Serdar Ben ve Fatma Esen mezarı başında anıldı
Ankara Gar Katliamında yaşamını yitiren Serdar Ben ve Fatma Esen Gazi'de bulunan mezarı başında anıldı. Anmada 10 Ekim şehitlerinin mirasını, özgürlük ve barış mücadelesini yükseltme sözü verildi.
10 Ekim Ankara Gar Katliamının 8'inci yıl dönümünde katliamda yaşamını yitiren İnşaat-İş Sendikasının kurucu üyelerinden Serdar Ben ve Fatma Esen Gazi Mezarlığında bulunan mezarları başında anıldı.
Serdar Ben'in ailesinin yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütünün katıldığı anma katliamda yaşamını yitirenler anısına saygı duruşuyla başladı.
ÖZGÜR: ONLARIN BIRAKTIĞI MİRAS ÜZERİNDEN HAREKET EDİYORUZ
İlk sözü alan İnşaat-İş Sendikası Genel Sekreteri Yunus Özgür, içinde bulunulan süreçte 10 Ekim'i anmanın daha anlamlı olduğunu söyledi. 10 Ekim öncesi Gezi direnişi ve Kobanê savunmasıyla hem Kürt ulusal hareketinin hem de devrimci muhalefetin sokaklarda güçlendiğini dile getiren Özgür, bu mücadeleyi sindirmek amacıyla devlet eliyle katliamın gerçekleştirildiğini söyledi. Serdar Ben ve İnşaat-İş üyelerinin ezilen halkların yanında olmak için o mitingde olduğunu belirten Özgür, Ben'in 12 yaşından itibaren çok sayıda sektörde işçi olarak çalıştığını aktardı. Ben ve şehit düşen üyelerinin onlara bir miras bıraktığını vurgulayan Özgür, "Patronlarla nasıl savaşılır? Devlete karşı nasıl tutum alınır? Bunu bize gösterdiler. Biz bugün İnşaat-İş Sendikası olarak onların bize bıraktığı miras üzerinden hareket ediyoruz. O geleneği sürdürmeye çalışıyoruz" dedi.
ÇELİK: YAN YANA MÜCADELEYİ BÜYÜTECEĞİZ
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) İl Eş Sözcüsü Beser Çelik, iktidarın kaos ve katliamlarla toplumu boğmaya çalıştığını kaydederek, "Bütün bunlara rağmen, başta Kürt halkı olmak üzere, devrimci, sol, sosyalist, kendisine muhalif bütün yapıları ısrarla kutuplaştıran, ısrarla kan ve gözyaşına boğmaya devam eden bir anlayış karşısında bugün olduğu gibi bütün koşullarda yan yana gelip direnişimizi daha da büyüteceğiz" dedi. Katliamların faillerini çok iyi bildiklerini söyleyen Çelik, faşist iktidarın bugün yine devrimcilerin, yurtseverlerin, demokratların yan yana gelişini engellemeye çalıştığını belirtti. Çelik, geçmişten bugüne özgürlük, devrim, barış ve demokrasi mücadelesi veren tüm yoldaşlarının mirasını her koşulda her yerde sürdüreceklerinin sözünü yineledi.
KÜÇÜK: ZAYIF OLANA KARDEŞLİK KÖPRÜSÜNÜN YIKILMAMASI İÇİN ORADAYDILAR
Alınteri temsilcisi Mürüvet Küçük, 10 Ekim'in tarihsel anlamına dikkat çekerek İnşaat-İş sendikası üyelerinin de Kürt halkına özgürlük ve barış demek için orada bulunduğunu vurguladı. Küçük, şöyle devam etti: "Zaten zayıf olan kardeşlik köprüsünün yıkılmaması, o köprüye bir tuğla daha konması için oradaydılar. Onlar komünist özgürlük mücadelesi için dövüşen ihtilalci komünistlerdi. Onların bıraktığı mirası daha ileriye taşıyarak yaşatacağız."
SAYGILI: ROJAVA TOPRAKLARI BOMBALANIRKEN BU SESİ YÜKSELTMELİYİZ
Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı, tüm katliamlara rağmen hiçbir zaman halklar arası kardeşlik köprüsünü kurmaktan vazgeçmeyeceklerini vurguladı. Suruç'ta yurdun dört bir yanından devrimcilerin, sosyalistlerin, yurtseverlerin, anarşistlerin, Kürtlerin, kadınların ve gençlerin Kobanê'yle kardeşlik köprüsü çıkmak için yola çıktığını ve katledildiğini hatırlatan Saygılı, "Ama vazgeçmedik. Ankara'da bir kere daha işçisiyle, emekçisiyle, genciyle, kadınıyla, Kürdüyle Anadolu'dan Mezopotamya'ya selam göndermek için, savaşın durması, işgalin durması için Ankara'da toplandık, bir kere daha kurşuna dizildik" dedi. Katliamın devlet eliyle düzenlendiğini ve hala devam ettiğini kaydeden Saygılı; Rojava'ya dönük işgal saldırılarına dikkat çekti. "Rojava topraklarının bombalandığı koşullarda biz bu sesi yükseltmek zorundayız. Yoksa yarına söz hakkımız kalmayacak. 10 Ekim şehitlerine sahip çıkmanın en büyük erdemi buradan geçiyor" dedi.
Anmada söz ala diğer kurum temsilcileri de katliamı lanetleyerek barış mücadelesini yükseltme sözü verdi.
Ardından yine katliamda yaşamını yitiren Fatma Esen'in mezarı ziyaret edildi.
Anma boyunca "Devrim şehitleri ölümsüzdür", "Katiller halka hesap verecek" sloganları atıldı.