30 Eylül 2024 Pazartesi

Tecrit ve baskılara karşı tutsak ailelerinden açıklama

Devrimci tutsaklara yönelik işkenceler sürüyor. Tutsak Özgür Çelik ve Abidin  Kahraman'ın aileleri tutsakların maruz kaldığı işkenceler ilişkin açıklama yaptı bu uygulamaların derhal sona ermesini istedi. 

Devrimci tutsaklar Özgür Çelik ve Abidin Kahraman'ın aileleri İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesinde yaptıkları açıklamayla tutsaklar üzerindeki tecridin bir an önce son bulmasını istediler. Sosyalist Meclisler Federasyonu'nun ve Çağdaş Hukukçular Derneği'nin de destek verdiği açıklamada, tutsak yakınları demokratik kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu.

'13 YILDIR HAPİSHANEDELER'
Aileler adına açıklamayı Feride Çelik okudu. Çelik yaptığı açıklamada tutsaklara yönelik işkencelere ilişkin şu bilgileri aktardı: "Abidin Kahraman ve Özgür Çelik, verilen yalan ifadeler ve atılan iftiralar sonucu 13 yıldır hapishanedeler. Çocuklarımız suçsuz. Ne var ki, çocuklarımızın suçsuzluğunu kanıtlayacak bir mekanizmayı şimdiye kadar bulamadık. Hukuk denen şeyin eserini bulamadık bu ülkede. Abidin Kahraman ve Özgür Çelik uzun yıllar Edirne'de F Tipi Hapishanesinin hücrelerinde kalmasına rağmen, bu yetmiyormuş gibi 30 Mayıs 2022 sabahı saat 7.30'da 30-40 kişilik gardiyan grubu kaldıkları hücreyi basıp Edirne'den Ankara 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Hapishaneye götürüldüler.

Sürgün edilmelerinden 35 gün geçmesine rağmen Abidin ve Özgür ağıt tecrit altındalar. İki devrimci tutsak tek kişilik hücrelerde tutuluyorlar. Havalandırma hakları 1 saate indirilmiş ve birbirleriyle görüşmeleri hapishane yönetimi tarafından engellenmektedir. Geçen hafta aileleri olarak Abidin Kahraman ve Özgür Çelik'i ziyaret ettik. İki tutsak da önemli sağlık sorunları yaşamakta, özellikle Özgür Çelik'in dişleriyle ilgili yaşadığı sorunlar günlük yaşamını olumsuz etkilemektedir.

'AĞIR TECRİT UYGULANIYOR'
İki devrimci tutsağa ağır bir tecrit uygulanıyor. Adalet Bakanlığı kendi koyduğu yasaları çiğniyor. Ağırlaştırılmış müebbete mahkum olmamalarına rağmen ağırlaştırılmış müebbet yaptırımları uygulanıyor. İki tutsağın aileleri olarak can güvenliklerinden endişe ediyoruz. İki tutsağın başına gelebilecek herhangi bir olumsuzluktan Adalet Bakanlığı sorumlu olacaktır. Kendisine insanım diyen herkesi duyarlılığa davet ediyoruz. Bir an önce özel ve keyfi tecrit uygulamalarına son verilmesini, tüm demokratik kamuoyunu dayanışmaya çağırıyoruz."

ÇHD: ÖZEL UYGULAMALARA SON VERİLMELİDİR
Söz alan ÇHD Ankara Şube Başkanı Murat Yılmaz, ailelerin belirttiği ve demokratik kamuoyunun da talebi çok açık, hukuki haklarının iade edilmesidir, dedi. Yılmaz, "ağırlaştırılmış müebbet hapis 'cezasına' mahkûm edilmeyen tutsakların, devrimci tutsakların bulunmadığı bir cezaevine getirilip tek kişilik hücrelerde tutularak günde bir saatlik havalandırma dayatılması bir işkencedir. Özel olarak Özgür Çelik ve Abidin Kahraman'a yönelik olduğu da açıktır. Sırf Edirne'den getirilip burada hiçbir devrimci tutsağın olmadığı, daha çok 15 Temmuz darbe girişimine katılmış kişilerin tutulduğu bir cezaevine konulması başlı başına bir sorundur. Dolayısıyla aslında talep çok açık, burada yapılması gereken iki devrimci tutsağın daha önceki cezaevinde olduğu gibi üç kişilik hücrelerde birlikte kalması, ziyaretçileriyle olağan bir şekilde görüşmesi ve haklarının iade edilmesidir. Dolayısıyla buradaki talepler hukuki taleplerdir. Bunlar karşılanmayacak ve yapılamayacak talepler değildir. Bir özel uygulama olduğu anlaşılmaktadır. Bu özel uygulamadan vazgeçilmesi gerektiği düşünmekteyiz" ifadelerini kullandı.

İHD: TECRİT ORTADAN KALDIRILMALI
İHD Ankara Şubesi adına Nuray Çevirmen de söz aldı. Çevirmen, son birkaç yıl içerisinde mahpusların üzerinde derinleştirilmiş tecrit sisteminin mevcut olduğunu, özellikle Yüksek Güvenlikli ve S Tipi Hapishanelerin yapılması ve mahpusların oralara sürgün edilmesi gibi bir durumun söz konusu olduğunu belirtti. Çevirmen, haberleşme haklarından, havalandırma haklarına kadar birçok mahrumiyetin olduğunu, ağırlaştırılmış müebbet cezasının dahi ortadan kaldırılması gereken insanlık dışı bir durumken dosyası itibariyle böyle bir cezası olmayan mahpusların bile bu şekilde tutuluyor olmasını insan hakkı ihlali olduğunu ifade etti.