23 Eylül 2024 Pazartesi

'Seyit Rızaların mezar yerleri açıklansın'

Seyit Rıza ve arkadaşları idamlarının 86'ncı yılında Kadıköy'de anıldı. Dersimliler, Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanmasını ve "Dersim" adının iadesini istedi.

Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF), Avrupa Demokratik Dersim Birlikleri Federasyonu (ADEF) ve Dersim Araştırmaları Merkezi (DAM), Seyit Rıza ve arkadaşlarının idam edilmesinin yıl dönümü dolayısıyla Kadıköy rıhtımında anma düzenledi.

"Hiçbir şeyi unutmadık, hiçbir şeyi affetmedik" pankartı açılan eyleme Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) milletvekili Kezban Konukçu'nun yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı. Mumlar ve çırağı yakılan anma saygı duruşu ve oturma eylemiyle başladı.

Ortak basın açıklamasını okuyan Ali Rıza Bilir, idam edilişlerinin 86'ncı yılında Seyit Rıza ve yoldaşları Alîyê Mirzê Silî, Fındık Ağa, Hesen Ağa, Hesenê Îvraîmê Qijî, Resik Uşen ve Uşenê Seydî’yi unutmadıklarını söyledi.

1937/38 Dersim Tertelesinde Dersim toplumunun önderlerinin 1935'te çıkarılan "Tunceli Kanunu"na direndikleri için düzmece bir yargılama sonucu Elazığ Buğday Meydanı'nda idam edildiklerini ifade eden Bilir, aynı tarihlerde on binlerce insanın kurşunlandığını, bombalandığını, katledildiğini, sürgün edildiğini söyledi.

'HALK ÖNDERLERİMİZ KATLEDİLEREK ÇARESİZ BIRAKILMAK İSTENDİK'

Bu katliamın Dersimlilerin belleğinde tesellisi olmayan bir yara olduğunu ifade eden Bilir, "Dersim kimliğinin ve kültürünün temel taşıyıcısı konumundaki başta Seyit Rıza olmak üzere, halk önderlerimizi hileyle katledildikten sonra devlet, başsız ve çaresiz kalan Dersim halkına karşı eşine az rastlanılır bir sürgün, kırım, müsadere ve saldırganlıkla, tartışmasız bir soykırım uygulamıştır" dedi.

'İNSANLIĞA KARŞI SUÇ İŞLENDİ'

Tekçi devlet iradesinin Dersim'in farklı kimliğini yok etmek için yerel önderliklerin imhasına yöneldiğini kaydeden Bilir, şöyle devam etti: "4 Mayıs hükümet kararıyla Dersim'de köy boşaltmaları ve sürgünler başlatılmış, direnenler yakılıp bombalanmış, çocuklar, bilhassa da kız çocukları ailelerden kopartılarak subay olmak üzere Türk ve Sünni ailelere kültürel kıyım için evlatlık verilmişlerdir. Mağaralara sığınan kadın ve çocukların zehirli gazlarla katledilmesinin yanı sıra, köylerinden toplanan masum insanlar ayırımsız kurşuna dizilmiş veya uçurumlardan atılmışlardır."

Bu uygulamalarla insanlığa karşı suç işlendiğini ifade eden Bilir, tüm kamuoyuna bu suçun teşhir edilmesi ve lanetlenmesi sağlama sorumluluğu düştüğünü vurguladı.

'BUGÜNKÜ İKTİDAR AYNI ZİHNİYETİ SÜRDÜRÜYOR'

Dersim'de gerçekleştirilen soykırımun baş sorumlusunun farklılığı düşman olarak kodlayan ırkçı ideoloji olduğunu söyleyen Bilir, mevcut iktidarın aynı zihniyeti sürdürdüğünü kaydetti.

"Bugünkü iktidar o günlerden aldığı mirası, baraj ve HES’ler, madenler, köy boşaltmaları, arazi tahsisi ve inanç yerlerinin tahribatı ile devam ettirmektedir" diyen Bilir, 1937/38'in Dersim halkına yönelik asimilasyonun toptan bir imhaya dönüştüğü tarih olduğunu vurguladı.

'MEZAR YERLERİ AÇIKLANSIN'

Seyit Rıza'ların mezar yerlerinin dahi belli olmadığına işaret eden Bilir, "Tarihi hatırlamanın ve katledilenlerin anıları önünde saygıyla eğilmenin, ülkemizde ilerde benzeri kitlesel katliamların engellenmesi; insan haklarına saygılı, barışı sağlamış demokratik bir toplumun kurulabilmesi için çok önemli olduğuna inanıyoruz" dedi.

Bilir, taleplerini şöyle sıraladı:

🔹"Arşivler açılsın, 'Dersim' ismi iade edilsin.

🔹Dersim halkından özür dilensin.

🔹Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın.

🔹Sürgünler, kayıplar ve evlatlık alınan çocukların listesi açıklansın.

🔹Dillerimize ve Kızılbaş Alevi inancımıza özgürlük tanınsın.

🔹Munzur’daki Baraj projeleri iptal edilsin.

🔹Eşit yurttaşlık hakkımız tanınsın."

Anma, ağıtların yakılması ve lokma dağıtılmasıyla son buldu.