30 Eylül 2024 Pazartesi

'Suruç katliamıyla birleşik devrim fikrini hedeflediler'

Eskişehir'de düzenlenen "Hafıza: Suruç Katliamı ve 7 Yıllık Adalet Mücadelesi" başlıklı panelde, Kobanê inşa kampanyasının amacı ve nasıl örgütlendiği, kampanyanın neden hedef alındığı anlatıldı. Katliamla hedeflenenin birleşik devrim fikri olduğunu kaydeden sosyalistler, 33'lerin düşlerini gerçek kılmak için mücadele edeceklerinin altını çizdi.

Suruç katliamının 7. yılında Eskişehir'de panel düzenlendi. Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) MYK üyesi Sinem Çelebi'nin konuşmacı olduğu, "Hafıza: Suruç Katliamı ve 7 Yıllık Adalet Mücadelesi" başlıklı panel Polen Gençlik Kütür Evi'nde gerçekleşti. 

Söz alan Tümüklü, "Dünya Arap Baharı ile başlayan halk isyanlarının devrimci bir savaşı olan Rojava devrimine dokunmak, o devrimin içinde yer almak ve devrimin inşasına bir tuğla dahi de olsa koymak için oradaydık. Rojava devrimi hepimiz için 21. yy. devrimlerinin kapısı durumundadır" dedi. 

TÜMÜKLÜ: KOBANÊ BİZİM İÇİN DİRENİŞİN KALESİYDİ
Devrimi boğmak isteyen bölge sömürgecileri ve taşeronu IŞİD'in Rojava'da birçok kente saldırdığını ve ele geçirdiğini hatırlatan Tümüklü, "Kobanê bu saldırıların karşısında en temel direniş noktasıydı. Bu tarihi direniş Kobanê kentinin baştan sona yıkılmasına yol açmıştı. Ama bütün saldırılara ve kuşatmaya karşı Kürt özgürlük güçleri, Marksist Leninistler anarşistler, enternasyonalistler orada bir zafer yarattılar. İşte bu zafer, başta Kürt halkı olmak üzre Ortadoğu halkları ve biz devrimciler bakımından direnişin kalesi, zafer anıtıydı" dedi.

'33'LERİN DÜŞLERİNİ GERÇEK KILACAĞIZ'
Kobanê'yi yeniden inşa etmenin  devrime dokunmak, devrim ile bütünleşmek anlamına geldiğini ve bu direnişin ayrıca iki  ülkenin  birleşik devriminin temel bir zeminini yarattığını vurgulayan Tümüklü şöyle devam etti: "Bizim için bir devrim olmayı ifade eden Rojava devrimi,  egemenler için ise gelecek korkusu, politik islamcı faşist sömürgeci rejimlerinin tehlikeye girmesi anlamına geliyordu. Suruç için adalet herkes için adalet derken de Türkiye ve Kürdistan'daki adalet mücadelesinin her birini ve hepsini antifaşist, antisömürgeci bir mücadeleye bağlıyoruz. Bizim bakımımızdan adalet mücadelesi iki ülke birleşik devrimi düşünü gerçek kılmak, yani 33'lerin düşlerini gerçek kılmak anlamına geliyor. İşte bu mücadeleye bu düşü gerçek kılıncaya, bu ülkede politik özgürlüğü gerçek kılıncaya kadar devam ettireceğiz. " 

ÇELEBİ: YÜZÜMÜZÜ ORTADOĞU'YA DÖNMELİYDİK
Tümüklü'nün ardından SGDF MYK üyesi Sinem Çelebi söz aldı ve "Kobanê'yi yeniden inşa kampanyası"nın hangi koşullarda örgütlendiğini aktardı. Çelebi, "19 Temmuz 2012'de Rojava kadın devrimi gerçekleşmişti. Sonraki yıllarda Gezi ayaklanması, 7 Haziran seçim zaferi, Kobanê serhildanı gibi tarihsel olaylara, devrimci durumlara şahitlik etmiştik. Büyüyen ve gelişen halk hareketlerine karşı devrimci bir tutum geliştirmek gerekiyordu. Gençlik hareketinin klasikleşmiş yaz kampı kampanyalarından sıyrılması gereken, Ortadoğu'da gelişen devrimci duruma yüzünü dönen bir tarza dönmeliydik. Kobanê inşa kampanyası bu şartlarda örgütlendi" dedi. 

'BİRLEŞİK DEVRİM FİKRİMİZDEN KORKTULAR'
Dönemin SGDF Eşbaşkanı ve Suruç'ta ağır yaralanan Oğuz Yüzgeç'in katliam sonrası verdiği röportajda söylediği "SGDF olması gereken zamanda olması gereken yerdeydi" sözüne atıfta bulunan Çelebi, "Türkiye-Kürdistan birleşik devrimimiz için Rojava devrimi çok önemli bir yerde duruyordu. Yanı başımızdaki Rojava devrimine tanıklık etmek, savaş yıkıntıları arasında kalan Kobanê'yi yaşanır hale getirmek, halklar arasında bir köprü olmaktı niyetimiz. Faşist AKP iktidarının da bu kampanyaya saldırmasının da sebebi tam olarak buydu. Bir fikirden korktular. Birleşik devrim fikrimizden korktular."

Konuşmaların ardından panel katılımcıların aldığı söz ve soru-cevaplarla devam etti.