23 Eylül 2024 Pazartesi

'Tecritle mahpusların kişiliği yok edilmeye çalışılıyor'

Marmara Bölgesi hapishanelerinde yaşanan üç aylık hak ihlalleri raporunu açıklayan İHD İstanbul Şubesi, 2 bin 491 ihlal yaşandığını açıkladı. Raporda, hapishanelerde çıplak arama, küfür, hakaret, tehdit, baskı ve işkencenin kalıcı hale geldiğini, tutsakların ciddi şekilde darp edildiğini; çenesi, kolu kırılan tutsaklar olduğunu, ancak darp raporu almalarının engellendiği vurgulandı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Marmara Hapishanelerinde yaşanan üç aylık hak ihlallerini dernek binasında düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. Raporu İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri okudu.

Yoleri, basın taraması yolu ile topladıkları 265 ihlalin yanında, derneğe yapılan başvurularda temmuzda 85, ağustosta 987, eylülde bin 154 olmak üzere toplam 2 bin 226 ihlalin tespit edildiğini, ihlal sayısının 2 bin 491 olarak açıkladı.

'İŞKENCE KALICI HALE GELDİ'
Hapishanelerde çıplak arama, küfür, hakaret, tehdit, baskı ve işkencenin kalıcı hale geldiğini, tutsakların ciddi şekilde darp edildiğini; çenesi, kolu kırılan tutsaklar olduğunu, ancak darp raporu almalarının engellendiğini vurguladı.

'MAHPUSLARIN DIŞ DÜNYAYLA BAĞI KOPARILIYOR'
Hapishanelerdeki temel sorunlarından birinin özellikle iletişim hakkı ihlalleri ile ağırlaşan tecrit uygulaması olduğunun altını çizen Yoleri, "Mahpusun dış dünya ile bağını kopararak, sosyal ilişkilerinden ve dayanışmadan yoksun bırakarak uygulanan ağır tecrit yoluyla mahpusların kişiliği yok edilmeye çalışılmaktadır" dedi.

'ÖCALAN'LA GÖRÜŞME TALEBİ 42 KEZ REDDEDİLDİ'
Tecrit uygulamasının gerek yaygınlaşması nedeniyle ve gerek S ve Y Tipi hapishanelerin açılması ile başlıca bir sorun ve sorun kaynağı olduğunu dile getiren Yoleri, "Raporumuza yansıdığı üzere Abdullah Öcalan'la görüşme talebinin 38, İmralı Hapishanesi'nde bulunan üç diğer mahpusla aile ve avukatların görüşme talebinin reddi 42 defa gündeme gelmiş, İmralı Hapishanesinde uygulanan ağır tecrit devam ettirilmiştir" ifadelerini kullandı.

'RAPORA YANSIYANDAN ÇOK FAZLA SORUNA İŞARET EDİYOR'
Yaşanan sorunların çözülmediğini, İdare ve Gözlem Kurulunun iyi hal değerlendirme raporlarının yol açtığı sorunlara yenilerinin eklendiğini belirten Yoleri, "Sonuç olarak; Bilindiği üzere raporumuz, Marmara bölgesi hapishanelerinden bize ulaşan hak ihlallerini kapsamakla birlikte, genel tabloya ayna tutmamıza yarayan veriler içermektedir. Mahpusların derneğimize erişimine getirilen sınırlamalara ve çıkarılan güçlüklere rağmen yapılan başvurular, sorunların raporumuza yansıyabilenden çok daha fazla olduğuna işaret etmektedir" dedi.

'HASTA TUTSAKLAR İÇİN ACİL ADIM ATILMALI'
Ağır hasta tutsaklar başta olmak üzere risk grubundaki tüm tutsakların sağlık ve yaşam haklarını korumak için koruyucu önlemlerin acilen alınması ve serbest bırakılarak tedavi ve yaşam haklarının korunması yönünde acil adımların atılması gerektiğinin altını çizen Yoleri, şöyle devam etti: "Ayrımcı infaz sistemi kaldırılmalı, ceza infazında mahpuslar arasında eşitsizliğe ve ayrımcılığa yol açan uygulamalara son verilmedir. Giderek yaygınlaşan ve kalıcı hale dönüştürülen tecrit politikasından vazgeçilmeli, işkence, kötü muamele, keyfi yasak ve uygulamalara derhal son verilmelidir. Mahpusları özgürlük ve temel haklarından keyfi olarak mahrum bırakan uygulamaları ile öne çıkan İdare ve Gözlem Kurulu uygulamasına son verilmelidir. Ekonomik kriz ve astronomik fiyat artışları gözetilerek mahpusların iaşe bedelleri artırılmalı, mama, bebek bezi, ped vb ihtiyaçlar ücretsiz sağlanmalıdır. Her raporumuzda dediğimiz gibi, hapishanelerde yaşanan hak ihlallerini sadece bilgi sunmak için rapor haline getirmiyoruz. Esas olarak sorunlara kamuoyunun dikkatini çekerek hak ihlallerinin önlenmesini amaçlıyoruz. Biliyoruz ki, hapishanelerde yaşanan hak ihlalleri sadece mahpusların mücadelesi ile değil dışarıdan yürütülecek mücadele ile önlenebilir. Hapishane Komisyonu olarak içeridekilerin küçük de olsa sesi olabilmek ve duyarlılık yaratmak için sorunları görünür kılmayı amaçlıyoruz. Bu anlamda, hazırladığımız bu rapor aynı zamanda, hapishanelerde yaşanan ve devasa boyutlara ulaşan sorunlara ilişkin duyarlılık ve mahpuslarla dayanışma çağrımızdır."