22 Eylül 2024 Pazar

Temelli: Erdoğan her seçime Kürtlere savaş açarak hazırlanıyor

Kars'ta konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Kuzey Suriye'ye dönük operasyonları ile ilgili "Tıpkı 24 Haziran'dan önce olduğu gibi yine Kürt halkını tehdit, Kürtlerin var olma hakkını yok sayan bir anlayışla savaş çığırtkanlığı başladı" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli Kars'ta halkla bir araya gelerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
 
Temelli, HDP Hakkari Milletvekili ve DTK Eşbaşkanı Leyla Güven'in 40. gününe giren açlık grevine değinerek "Tecrit kalkmadan barış mücadelesinin, demokrasi mücadelesinin önü açılmayacak" dediklerini hatırlattı. Müzakere sürecinin demokrasi ile bugünün çatışma ortamının karşılaştırıldığında neden tecridin kalkması gerektiğinin cevabının bulunacağını belirten Temelli, "Şimdi Leyla Güven herkese bunu öğretiyor. Tüm Türkiye'ye ve Türkiye'nin geleceğine sahip çıkmaya çalışıyor" dedi.
 
"Türkiye bugün siyaseten de sosyal olarak da çok büyük krizin içinde. Bu siyasi, sosyal ve iktisadi krizi aşmak istiyoruz. Bunun için ilk yapacağımız şey bu iktidardan kurtulmak" diyen Temelli, iktidarın hakkını arayan, adalet isteyen herkesi suçlu gördüğünü ifaderek "hukuk tanımazlara rağmen tüm yargıya hukuk dersi veren Selahattin Demirtaş gibi ne baş eğeriz ne diz çökeriz" dedi.
 
YARGI AKP ROZETİ TAKMIŞ
 
"Biz göğüslerine AKP rozeti takmış yargı mekanizması gördük. Orada biz yargının kendi hukukunu, yasasını nasıl çiğnediğini gördük" diyen Temelli, "Bu ülke adalet duygusunu yitirdi. Çünkü vicdansız bir iktidar, insanların adalet duygusunu çaldı. İnsanları birbirine düşmanlaştırarak, kamplaştırarak, ötekileştirerek bu duyguyu çaldı. Çünkü biliyor ki iktidarda kalmasının yolu daha fazla savaş, daha fazla nefret. Kürt düşmanlığı üzerinden bu ayrışmayı yaratmaya çalıştı" diye konuştu.
 
Milletvekilleri, yönetici ve üyelerinin tutsak olduğunu hatırlatan Temelli, "İnsanların arasına koyduğu önyargı barajlarını, nefret barajlarını yıkacağız" diye kaydetti.
 
AKP'nin her türlü hile, tehdit ve şantajına rağmen yerel seçimlerde kayyumlardan belediyeleri alacaklarını ifade eden Temelli, "Bu seçim sonunda bütün kayyumları buradan Ankara'ya süpürüp atacağız. Bu ittihatçı zihniyetten kurtulma zamanıdır. Bu 100 yıllık acıya son verme zamanıdır. Yerel seçimler bu zihniyetten kurtulmak için atılacak güçlü bir adımdır. Bu ittihatçı, bu savaşçı zihniyetten hep birlikte kurtulacağız" dedi.
 
AKP İÇİN SEÇİM SAVAŞ DEMEK
 
"Bakın yine seçimler yaklaştı, sınıra yığınaklar, asker sevkiyatları; tıpkı 24 Haziran'dan önce olduğu gibi yine Kürt halkını tehdit, Kürtlerin var olma hakkını yok sayan bir anlayışla savaş çığırtkanlığı başladı" diyen Temelli, Erdoğan'ın Afrin'i yağmalayan ÖSO çetelerine "milli ordu" dediğini hatırlattı
 
AKP'nin seçim hazırlığının savaşı kışkırtmak olduğunu söyleyen Temelli, "Nedense bu iktidar başarıyı hep Kürt kanında arıyor. Sen başarıyı yerel yönetim anlayışında ara, barışta ara, demokraside ara. Çünkü savaştan besleniyor. O yüzden bir kez daha Rojava'yı hedef gösteriyor" diye konuştu.
 
HALKLARIN GELECEĞİ BARIŞTA
 
Türkiye halklarına çağrı yapan Temelli, "Savaşa karşı sesinizi yükseltin. Savaş, ortak geleceğimizin yok edilmesidir. Savaş Trakya'nın, Ege'nin, Çukurova'nın yok edilmesidir. Şimdi bu savaşı durdurma zamanıdır. Ya bu savaşı durduracağız ve bu ülkeye barış gelecek ya da faşizm hepimizi kendi karanlık çukurunda yok edecek" diye belirtti.
 
"Dünyada ne zaman bir parçalanma olmuşsa, ne zaman halklar birbirinin gırtlağına sarılmışsa orada iktidarda faşistler var. Ya halklar iktidara çıkacak barış gelecek ya faşistlerin iktidarı savaşı getirip hepimizi yok edecek. İşte Türkiye bu yol ayrımında. Şimdi savaşa hayır deme zamanı. Türkiye'nin her yerinde savaşa hayır, demokrasiye evet demek için, sandığımıza ve geleceğimize sahip çıkacağız" diyen temelli konuşmasına şöyle devam etti:
 
AKP EMEKÇİYE SADECE YOKSULLUK VAAD EDİYOR
 
"Kimse yarına umutla bakamıyor. Çocuklarımızın ve gençlerimizin bir geleceği kalmadı. Bir kriz içinde hep birlikte boğuluyoruz. Bunu en iyi sizler biliyorsunuz. Kars hayvancılık demek, tarım demek. Bugün Kars denilince akla tarımsal ürünler gelmiyor. Akla yoksulluk, işsizlik ve göç geliyor. Çünkü burada iktisaden yaşamı sürdürmek, yarını var etmek artık mümkün değil. Çünkü bu iktidarın tarım politikası bu. Bu iktidarın tarım politikası, ithal tarım ürünü getirerek buradaki çiftçiyi yerinden yurdundan etmektir."
 
"Bu yoksulluktan Kars'a da büyük pay düşüyor. Et Balık Kurumu'nu kapatıyor, satıyor. Burayı verimli görmediği için, buraya bir hastane bile yapmıyor. Ya Erzurum'a gideceksiniz ya yolda öleceksiniz. Şimdi Türkiye'nin batısında hiçbir hastanın gidemeyeceği mesafelere şehir hastaneleri yapıyor. Ama Kars'a bir devlet hastanesi bile yapmıyor."