22 Eylül 2024 Pazar

TTB'den maske, mesafe, hijyen, havalandırma önlemi uyarısı

Bir ayı aşkın süredir çok ciddi bir salgınla karşı karşıya kalındığının altını çizen TTB Aile Hekimliği Kolu, mevcut hastalığın basit bir nezle değil COVID ya da İnfluenza olduğunu vurguladı. Topluma maske-mesafe-hijyen-havalandırma önlemlerini uygulama çağrısı yapan TTB, ölümlerin yaşandığını Sağlık Bakanlığının ise sessizliğe büründüğünü kaydetti.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimliği Kolu (AHEK), solunum yolu hastalıklarına bağlı olarak ciddi bir salgın ile karşı karşıya kalınması üzerine çevrimiçi bir basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısının açılış konuşmasını yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, TTB Pandemi Çalışma Grubu üyesi Güçlü Yaman'ın yayımladığı verilere atıfla fazladan ölüm sayısının yeniden pandemi öncesi dönem ortalamasının üzerine çıktığını söyledi. Korur Fincancı, kamu otoritesinin aşı güveni oluşturmak bir yana, lobicilik gibi iddialar ile aşı tereddüdünü tırmandırdığını belirtti.

ÖKTEN: MASKE-MESAFE-HİJYEN-HAVALANDIRMA ÖNLEMLERİNİ UYGULAYALIM
TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten, ASM'lerin yanı sıra ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinde de salgın gerçeğiyle karşı karşıya olunduğuna dikkat çekti. Acil servislerin ve yoğun bakımların dolduğunu, randevuların aksadığını, bu durumun başka hastalıklar nedeniyle tedavi gereksinimi duyan insanları etkilediğini dile getiren Ökten, topluma maske-mesafe-hijyen-havalandırma önlemlerini uygulama çağrısı yaptı.

DR. ŞİRİN: AŞI KARŞITLIĞI KAOSU BÜYÜTTÜ
TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Aydın Şirin, Adıyaman'da hasta sayısının arttığını, polikliniklerin dolduğunu, özellikle işyerlerinin ve okulların ciddi bulaş ortamlarına dönüştüğünü ifade etti. Şirin, "Biz eylül aylarında risk grubundaki hastalarımızı aşılamaya başlarken, aşı eksikliği nedeniyle bu dönem birçok hastamızı geri çevirmek zorunda kaldık. Kamu otoritesinin bilimsel yaklaşımdan uzak bir şekilde aşı karşıtlığını ve tereddüdünü beslemesi de kaosu büyüttü" diye konuştu.

DR. KIRIMLI: HASTALIK NEZLE DEĞİL COVID VE UNFLUENZA
TTB Aile Hekimliği Kol Başkanı Dr. Emrah Kırımlı, pandemi döneminde de bugünküne benzer dalgalar yaşandığını fakat alınan önlemlerle bu dalgaların geri çekilebildiğini, oysa bugün önlem alınmadığı için çok daha ciddi bir durum ile karşı karşıya kalındığını belirtti. Türkiye'nin dört bir yanındaki aile hekimleriyle konuştuklarını ve hemen hepsinin aynı tabloyu çizdiğini kaydeden Kırımlı, "Bakan nezle diyor ama biz nezlenin ne olduğunu biliyoruz. Hastalarımız nezle değil, COVID ve İnfluenza geçiriyor. Bazılarını kaybediyoruz. Buna karşın ne test yapılıyor ne tanı konuyor. İnsanlar hasta hasta çalışmaya zorlanıyor. Salgının yükü sağlık emekçilerinin omuzlarına bindiriliyor. ASM'ler mekansal sorunları nedeniyle bulaş alanlarına dönüşüyor. 'Ölen ölsün, hastalanan hastalansın' yaklaşımı var. Tüm bu yaşanların sorumlusu Sağlık Bakanı'dır" diye konuştu.

Basın toplantısında deprem bölgesindeki aile hekimleri de kısa aktarımlar yaptı.

TTB AHEK Sekreteri Dr. Sibel Uyan basın açıklamasını okudu. Salgının toplumu ve sağlık emekçilerini ciddi anlamda etkilediğini, ölümlerin olduğunu ancak Sağlık Bakanlığı'nın sessiz kaldığını belirten Uyan, İnfluenza, COVID-19, RSV başta olmak üzere Adenovirüs, Rotavirüs gibi mevsimsel virüslerin kaynaklık ettiği salgının toplumu ve sağlık emekçilerini esir aldığını kaydetti.

'RANDEVU ALMAK İMKANSIZ'
Salgını önleyici yöntemler tercih edilmeyince hastane polikliniklerinde hastaların yığılmaya, yoğun bakımlarda hasta yatağı bulmada zorluklar yaşanmaya başlandığının altını çizen Uyan, "Hastaneler dolmuş durumda, servislerde yer bulunamıyor. Randevu almak imkansız. Hastane poliklinikleri için randevu bulamayan yurttaşlarımız acillere ve aile sağlığı merkezlerine (ASM) akın ediyorlar" dedi.

'UYGUNSUZ ASM BİNALARINDA RİSK GRUPLARI SALGINA KARŞI KORUMASIZ'
Uyan, şöyle devam etti: "Salgın sebebiyle ASM'lere yığılan hastalar, uygunsuz ASM binalarının daracık koridorlarında, havalandırması olmayan odalarında muayene olmayı beklerken; aşı olmaya gelen çocuklar, gebeler, kronik hastalık takibi için ASM'ye gelen risk grubu nüfusla karşılaşmakta bulaş için uygun bir ortam oluşmaktadır.

'İŞÇİLER HASTA HALDE İŞE GİDİYOR TOPLU TAŞIMA KULLANIYOR, SALGIN YAYILIYOR'
"Son bir aydır gördüğümüz tabloda tüm okullar hastalıktan kırılıyor, işyerlerinde çalışanlar hastalıktan kırılıyor. Okullarda sınav dönemi olması, işyerlerinde ise çalışma şartları ve patron baskısı nedeniyle yurttaşlarımız istirahat edemiyor, çalışmaya, hasta hasta çalışmaya, işe ve okula bu şartlarda gitmeye ve kendileri ile birlikte okul ve işyerlerinde ya da toplu taşıma araçlarında çevrelerinde olan kişilere de salgını yaymaya devam ediyor.

'SAĞLIK ÇALIŞANLARI BASKIYLA HASTA HALDE ÇALIŞTIRILIYOR'
"Salgına dair tek bir önlem önerisinde bulunmayan Sağlık Bakanlığı, sağlık emekçilerine 'İstirahat dahi etmeyin, rapor almayın, hasta halde çalışmaya devam edin' diye yazılar gönderiyor. ASM'lerde hastalanmamış neredeyse tek bir ebe, hekim ve hemşire kalmamışken; sağlık çalışanlarından istenen, yüksek ateş ve nefes darlığı ile çalışması. Salgın döneminde en çok ihtiyaç duyulan MHRS bile işlevsiz kılınarak, salgını önlemek değil hastalığın tedavi edilmesi tercih edilmektedir.

'NEZLE DEĞİL GRİP, SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONU DEĞİL COVID VAR'
"Sağlık Bakanlığı bu salgına dair yaptığı açıklamalarda, salgının toplumda yarattığı olumsuz etkiyi önemsiz göstermek için grip ve COVID salgını yerine sıradan mevsimsel nezleden bahsetmektedir. Oysa Sağlık Bakanlığı'nın elinde mevcut salgına ilişkin veriler mevcutken, salgının kapsamı ve toplumda yarattığı tahribat bilinmekte iken bunu kamuoyundan gizleyerek toplumun salgından korunması için alınması gereken tedbirlerden kaçındığı açıktır. Yaşadığımız bahar nezlesi değil, ölümcül İnfluenza ve COVID salgınıdır.

'TTB OLARAK UYARDIK, GÖREVE DAVET ETTİK, GÖRMEZDEN GELDİLER'
"Türk Tabipleri Birliği (TTB), toplumu ve sağlık çalışanlarını derinden etkileyen salgına karşı Sağlık Bakanlığı'na çağrıda bulunarak halkın salgına karşı korunması amacıyla başta aşı olmak üzere koruyucu önlemelerin geliştirmesi, halkın ve sağlık çalışanlarının bilgilendirilmesi ve alınacak tedbirler için önerilerde bulunmuş fakat maalesef bu öneriler ve talepler hükümet tarafından görmezlikten gelinmiştir. İnfleunza ya da COVID olmamak için 'Elimizdeki en büyük koz hastalanmamaktır' diyerek suçu bireylere, 'Rapor almayın, hasta hasta çalışın' diyerek yükü sağlık emekçilerine atamazsınız."

Uyan, alınması gereken tedbirleri şöyle sıraladı:
🔹"Yaşadığımız salgın basit bir nezle değildir. Toplum ve sağlık çalışanları salgınla ilgili sürekli bilgilendirilmeli, koruyucu önlemler hatırlatılmalı, eğitimler yapılmalıdır.
🔹Sağlık kurumlarında maske takılması zorunludur. Genelgeler halen geçerlidir ve maske şu an en çok ihtiyacımız olan koruyucu tedbirlerden biridir.
🔹Toplu taşıma, kapalı kalabalık ortamlarda maske-mesafe-hijyen kuralının uygulanması, bunun için yönetenlerin kararlı tutum içinde olmaları önemli ve gereklidir.
🔹Sağlık kurumlarında sağlık emekçilerinin hastalığı bir iş güvenliği sorunudur. Hastalanan her sağlık emekçisinin sorumluluğu Sağlık Bakanlığı'na aittir.
🔹Tereddüdü giderilmediği için aşı olmayan her yurttaşımızın sorumluluğu da Sağlık Bakanlığı'ndadır.
🔹Riskli grupları korumak için grip aşısı halen mevcuttur ama aşı karşıtları söylemleriyle kafası karıştırılan yurttaşlar doğru bilgilendirilmelidir. COVID-19 güncel varyantı için aşı temin edilmeli risk gruplarına uygulanmalıdır.
🔹Sağlık Bakanlığı acilen harekete geçmeli, görev ve sorumluluğunu yerine getirmelidir.
🔹TTB Aile Hekimliği Kolu olarak; süreci takip ettiğimizi, uyarı ve taleplerimizi eksiltmeyeceğimizi, halkın sağlık hakkı ile sağlık emekçilerinin yaşam ve güvenli çalışma ortamı başta olmak üzere hakları için mücadele etmeye kararlı olduğumuzu bildiriyoruz. Halkımızı bizimle birlikte dayanışma içinde sağlığımızı ve yaşamımızı birlikte korumaya davet ediyoruz."