23 Eylül 2024 Pazartesi

Sermayenin çocuk emeğini sömürü çarkı MESEM'ler

Bir süredir adını sıklıkla duyduğumuz Meslek Eğitim Merkezleri yani MESEM, patronlar için dikensiz gül bahçesi sunuyor. Patronların denetimindeki MESEM'lerde eğitim adı altında büyük bir sömürü çarkı işletiliyor. Çıraklık eğitimi adı altında 1200, kalfalık eğitimi adı altında 2200 TL gibi rakamlarla çalıştırılan öğrencilerin maaşları ve sigortaları İşsizlik Fonu'ndan yani işçilerin cebinden ödenerek patronlara dizginsiz kar alanı açılıyor. Eğitim-Sen yöneticisi Muşlu, MESEM'lerin "sermayenin ucuz işgücüne sahip olabilmesi" amacıyla kurulduğunu ve çocuk emeği sömürüsünün devlet eliyle teşvik edildiğini söyledi.

AKP iktidarı döneminde eğitim sisteminde pek çok değişiklik oldu. Aslına bakılırsa tüm iktidarlar hem kendi ideolojik hegemonyalarını tesis etmek için, hem de kapitalist sistemin ihtiyaçları doğrultusunda en fazla eğitim sisteminde değişikliğe giderler. AKP döneminde de 4+4+4, imam hatiplerin sayısının artırılması gibi sistemi köklü değiştiren uygulamaların yanı sıra altı yıl önce sermayeye büyük olanaklar sunan Mesleki Eğitim Merkezleri yani MESEM'lerin kurulması gündeme geldi. 2016 yılında uygulamaya konulan MESEM'lerin temel amacı sermayeye ucuz işgücü sağlamak. 2021 yılında yapılan yeni bir düzenlemeyle de MESEM'ler amaca daha da uygun hale getirildi. 77 ilde organize sanayi bölgeleri ve 4 ilde ise sanayi siteleri içinde toplam 255 MESEM irtibat büroları açıldı.

MESEM ne lise ne değil. Ortaokul diploması olan herkes MESEM'lere başvurabiliyor. Başvuranlar arasında lise eğitimini tamamlayamayanlar çoğunlukta. Milli Eğitim Bakanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı arasında imzalanan bir protokol ve 2016 yılında çıkarılan ve Resmi Gazete'de yayınlanan bir kanuna dayandırılıyor. MESEM'ler bünyesinde 180 farklı meslek alanına ilişkin eğitim veriliyor. Başvuruların yüzde 60 oranındaki büyük bir çoğunluğu kuaför, güzellik ve elektrik, elektronik bölümlerindeki eğitimlere yönelik.

'SERMAYENİN UCUZ İŞGÜCÜ'
ETHA'ya konuşan Eğitim-Sen Genel Yükseköğretim ve Eğitim Sekreteri Sinan Muşlu, MESEM'lerin temel amacını "sermayenin ucuz işgücüne sahip olabilmesi" olarak tanımladı.

MESEM'ler ilk Mesleki Teknik Anadolu Liseleri içerisinde bölümler olarak kuruldu. 2021 yılında yapılan değişiklikle 77 ilde organize sanayi bölgelerinde, 4 ilde ise sanayi siteleri olmak üzere toplam 255 MESEM irtibat büroları açıldı. Bu düzenlemenin amacını Meslek Eğitim Merkezlerini patronların ihtiyaçlarına uygun hale getirmek olarak tarif eden Muşlu, MESEM'ler bünyesinde 9-10-11'inci sınıflarda çıraklık, 12. sınıftaysa kalfalık eğitimi verildiğini, ardından girilen sınavın kazanılması durumunda ustalık belgesi verildiğini aktardı. Lise eğitimini tamamlamayanlar bu eğitimin ardından lise diplomasına kavuşamıyor. Çünkü lise dengi bir eğitim almıyorlar. Lise diploması alabilmeleri için açıköğretim sınavlarına girip fark derslerini vermeleri gerekiyor.

BİR GÜN OKUL 4 GÜN SÖMÜRÜ
MESEM'lerde aslında gerçek bir eğitimin verildiğinden bahsedilemez. Aslolarak sermayeye ucuz işgücü sağlama amacı taşıyan MESEM'lerde sadece bir gün okul eğitimi veriliyor, 4 gün ise işletmede çalışma zorunluluğu var. Milli Eğitim Bakanlığı'nın MESEM'ler eliyle usta ve kalfa açığını gidermeyi amaçladığını belirten Muşlu, bir diğer hedefin genç işsiz sayısını düşürmek olarak tarif edildiğini fakat bunun gerçeği yansıtmadığını söyledi.

1200 TL'LİK SÖMÜRÜ DÜZENİ
MESEM aracılığıyla emeği sömürülen 9-10-11'inci sınıflarda çıraklık eğitimi alanlara sadece asgari ücretin yüzde 30'u yani 1200 TL, ustalık eğitimi olan 12'inci sınıfta ise asgari ücretin yüzde 50'si yani ortalama 2200 TL ödeniyor. "İş öğretiyoruz" adı altında yaşanan bu sömürüde en karlı çıkanlar tabii ki patronlar. Çünkü MESEM'lerde eğitim alanların maaşlarını ve sigortalarını patronlar değil devlet ödüyor. Onu da yine işçilerin cebinden İşsizlik Fonu'ndan karşılıyor.

Yoksulluk, sınıf geçememe gibi nedenle eğitime devam edemeyen öğrencilerin Meslek Eğitim Merkezleri'ne yönlendirildiğini böylece milyonlarca gencin kapitalizmin sömürü çarkları içine itildiğini aktaran Muşlu, Milli Eğitim Bakanlığı'nın halihazırda 417 bin öğrencinin bulunduğu MESEM'lerdeki öğrenci sayısını 1 milyona yükseltmeyi hedeflediğini aktardı.

'ESAS AMAÇ SERMAYENİN UCUZ İŞGÜCÜNE SAHİP OLMASI'
Muşlu, Meslek Eğitim Merkezlerinin esas amacını şu şekilde tarif ediyor: "Burada esas amaç, özel sektörün, sermayenin ucuz işgücüne sahip olabilmesi. Bir yandan da kendi deyimleriyle usta, kalfa ihtiyaçları MESEM eliyle giderebilmek. Kaynağı devlet aktarıyor, kime patrona. Bu öğrencilerin genç işçilerin eline bunlar geçebiliyor mu? Buralar tartışmalı."

DEVLET ELİYLE ÇOCUK İŞÇİLİĞİNE TEŞVİK
"Halen MESEM'ler bünyesinde eğitim gören 417 bin kişinin yüzde 46'sı 18 yaş altı. Yüzde 54'ü 18 yaş üstü. Buna lise ve üniversite mezunları bile başvurabiliyor" bilgisini veren Muşlu, bunun yasak olan çocuk işçiliğinin devlet eliyle teşvik edilmesi anlamına geldiğini vurguladı. Muşlu, "Yüzde 46 gibi bir sayıdan bahsediyoruz. Ortaokulu bitirmiş, lisede başarılı olamamış, ya da ailesinin ekonomik koşullarından dolayı eğitimde devamlılığı sürdürememiş öğrencilerimiz Meslek Eğitim Merkezlerine yönlendiriliyor" sözleriyle yoksul emekçi çocuklarının kapitalist sömürü çarklarının içine nasıl çekildiğine dikkat çekti.

İŞSİZLİK BİTECEK YALANI
Türkiye çok sayıda Mesleki Teknik Anadolu lisesi bulunduğunu bir süre sonra MESEM'lerin bu liselerin yerine geçeğini söyleyen Muşlu, "İlk etapta tanıtımı, reklamı yapılırken kulağa hoş gelen belirlemeler var. İşte işsizlik azalacak, işsiz genç kalmayacak, herkesin bir mesleği olacak, sigortası olacak vb. reklamlar yapılıyor. Meslek Eğitim Merkezleri tam da bu noktada meslek liselerinin altını oyan, işlevsiz hale getiren, tasfiye eden, mesleki alandaki eğitimi tamamen organize sanayi bölgeleri ve sitelerine, Sanayi Bakanlığı'na, patronlara devredecek bir sürecin başlangıcı haline geliyor" sözleriyle sistemin ne üzerine kurulduğunu tarif etti.

2022 YILINDA 1,5 MİLYAR KAR HEDEFİ
Benzer bir sömürünün mesleki teknik anadolu liselerinde olduğunu aktaran Muşlu, Milli Eğitim Bakanlığı'nın meslek liselerindeki üretimin yüzde 255 arttığıyla övündüğünü belirterek, bakanlığın Ramazan ayında yaptığı açıklamaları hatırlattı. Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, 1 Nisan'da yaptığı açıklamada, 2018 yılında 3 bin 574 meslek lisesinden 217 milyon lira kar elde edildiğini, bu rakamın 2021 yılında 1 milyar 162 milyona yani 6 katına yükseldiğiyle övünürken, 2022 yılında hedeflerinin 1,5 milyar liralık olduğunu açıklamıştı ve 2022 yılının ilk 3 ayındaki üretim kapasitesinin 2021 yılına göre yüzde 200 arttığını söyleyerek övünmüştü. Bakan Özer'in bu açıklamaları meslek liselerindeki sömürüyü net şekilde ortaya koyarken Muşlu, eğitimin pratikle iç içe olmasını savunan bir sendika olduklarını fakat gerek meslek liseleri gerekse de Meslek Eğitim Merkezleri'nde pratik eğitimin değil sömürünün esas alındığına dikkat çekti.

İŞÇİLERİN ÜCRETİNİ PATRON ÖDEMİYOR
Muşlu, "Çalıştırdığı işçinin ücretini bile kendi cebinden ödemeyen bir patronu düşünün. MESEM eliyle aldığı işçinin sigortasını, maaşını, işsizlik fonu üzerinden devlet aktarıyor. Böyle bir iş düzeni içerisinde patron dışarıdan herhangi bir işçi istihdam eder mi? Elbette etmez" diyerek MESEM'lerin işsizliği önlemeyeceğini aksine işsizlik oranlarını artıracağına işaret etti.

MESLEK LİSESİ ÖĞRETMENLERİNDE NORM KADRO FAZLASI RİSKİ
MESEM'lerin bir başka amacının da Mesleki Teknik Anadolu Liseleri'ni tasfiye olduğuna dikkat çeken Muşlu, "Binlerce meslek lisesi öğretmenimiz norm kadrosu fazlası durumuna düşecek, yerlerinden olacak, aile düzenleri bozulacak. Yine mesleki teknik anadolu lisesindeki bir öğrenci hızla kendisini MESEM'e kaydırarak 4 gün işyeri 1 gün okula gibi bir sistemin içerisine girdiğinde özellikle meslek lisesi öğretmenlerimiz sadece o işyerine gidip öğrencinin yerinde olup olmadığını denetleyen bir pozisyona düşürülmüş olacak" diyerek eğitim emekçilerinin yaşayacağı sorunları da dile getirdi.

MESLEK LİSELERİ PATRONLARIN DENETİMİNE BIRAKILIYOR
Meslek liselerinin giderek sermayenin, patronların yönlendirmesine terk edileceğine vurgu yapan Muşlu, "Eğitim öğretim sürecinin özel sektöre açıldığı, özelleştirildiği bir dönemde meslek liselerinin organize sanayi bölgeleri, patronlar, sermayenin denetimine bırakılması, kamu kaynaklarının bu öğrencilere ödenecek ücretler adı altında patronlara aktarılması söz konusu" diye ekledi.

Çok boyutlu bir sorun alanı oluştuğunu belirten Muşlu, "Bu noktada hem MESEM'in hem mesleki teknik anadolu liselerinin bu iktidarın yaklaşımıyla giderek özel sektörün arka bahçesine dönüşmesi söz konusu. Eğitimin tamamına ilişkin yapmış olduğumuz eleştirilen bir boyutunu da mesleki eğitim alanına yapmak durumundayız. İktidarın sermayeyi, işvereni, piyasayı, özel sektörü önceleyen bakış açısıyla eğitimin sorunları, hele hele mesleki eğitimin sorunları çözülemez. Mesleki eğitimin sorunlarının çözülebilmesi için toplumcu bir bakış açısına sahip, öğrencinin bir yandan hem mesleki bilgilerini, hem teknik eğitimini güçlü ve derinlikli alabildiği, üretimini toplum yararına yapabildiği bir sisteme dönüştürülmesi gerekiyor. Bunun için de mevcut iktidarın değişmesi gerekiyor" sözleriyle yapılması gerekenlere işaret etti.