıdır. Şimdi, hızla devrimci kapasitelerimizi genişletme, kendini ideolojik-politik, örgütsel tüm devrimci meziyetlerle donatma, verili niteliklerimizi yükseltme, devrimci gelişmede derinleşme vaktidir. Ölümsüzlerimizin kılavuzluğunda öğrenerek dövüşme, dövüşerek öğrenme; düşüncede, duyguda, emekçilikte, partide, yoldaşlıkta, halkçılıkta, savaşta derinleşme vaktidir. Devrimci iddiayı, özgüveni örgütleme, misliyle büyütme, partiyi kitle mücadeleleri içinde büyütme ve kavgada önderleştirme zamanıdır.
*İşçi Sınıfı ve Ezilenlerin Sesi ATILIM gazetesinin 15 Kasım tarihli 193. sayısında yayımlanan başyazısı.