DEM Parti Hukuk Komisyonu: 'Umut hakkı'nın gereğini yerine getirin
"Umut hakkı" ve AKBK kararlarına ilişkin açıklama yapan DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, iktidara seslenerek, "AİHM Gurban grubu Türkiye kararlarıyla ilgili olarak Avrupa Bakanlar Komitesinin tavsiyelerine uyun ve bir an önce ilgili sosyal tarafların görüşünü alarak Umut Hakkının gereğini yerine getirin" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, "umut hakkı" ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin (AKBK) yaklaşımına ilişkin partinin Ankara'da bulunan genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
Komisyon Eş Sözcüsü Öztürk Türkdoğan, AKBK Gurban grubunun Türkiye'ye ilişkin 19 Eylül'de bir karara vardığını ve PKK lideri Abdullah Öcalan'ın durumunu da değerlendirdiğini belirtti.
'AKBK İŞİ AĞIRDAN ALIYOR'
"Türkiye'nin Umut Hakkı'nın gereğini yerine getirmesi bakımından önümüzdeki bir yıl içinde adım atmasını, adım atmaması halinde de Sekretaryaya bir ara karar taslağı hazırlamasını söyledi. Yine bu kararda, özellikle AİHM'in 2014 tarihli Öcalan 2 kararında belirttiği, sözleşmenin 3. maddesine aykırılığın da altını çizdi, teyit etti. Yani ölünceye kadar infazı AİHM kabul etmiyor. Her mahpusun mutlaka ve mutlaka, durumunun gözden geçirilmesiyle, tahliye olacağı tarihi bilme hakkı vardır. Bu, insan onuru gereği bir haktır. AİHS ve mahkeme içtihadı buna imkan tanıyor" diyen Türkdoğan, tahminlerine göre Türkiye'de bu durumda 4 bini aşkın insan bulunduğunu, hükümetin gerçek sayıları açıklamamakta ısrar ettiğini ifade etti.
AKBK'nin Öcalan söz konusu olduğunda işi ağırdan aldığını söyleyen Türkdoğan, "2021 yılı Eylül ayında Bakanlar Komitesi Türkiye'ye bir eylem planı sunması gerektiğini ifade ediyor. Aradan 3 yıl geçti ve Türkiye tavsiyelerin hiçbirine uymadı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını kaldırmadı, Umut Hakkını tanımadı; üstüne üstlük kesintisiz bir tecrit uygulamaya koydu. Bunun kabul edilmesi mümkün değil" dedi.
'TÜRKİYE GEREĞİNİ YERİNE GETİRMEZSE İHLAL PROSEDÜRÜ BAŞLATILMALIDIR'
AKBK'ye çağrıda bulunan Türkdoğan, şöyle devam etti: "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi açık. Sözleşmenin 46'ncı maddesi gayet açık. Eğer bir ülke AİHS kararlarına ısrarla, bilerek isteyerek uymuyorsa ihlal prosedürünü başlatmak durumundasınız. Yani Türkiye'nin kısa süre içerisinde Umut Hakkının gereğini yerine getirmemesi durumunda, Bakanlar Komitesinden beklentimiz sözleşmeyi yerine getirmesidir, bir ihlal prosedürünün başlatılmasını sağlamasıdır."
Giderek büyüyen bu sorun karşısında Türkiye'nin sorunu öteleme tutumunu terk etmesi ve İnfaz Kanununu bir an önce AİHM içtihadına uygun olarak düzenlemesi gerektiğini ifade eden Türkdoğan, "Bu konuda Meclis Grubumuz defalarca kanun teklifi vermiştir. En son verilen kanun teklifi de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının kaldırılmasını öneren ve yerine infaz rejimini düzenleyen bir tekliftir. Bunların mutlaka dikkate alınarak bir an önce değerlendirilmesi ve gereğinin yapılması gerekiyor" dedi.
'ÖCALAN ÜZERİNDEKİ TECRİT KABUL EDİLEMEZ'
Ağırlaştırılmış müebbet rejiminin uzatılmış ölüm cezası olduğunun altını çizen Türkdoğan, siyasal iktidara seslenerek, "Gelin, AİHM Gurban grubu Türkiye kararlarıyla ilgili olarak Avrupa Bakanlar Komitesinin tavsiyelerine uyun ve bir an önce ilgili sosyal tarafların görüşünü alarak Umut Hakkının gereğini yerine getirin" ifadelerini kullandı.
PKK lideri Abdullah Öcalan şahsında tecridi dahi aşan bir durum olduğunu kaydeden Türkdoğan, "Biz buna mutlak iletişimsizlik diyoruz. 42 ay geçti. Bir mahpusun avukatları ve ailesiyle görüştürülmemesi gerçekten kabul edilemez. Sürekli disiplin cezalarının verilmesi ve bu cezalara itirazların reddedilmesi kabul edilemez" dedi.
Öcalan'ın Kürt sorununun demokratik çözümünde belirleyici bir pozisyonda yer aldığını ifade eden Türkdoğan, "Türkiye'nin barışa ihtiyacı vardır, yeni bir barış sürecine ihtiyacı vardır. Bunun da yolu Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasından geçmektedir" dedi.
ÖZDOĞAN: TÜM TÜRKİYE HALKLARI SES ÇIKARMALI
Öcalan ve binlerce tutsağa dair taleplerinin geniş bir halk kesiminin talebi olduğunu vurgulayan komisyon üyesi Nuray Özdoğan, "Adalet talebi incinmiş bir halkta barış sağlamak zordur. Bu nedenle biz bir siyasi parti sorumluluğuyla hareket ediyoruz ve devletin kurumlarını, iktidarı bu halka karşı sorumlu olmaya davet ediyoruz. Bu bir sorumluluktur, bu bir zorunluluktur. AİHM kararı uygulanmalıdır ve halkların bu konudaki talebi göz ardı edilmemelidir. Demokratik bir süreç için bu zorunluluktur. Bu sizin isteğinize bağlı bir durum değildir. Dolayısıyla buna karşı aslında tüm Türkiye halklarının ses çıkarması gerekir" dedi.