24 Eylül 2024 Salı

Serhat Fırat yazdı | Bu halk ihaneti unutmaz hesabını sorar

Rojava'da olduğu gibi Güney Kürdistan'da da MİT ve SİHA'ların hareketi hiç durmuyor. Bu savaş kurumlarının bu kadar rahat hareket etmesini sağlayan Barzani ailesi ve KDP yönetimidir. Bu işbirlikçilerin desteği olmasa işgalci Türk devleti elini kolunu sallayarak Kürdistan topraklarımızda gezemez. Halkımızı, devrimci öncüleri katledemez.

Sömürgeci Türk devletinin, Kürt halkımıza karşı işlediği insanlık suçları devam ediyor. Sömürgeci faşist şef Erdoğan, her gün Kürt halkının başına bombalar yağdırıyor. Her an bir Kürt, SİHA'lara hedef oluyor. Bu saldırganlık Bakur sınırlarını çoktan aştı. Rojava'da, Başur'da, Şengal'de, Maxmur'da uçaklarla, SİHA'larla, Güney Kürdistan kentlerinde suikastlarla halkımızı ve öncülerini hedefliyor.

Sömürgeci Türk devleti, bu saldırıları tek başına yapmıyor. Halkına ihanet eden, işgalcilerle iş birliğini geliştiren hainlerin yüzünden rahat hareket ediyor. Başur alanı Türk devletinin bir vilayeti gibi olmuş. Gerillaya karşı karakol ve kalekolları birlikte inşa ediyor. Rojava'da olduğu gibi Güney Kürdistan'da da MİT ve SİHA'ların hareketi hiç durmuyor. Bu savaş kurumlarının bu kadar rahat hareket etmesini sağlayan Barzani ailesi ve KDP yönetimidir. Bu işbirlikçilerin desteği olmasa işgalci Türk devleti elini kolunu sallayarak Kürdistan topraklarımızda gezemez. Halkımızı, devrimci öncüleri katledemez.

Kürt burjuvazisinin temsilcisi Barzani ailesi ve KDP'nin Kürt halkına ölüm ve açlıktan başka verecekleri bir şeyleri yok. Kendi sınıf çıkarlarını korumak için halkımızın düşmanlarıyla, emperyalistler ve sömürgeci Türk devleti ile iş birliği yapıyorlar. Kürt işçi ve emekçilerine, yurtseverlere KDP'den fayda değil zarar gelmektedir. Son iki yıldır, gerillaya ve yurtseverlere karşı işledikleri insanlık suçları, Rojava devrimine boğma politikaları; Kürt düşmanlığının kanıtıdır.

14 Şubat 2021'de yapılan Garê saldırısı öncesi dönemin Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Barzani ailesi ile bir görüşme yaptı. Bu görüşmede PKK'nin elinde esir bulunan askerleri sözde "kurtarmak" için Garê'ye dönük askeri saldırı planı hazırlandı. KDP'nin sömürgeci Türk ordusuna lojistik, istihbarat desteği sunduğu bu saldırı sonucu, esir askerler faşist Türk devleti tarafından öldürüldü. Bu saldırıya direnen yirmiye yakın gerilla savaşarak şehit düştü. Garê direnişi faşist şef Erdoğan için bir hezimet oldu.

Ağustos 2021 yıllında, Kandil'den Behdînan alanına giden bir takım gerilla grubu Zap suyunu geçerken pusuya düşürüldü. Tolhildan Raman komutasındaki gerillalar katledildi. KDP ve Barzani bir açıklama dahi yapmadı. Sonraki süreçte de işgalcilere istihbarat vererek gerillaların katliamına ortak olmayı sürdürdü.

KDP-Türk sömürgeciliği ortaklığında Hewler ve Süleymaniye'de yurtseverlere, devrimci öncü kadınlara karşı MİT'le ortak saldırılar, katliamlar devam ediyor. Jineoloji editörü Nagihan Akarsel ve en son KNK Hewlêr temsilcisi Deniz Cevdet Bülbül, bu kirli işbirliği ile şehit düşmüştür.

Her gün SİHA'lar insan avına çıkıyor. Nerede bir yurtsever, Kürt görse bombalıyor. Bunun sorumlusu önce emperyalistler, bölge gerici devletleri, KDP ve Barzanigillerdir. KDP gerillaya düşmanlığını o kadar ileri taşıdı ki, sömürgeci Türk devletinin kimyasal silahlarla katlettiği savaşçılara savunma amaçlı gönderilen gaz maskelerine el koydu. KDP Medya Savunma Alanlarında birçok yere kendi askerlerini yığarak faşist Türk devletinin, gerilla karşısında zorlandığı alanlarda kendi denetimindeki bölgelerden askeri harekat yapma olanağı veriyor. Dağlara yollar ve karakollar yaparak, gerillayı denetim altında tutmaya çalışıyor. Sömürgeci devletin daha rahat saldırmasına, işgal üsleri kurmasına yardım ediyor.

Geçtiğimiz aylarda bir televizyon programına katılan KDP Polütbüro üyesi Eli Ewni, faşist Türk devletine "Neden PKK yöneticilerini bombalayıp öldürmüyorsunuz. Şuralarda kalıyorlar. Onları vurun" diyerek katliam çağrısı yaptı. Mesrur Barzani'nin Ankara ziyareti sonrasında, MİT, Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığından oluşan 12 kişilik işgalci heyet Hewlêr'e gitti. Bir hafta boyunca yeni saldırı planları konuşuldu. Heyetin Ankara'ya dönüşü sonrasında KDP istihbaratı ve KDP'li üst düzey askerlerin de katılımıyla toplantı yaptılar. Bu hazırlığın odağında Kandil ve Behdinan bölgesine dönük olası bir saldırının varlığını görmek zor değil.

Yaşanan tüm bu gelişmelerin ardından katliamların örgütleyicisi ve faşist Erdoğan'ın "kara kutusu", Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Irak ve Güney Kürdistan'a gitti. Çantasındaki konular arasında PKK'nin tasfiye edilmesi birinci sıradaydı. Irak hükümeti ve Barzani ailesine PKK'yi birlikte bitirmeyi teklif etti. KDP ve Barzaniler Kürtlerin katili Hakan Fidan'ı samimiyetle karşılarken o sırada Güney Kürdistan'lı siviller SİHA'lar tarafından vuruldu. Yapılan bu görüşmenin ardından KDP'ye bağlı askeri güçler, 13 Eylül'de Biradost bölgesindeki Sîdekan alanına ağır silah sevkiyatı yaptı. Sîdekan'a sevk edilen güçlerin bir kısmı, Goşîna alanındaki Gewriya Zinê'de gerilla mevzilerine saldırdı. Bölgeye dönük askeri yığınak devam ediyor. Hewlêr'de KNK bürosuna yapılan saldırıda KNK Hewler temsilcisi Deniz Cevdet Bülbül katledildi.

Konu PKK'nin tasfiyesi olunca, KDP ve Barzani ailesinin gözü hiçbir şeyi görmüyor. PKK'nin varlığı, KDP'nin kirli oyunlarını bozuyor. Gerillanın direnişi, saraylarını, şatafatlı yaşamlarını tehdit ediyor. Kendilerini güvende hissetmiyorlar. Baskı ve açlıkla, işsizlikle terbiye ettikleri Güney Kürdistan halkının bir gün seslerini yükselteceklerini, gerillaya bunca savaşçı yetiştirmiş Güney Kürdistan halkının bir gün "artık yeter" diyeceğini biliyorlar.

Bağdat, Şengal ve İran'la yapılan sınır güvenliği antlaşması ile Maxmur ve Kerkük'te yaşananlar, Medya Savunma Alanlarına dönük saldırılar; Başur'daki gerilimin giderek artacağını göstermektedir. Ancak on yıllardır direnen ve teslim olmayan Kürt halkımız bu ihaneti unutmayacak ve mutlaka işbirlikçi KDP ve Barzani ailesinden hesap soracaktır.