23 Eylül 2024 Pazartesi

Tutsak gazetecilerin duruşmalarına çağrı: Özgür basın susturulamaz

İstanbul, Ankara ve Diyarbakır'da düzenledikleri basın açıklamalarıyla tutsak gazeteciler Dicle Müftüoğlu, Abdurrahman Gök ve Sedat Yılmaz'ın duruşmalarına çağrı yapan basın örgütleri, ancak dayanışma ve mücadeleyle gazetecilik üzerindeki baskıların son bulabileceğini vurguladı.

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) ve Disk Basın-İş, tutsak gazeteciler Dicle Müftüoğlu, Abdurrahman Gök ve Sedat Yılmaz'ın aralık ayında görülecek duruşmalarına İstanbul, Ankara ve Diyarbakır'dan çağrı yaptı.

İSTANBUL
İstanbul'da Elmadağ'da bulunan Disk-Basın İş bürosunda düzenlenen basın toplantısına Disk Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, DFG Eşbaşkanı Serdar Altan, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Sekreteri Banu Tuna, ajansımız editörlerinden Nadiye Gürbüz ve çok sayıda gazeteci katıldı.

'TUTSAK GAZETECİLER ÜZERİNDEN BASINA GÖZDAĞI VERİLİYOR'
Basın açıklamasını okuyan Diren Yurtsever, basın özgürlüğü ve tutsak gazetecilerin durumunun kangrenleşen bir sorun olarak önlerinde durduğunu söyledi. İktidarın yandaş olmayan kimseye yaşam şansı tanımadığına işaret eden Yurtsever, "Gazetecilerin özgür çalışma ortamından yoksunluğundan tutalım, bir tweet attı diye derdest edilmesine, sokak gösterilerinde gazetecinin darp edilmesinden yayın organlarının sansürlenmesine kadar neredeyse her alanda gazeteciye yaşam şansı tanınmıyor. Mevzu Kürt gazeteciler ve özgür basın olunca baskı dozajı daha da arttırılarak adeta bu boğdurulmaya çalışılmakta, gerçeklerin üzerini kapatma uğraşı içerisine girilmektedir" dedi.

Aralık ayında onlarca gazetecinin yine gazetecilik faaliyetleri nedeniyle hakim karşısına çıkacağına işaret eden Yurtsever, tutsak gazeteciler üzerinden bir bütün olarak basın ve medya organlarına gözdağı verildiğini söyledi.

'DAYANIŞMA HEPİMİZİN ÖNCELİKLİ GÖREVİ'
Tutsak gazetecilerle dayanışma ve özgürlükleri için mücadelenin tüm gazetecilerin öncelikli görevlerinden olduğunu belirten Yurtsever, "Abdurrahman Gök 5 Aralık günü Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak. 7 Aralık günü ise DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu'nun duruşması yine aynı mahkemede görülecek. Son olarak Sedat Yılmaz 14 Aralık'ta Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak" dedi.

3 tutsak meslektaşlarının da kamuoyu tarafından tanınan, ses getirmiş haberlere imza atan gazeteciler olduğuna işaret eden Yurtsever, meslektaşlarının özgür basın geleneğinden gelmeleri nedeniyle de özel olarak hedef alındıklarını vurguladı.

'HERKESİ DİYARBAKIR ADLİYESİ'NE BEKLİYORUZ'
Tutsak meslektaşları dışında Aralık ayında 40 gazetecinin hakim karşısına çıkacağına dikkat çeken Yurtsever, basına yönelik baskıların son bulmasını istedi. Halkın haber alma hakkının gasp edilmesini, gazetecilere dönük baskı ve tutuklamaları, sansürü reddettiklerini ifade eden Yurtsever, şöyle devam etti: "Belirttiğimiz tarihlerde duruşmaları görülecek olan Dicle, Sedat ve Abdurrahman'ın bir an önce tahliye edilmesini istiyoruz. Bunun gerçekleşebilmesi için de başta gazeteci meslektaşlarımız olmak üzere, ulusal ve uluslararası basın meslek örgütleri ile tüm demokratik kurum, kuruluş ve kamuoyuna gazetecilerle dayanışma çağrısında bulunuyor, herkesi her üç arkadaşımızın duruşmalarının görüleceği Diyarbakır Adliyesi'ne bekliyoruz."

ALTAN: MESLEKTAŞLARIMIZ DERHAL TAHLİYE EDİLMELİ
DFG Eşbaşkanı Serdar Altan, gazetecilerin yerinin hapishaneler değil sahalarda haber yapmak, alanda olup biteni kamuoyuna yansıtmak olduğunu vurguladı. Çokça gazetecinin tutuklandığına, haklarında dava açıldığına işaret eden Altan, tutsak gazetecilerin yanında olmanın hayati olduğunu kaydetti. Altan, "Arkadaşlarımızın bir an önce tahliye edilmesini bekliyoruz. Baskıların bir an önce son bulmasını istiyoruz. Biraz daha ses çıkarırsak, dayanışma içerisinde olursak bunu başarabiliriz" ifadelerini kullandı.

EREN: DAYANIŞMAYLA BU KARANLIKTAN KURTULACAĞIZ
DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, dün Özgür Ülke gazetesinin bombalanmasının 29'uncu yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, o günden bu yana gazetecilerin üzerindeki baskının hiçbir zaman bitmediğini söyledi. Tutsak gazetecilerin iddianamelerinde hukuki bir dayanak olmadığına işaret eden Eren, arkadaşlarının gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklandığını, dışarıda kalanların da bu yolla tehdit edildiğini söyledi. Abdurrahman Gök'ün Kemal Kurkut'un katledilme anını fotoğrafladığı için yoğun bir baskıya maruz kaldığını belirten Eren, "Cezalandırılmak istenen gazetecilik budur. Dayanışmayla, hakikati daha çok anlatarak bu karanlıktan kurtulmayı umuyoruz. Herkesi bu duruşmaları izlemeye davet ediyorum" ifadelerini kullandı.

GÜRBÜZ: MÜCADELEYLE BU BASKILARA SON VEREBİLİRİZ
ETHA editörü Nadiye Gürbüz, Dicle Müftüoğlu, Abdurrahman Gök ve Sedat Yılmaz'la benzer tarihlerde tutuklandığını hatırlatarak, Kürt basını ve sosyalist basın üzerinde ciddi bir baskı söz konusu olduğunu söyledi. Kamuoyunda daha çok tanınan gazetecilere dönük baskılara herkes ses çıkarırken Kürt ve sosyalist gazeteciler için ses çıkarılmadığını vurgulayan Gürbüz, kendilerinin Kürt halkı, işçi ve emekçiler, kadınlar, gençlere dönük devletin zulmünü dile getirdikleri için hedef alındıklarını söyledi. Ancak mücadele ederek bu baskılara son verilebileceğini ifade eden Gürbüz, Müftüoğlu, Gök ve Yılmaz'ın yanında olduklarının altını çizdi.

ANKARA
Sincan Hapishane Kampüsü önünde yapılan açıklamada, gazetecilerin fotoğrafları ve "Özgür basın susturulamaz, gazetecilere özgürlük" pankartı taşındı.

Ortak metni okuyan DİSK Basın-İş Ankara Temsilcisi Turgut Dedeoğlu, "Yaptıkları haberler ve gazetecilik faaliyetleri suç sayılan gazeteci arkadaşlarımız, kamuoyu tarafından yakından tanınan, kamuoyunda ses getiren haberlere imza atmış gazetecilerdir. Zaten arkadaşlarımızın bu nedenle cezalandırıldıklarını düşünüyoruz. Yani iyi gazetecilik yaptıkları için. Ayrıca baskılara boyun eğmeyen bir gelenekten gelen özgür basın emekçileri olmaları, onları direkt hedef haline getirmektedir" ifadelerini kullandı.

Basına yönelik baskıların son bulmasını isteyen Dedeoğlu, "Gazetecilerin tutuklanmasını, basın ve medya organlarının baskı altına alınmasını, sansürlenmesini, susturulmasını reddediyoruz. Gazetecilerin sefalet koşullarına mahkum edilip, bu yetmezmiş gibi işsiz bırakılmasını derin bir sömürü olarak değerlendiriyoruz. Gazetecilere özgürlük talep ediyoruz. Belirttiğimiz tarihlerde duruşmaları görülecek olan Dicle, Sedat ve Abdurrahman'ın bir an önce tahliye edilmesini istiyoruz" dedi.

AYKOL: HALKIN HABER ALMA HAKKINI KARŞILIYORUZ
Gazeteci ve yazar Hüseyin Aykol, son bir yılda en az 35 gazetecinin tutuklandığına işaret ederek, "Yaptığımız sadece habercilik, halkın haber alma hakkını karşılıyoruz. Arkadaşlarımız aylarca içeride kalıyor ama ilk duruşmalarda salıveriliyorlar. Neden? Zaten kendileri gazetecidir, gazetecilik yaptıkları da mahkemede belli oluyor. Bu nedenle biz arkadaşlarımızın yine ilk duruşmada tahliyelerini talep ediyoruz" dedi.

DİYARBAKIR
Diyarbakır Adliyesi önünde düzenlenen basın açıklamasına çok sayıda kişi katıldı. "Özgür basın susturulamaz, gazetecilere özgürlük" yazılı pankartın açıldığı açıklamada, sık sık "Özgür basın susturulamaz" sloganı atıldı.

Ortak açıklama metninin Türkçesini DFG sekreteri Gülşen Koçuk, Kürtçesini ise MKG Yönetim Kurulu üyesi Roza Metîna okudu.

KAYA: HERKESİ GAZETECİLERİN YANINDA DURMAYA ÇAĞIRIYORUZ
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) milletvekili Adalet Kaya, dün Özgür Ülke gazetesine yapılan bombalı saldırının yıl dönümü olduğunu hatırlatarak,
"Üzerinden onlarca yıl geçmiş olmasına rağmen hala faillerin ortaya çıkarılmadığı, failleri azmettirenlerin kim olduğunu bildiğimiz halde devletin içindeki o karanlık güçlerin sorgulanmadığı, yargılanmadığı bir dönemden geçiyoruz. Bugün de aynı şekilde basın üzerindeki baskı, yargı ve kolluk tacizi ile sürüyor. Dicle Müftüoğlu, Sedat Yılmaz, Abdurrahman Gök ve cezaevinde tutuklu bulunan 62 gazeteci sadece gazetecilik faaliyeti yaptıkları için, halka doğru haberi ulaştırdıkları için yargılanıyorlar" dedi.

Kürt gazeteciler üzerindeki baskının çok daha sistematik olduğuna işaret eden Kaya, "Herkesi, Anayasa'yı yok sayan bu iktidara karşı Kürt gazetecilerinin yanında durmaya ve duruşmalara katılmaya çağırıyoruz. Gazetecilerin derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Bu arkadaşlar bombalamalardan, saldırılardan kurtularak, özgür basın geleneğini bugüne taşımış kişilerin mirasını devralmış gazetecilerdir. Yargı ve kolluk tacizi ile yıldıramazsınız. Arkadaşlarımız sadece gazetecilik yapıyorlar" dedi.