23 Eylül 2024 Pazartesi

Sezgin Dağ ölümsüzlüğünün 3. yılında İsviçre'de anıldı

13 Kasım 2020'de İsviçre'nin Lyss kantonundaki kampta yaşanan ihmaller sonucu katledilen Suruç gazisi Sezgin Dağ, yaşamını yitirdiği kamp önünde ve salon etkinliğiyle anıldı. Dağ'ın yaşadığı sorunları göçmen ve mültecilerin yaşadığına dikkat çekilen anmada, buna karşı örgütlü mücadele yürütmek gerektiği belirtildi.

Ölümsüzleşen Suruç gazisi Sezgin Dağ, ölüm yıldönümünde anıldı. İsviçre'nin başkenti Bern'e bağlı Lyss kantonunda bulunan kampta kalan Dağ, 13 Kasım 2020 tarihinde geçirdiği kalp krizinde ölümsüzler kervanına katılmıştı.

Kasım Şehit Ayı etkinlikleri kapsamında Dağ'ın hayatını kaybettiği kampın önüne İGİF'e bağlı AVEG-KON, KUTÜSCH, SYKP, İDDH (İsviçre İnsan Hakları Dayanışma Derneği), Murtaza Dağ, Sezgin'in resmi ve bir çelenk bıraktı. Mum yakılarak saygı duruşundan bulunuldu.

KAMP ÖNÜNDE ANMA
Burada yapılan anmada, göçmen ve mültecilerin Dağ'ın yaşadığı sorunları yaşadığına dikkat çekildi. "Göçmenlere dönük bütün saldırılar ve ağır hak ihlalleri İsviçre'nin göçmen politikasından kaynaklanıyor. İsviçre'de göçmenlere dönük uygulamalar giderek sertleştiriliyor. Bunda esas amaç göçmenlerin gelişini aza düşürmek ve engellemektir. Artık göçmenler kendi kaderleriyle baş başa bırakılıyor" denilen anmada, göç ve mülteciliğin nedeninin emperyalist ve kapitalist devletler olduğu vurguladı. Buna karşı örgütlü mücadele yürütmek gerektiği belirtildi.

Kamp önünde yapılan anmanın ardından Bern'de bulunan KUTÜSCH'te salon etkinliği düzenlendi. Sezgin Dağ'ın fotoğrafının bulunduğu "Suruç bombası değil, bilakis İsviçre'nin ihmalkarlığı Sezgin'i öldürdü" pankartı altında mumların yakıldığı bir platform oluşturuldu.

ALİ ORAK: GÖÇMENLİK TOPLUMLARIN KADERİ OLMAK ZORUNDA DEĞİLDİR
AVEG-KON ve İGİF adına söz alan İGİF Eşbaşkanı Ali Orak, "Sezgin'i kaybedeli üç yıl oldu. Her yıl buraya gelişimizin ve bu tür anmaları yapışımızın nedeni bunun gibi ölümler bir daha yaşanmasın diyedir. Göçmenlik toplumların kaderi olmak zorunda değildir. Dünyanın birçok bölgesinde halen göçler yaşanmaktadır. Göçlerin tek sebebi emperyalistlerin çıkar politikalarıdır. Günümüzde Filistin ve Ukrayna savaşları nedeniyle hâlâ göçler devam ediyor. Avrupa ve sözde demokrasinin olduğu ülkelerde göçmenlere kapılar kapatılıyor ve göçmenler kaderleriyle baş başa bırakılıyor. Daha geçen gün Meriç Nehri'nde dört devrimciyi katlettiler. Bu katliamlara ve saldırılara müsaade etmemek için daha fazla mücadele etmek, örgütlenmek ve sokaklarda olmak zorundayız" dedi.

AV. TAMER: BÜTÜN KURUMLARI BİR HUKUK BİRLİĞİ OLUŞTURMAYA DAVET EDİYORUM
İDDH adına söz alan Avukat Ahmet Fazıl Tamer, "Sezgin arkadaşın yaşamını yitirmesi tamamen ihmal ve yetersiz müdahale etmekten dolayıdır. İsviçre göçmen bürosu ambulans pahalı olduğu için kalp krizi geçiren Sezgin'i taksi ile hastaneye gönderiyor. Bu ölümde çokça ihmaller zinciri bulunuyor. Buna benzer ihmaller halen yaşanıyor. Geçtiğimiz günlerde yine benzer sebeplerden kaynaklı Bayram Hasgül kalp krizi geçirerek yaşamını yitirmiştir. Bu haksızlıklara ve ihmaller sonucu gerçekleşen ölüm olaylarına dur dememiz gerekiyor. Bunun için bütün kurumları bir hukuk birliği oluşturmaya davet ediyorum. Göçmenlerin sesi olmak, onların temel haklarını savunacak bir örgütlenmeyi sağlamak hepimizin elinde ve görevidir" çağrısı yaptı.

DAĞ: İLTİCA ETMEKLE ÖLÜMÜ HAK ETMİŞTİR ANLAYIŞI EGEMENDİR
Sezgin Dağ'ın abisi Murtaza Dağ, dava dosyasının geldiği son aşama ve gelişmelere ilişkin bilgiler verdi. Abi Dağ, şu ifadeleri kullandı: "Sezgin'in davası daha üst mahkemededir. Şimdiye kadar sunduğumuz 27 delilimiz mahkeme tarafından reddedildi. SEM ve ORS sorumluluğu birbirinin üzerine atmaktadır. Sezgin hakkında yazılmış adli tıp raporu tamamen taraflı yazılmıştır. Başka bir kantonda bağımsız bir kurum tarafından rapor yazılması talebimiz kabul edilmemiştir. Üst mahkemenin de olumsuz karar vereceğini düşünüyoruz. Dosyayı AİHM'e kadar götürmeyi düşünüyoruz. Dosyada izlenen prosedür, hazırlanan ve gelen raporlar iltica etmekle ölümü hak etmiştir anlayışı egemendir. İsviçre kamplarında denetim yok. Kamplarda çalışanlar mültecilerin sorunlarını çözme yeterliliğinde değildirler. Devlet Sezgin'in iltica ettiği zaman verdiği ifadeyi vermiyor. Sağlığına ilişkin neler söylediği bilinmiyor. Bu ifade doğrultusunda devletin gereğini yapıp yapmadığı da bilinmiyor."

Anma programı konuşmaların ardından sona erdi.