Sendikalara seslendiler: Safınız direnen işçilerin yanı mı patronların yanı mı
Direnişin 33. gününde haklarını istedikleri için "nankörlükle" suçlanan Yemeksepeti işçileri patron Nevzat Aydın'a "O parayı kuryelerin sırtından kazanıyorsun" dedi. Nakliyat-İş Genel Başkanı Küçükosmanoğlu başta DİSK olmak üzere konfederasyonların ve sendikaların duyarsızlığına dikkat çekti, "Safınız direnen Yemeksepeti işçilerin yanı mı haklarını gasp eden Nevzat Aydınların yanı mı" diye sordu.
Yemeksepeti işçilerinin sefalet ücreti ve kölece çalışma koşulları dayatmasına karşı direnişi 33. gününde sürüyor. Direnişteki işçiler üyesi oldukları Nakliyat-İş ile birlikte Kadıköy'de açıklama yaptı. Hakları için mücadele eden işçileri "nankörlükle" suçlayan Yemeksepeti patronu Nevzat Aydın'a işaret eden "Nankör sensin Nevzat Aydın" yazılı pankartın açıldığı eylemde; "Nevzat nankör sensin", "Sefalet ücreti istemiyoruz", "Direne direne kazanacağız", "İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız" sloganları atıldı.
'KURYELERİN SIRTINDAN KAZANIYORSUN PARAYI'
Söz alan işçiler, kimsenin malında mülkünde gözleri olmadığını sadece hakları olan ücret için direndiklerinin altını çizdi. Kendilerine "nankör" diyen Nevzat Aydın'a seslenen işçiler, "Sen bu kuryelerin sırtından kazanıyorsun parayı" vurgusu yaptı.
'BU DİRENİŞ SEFALET ÜCRETİNE KARŞIDIR'
Söz alan Nakliyat-İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanlığı, Yemeksepeti işçilerinin tüm Türkiye işçi sınıfının mücadelesi olduğunun altını çizdi. Küçükosmanoğlu, direnişin birkaç boyutuyla önemli olduğunu belirtti. Direnen binlerce işçinin sefalet ücretine, asgari ücret dayatmasına karşı, Yemeksepeti patronuna ve bağlı olduğu Alman şirkete karşı direndiğini vurgulayan Küçükosmanoğlu, "Bu direniş sefalet ücretine karşı direniş ve hak mücadelesidir. Bu sefalet ücretinin yükseltilerek yerine daha önceki yıllardakinin üzerinde 5 bin 500 lira ücret talebi mücadelesidir" dedi.
'BU DİRENİŞİN BİRDEN FAZLA YÖNÜ VAR'
Online yemek, alışveriş sektöründe yaygınlaşan kayıt dışı güvencesiz çalışma modeli olan esnaf kurye dayatmasına karşı bir direniş sergilendiğini söyleyen Küçükosmanoğlu, "Bu direnişin görünen yüzü sefalet ücretine karşı ama binlerce motokuryeyi daha güvencesiz, adaletsiz çalışma koşulları olan esnaf kurye olarak çalışmaya zorlanıyor. Bu direnişin bu zamana kadar kazanımla sonuçlanmamasının tek nedeni, şu anda Yemeksepeti'nde artan dayatmaya karşı çalışan esnaf kuryelerdir. Nevzat Aydın, onurlarıyla direnen esnaf kuryeleri, çalışan kuryelere karşı kullanmaktadır. Bu direniş tek başına sefalet ücretine karşı, farklı yönlerde de hak mücadelesidir. Bu mücadele aynı zamanda tüm para babalarına, sermaye sınıfına karşı bir onur mücadelesidir. Bir direniştir. Nevzat Aydın hak mücadelesi veren motokuryeleri nankörlükle suçlamıştır. Bu direniş işçi sınıfının onur mücadelesidir. Nevzat Aydınlar çok biliyoruz ki, hak mücadelesi veren işçilere hakaret edenler, onları işsizlikle parasızlık cehennemine atanlar bunların mayası aynı" diye konuştu.
'ONUR YAŞAMDAN ÖNEMLİDİR'
"Onur yaşamdan önemlidir" diyerek mücadele ettiklerinin altını çizen Küçükosmanoğlu, DİSK olmak üzere sendika ve konfederasyonların ilgisizliğine dikkat çekti. Küçükosmanoğlu, "Başta üyesi bulunduğumuz DİSK olmak üzere duyarsızlığı anlamak mümkün değil. Bir kez soruyoruz onlara, sizin safınız hak mücadelesi veren, direnme, örgütlenme hakkına sahip çıkan Yemeksepeti işçilerinin yanı mı bunların karşısında olan Nevzat Aydınların yanı mı?"
'BOYKOT SAYESİNDE SİPARİŞLER YÜZDE 70'E DÜŞTÜ'
Öte yandan kamuoyundan gördükleri dayanışma için teşekkür eden Küçükosmanoğlu, boykot sayesinde kimi yerlerde siparişlerin yüzde 50'ye kimi yerlerde yüzde 70'e düştüğünü açıkladı. Yarın direnişe Adapazarı'ndaki Yemeksepeti işçilerinin de katılacağını duyuran Küçükosmanoğlu, şöyle devam etti: "Nakliyat-İş olarak bu mücadeleye sonuna kadar sahip çıkacağız. Hiçbir mücadeleyi yarım bırakmadık. Bunu da bırakmayacağız. Yemeksepeti işçileri kazanacak, Türkiye işçi sınıfı kazanacak."
Eylem, "Motokurye köle değildir" , "Direne direne kazanacağız", "Nankör sensin Nevzat Aydın" sloganlarıyla ve direnişin süreceği vurgusuyla sona erdi.