24 Eylül 2024 Salı

Suruç Katliamının 98. ayı: 33'lerin düşlerini yarım bırakmayacağız

Suruç Katliamının 98'inci ayında Halitağa'da toplanan Suruç Aileleri İnisiyatifi, Suruç Katliamı davasında tüm delillere rağmen davanın kapatılmak istenmesine tepki gösterdi, 33 düş yolcusunun yoldaşlarının tutsaklığına işaret ederek serbest bırakılmalarını istedi.

Suruç Katliamının 98'inci ayında Suruç Aileleri İnisiyatifi'nin çağrısıyla çok sayıda kişi bir kez daha adalet talebiyle Halitağa'da buluştu. "Kalplerimiz adalet için atsın" pankartı açılan eylemde katliamda yaşamını yitiren 33 düş yolcusunun fotoğrafları taşındı. Adalet nöbetine, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) milletvekili Çiçek Otlu'nun yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.

'98 AYDIR ADALET MÜCADELESİ YÜRÜTÜYORUZ'
Basın açıklamasını okuyan 33'lerin yoldaşı Gamze Toprak, yıkılmış bir kenti yeniden inşa etmek için yola çıkan yüzlerce kişinin Urfa'nın Suruç ilçesinde canlı bomba saldırısına uğradığını ve 33 düş yolcusu ölümsüzleşirken yüzlerce kişinin yaralandığını söyledi. Tam 98 aydır katliamın aydınlatılması için mücadele yürüttüklerini kaydeden Toprak, "Devlet katliama dair istihbarat almışken ve katliamı yapan katil Şeyh Abdurahman Alagaöz'ü gözaltına alıp aynı gün serbest bırakmışken, katliamdan sonra ortaya çıkan belgeler ve kanıtlar devletin bilgisi dahilinde işlenen katliamı ortaya koymuşken; katliamın tüm yönleriyle aydınlatılmamış olması canımızı yakmaya devam ediyor" dedi.

Yıllardır devam eden katliam davasında bu büyüklükte bir katliamın tek bir sanık üzerine yıkılarak dosyanın kapatılmak istendiğine işaret eden Toprak, sanık Yakup Şahin'e kimlerin yardım ettiğinin ortaya çıkarılmadığını, katliam günü olay yerini fotoğraflayan Abdullah Ömer Arslan'la ilgili hiçbir işlem yapılmadığını hatırlattı.

'MAHKEME HEYETİ SOMUT DELİLLERİ DİKKATE ALMADI'
Mahkeme heyetinin avukatların topladığı somut delilleri dikkate almadığını söyleyen Toprak, aksine mahkeme salonlarında söz alan katliamın tanıkları, yaralıları ve aileler hakkında soruşturmalar açıldığını ifade etti. "Suruç katliamı davasında adil bir yargılamanın yapılmadığını söylemek suç sayıldı. Daha önce Ankara katliamı davasından 104 kez ağırlaştırılmış müebbet ve Suruç katliamı davasından 34 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Yakup Şahin'e 'katil' diyen ailelerimizin sözü kesildi. Gerçeklere kulaklarını kapatan mahkeme, bizim adalet arayışımızı mahkum etmek istedi" diyen Toprak, Suruç için adalet talebinden hiçbir zaman vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi.

'33'LERİN DÜŞLERİNİ YARIM BIRAKMAYACAĞIZ'
"8 yıldır Suruç aileleri, yaralıları, avukatları ve 33'lerin yoldaşları olarak adalet mücadelesini büyütüyoruz, Suruç'un hesabını sokak sokak soruyoruz. 33'lerin düşlerini yarım bırakmayacağız" diyen Toprak, yakın zamanda tahliye edilen 33'lerin yoldaşları, SGDF Eşbaşkanları Yaren Tuncer ve Okan Danacı'yı selamladı. SGDF MYK üyesi Müslüm Koyun'un tutukluluğunun devamına karar verilmesine ise tepki gösteren Toprak, "Müslüm, Suruç ve Ankara katliamları için adalet mücadelesi yürüttüğü için, Polen Gençlik Kültür Evi'nin emekçisi olmak, 33'lerin mezarı başında anma yaptıkları için, Suruç anmalarına ve SGDF üyesi olmaktan dolayı tutsak. 33'leri anmaya, adlarını yaşatmaya, Suruç'u unutturmamaya devam edeceğiz" dedi.

'BESRA EROL VE 33'LERİN YOLDAŞLARINA ÖZGÜRLÜK'
Suruç Ailelerinden Besra Erol'un oğlunun mezarı başında yaptığı konuşmadan dolayı 4 yıldır tutsak edildiğine işaret eden Toprak, "Besra annemiz haslıklarından dolayı bir gözünü kaybetme riski ile karşı karşıya. Birçok hastalığı olmasına rağmen tahliye edilmiyor. Suruç Ailelerimiz, yaralılarımız, 33'lerin yoldaşları aylardır tutsak. Suruç ailelerimiz, yaralılarımız ve 33'lerin yoldaşlarının bir an önce özgürlüklerine kavuşmalarını istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Toprak, taleplerini şöyle sıraladı:
🔹"Tutuklu bulunan Suruç ailelerimiz, yaralılarımız ve avukatlarımız serbest bırakılsın.
🔹Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu '7 Haziran-1 Kasım arasında nelerin yaşandığını' anlatsın.
🔹Kırmızı bültenle arandığı dönemde Ankara'da 5 yıldızlı otelde MİT görevlileriyle görüşen İlhami Bali'nin neden yakalanmadığı açıklansın.
🔹Mahkeme salonlarında adil yargılama talebini istedikleri için haklarında soruşturma açılanların soruşturmaları iptal edilsin.
🔹Katliam öncesi ve sonrasına ilişkin görüntüler dava dosyasına üç buçuk yıl sonra eklenirken, görüntülerde katliam sonrasına ilişkin 5 saatlik kısmın kesildiği ortaya çıkmıştı. Eksik görüntülerle ilgili bugüne kadar bir işlem yapılmadı. Bu görüntüler katliamın aydınlatılması için incelensin.
🔹Canlı bomba Abdurrahman Alagöz'e katliam öncesi kimlik kontrolü yapan Suruç Emniyeti neden işlem yapmadığı araştırılsın.  
🔹Birbiriyle bağlantılı olan Diyarbakır, Ankara ve Suruç katliamları başta olmak üzere IŞİD katliamları dosyaları birleştirilsin."

Basın açıklamasının ardından bir süre oturma eylemi yapıldı. Eylem, Suruç şehitlerinin isimleri sayılarak "Yaşıyor" yanıtıyla son buldu. Eylem boyunca, "Suruç için adalet, herkes için adalet", "Suruç şehitleri ölümsüzdür" sloganları atıldı.