22 Eylül 2024 Pazar

Şebnem Korur Fincancı'ya hapis cezasına tepki: İnsan hakları savunuculuğu saldırı altında

Barış Akademisyenlerinden Şebnem Korur Fincancı'nın yaşanan savaş suçlarına dikkat çektiği için verilen hapis cezasına tepkiler sürüyor. Son olarak, bir çok hukukçu ve insan hakları savunucusu ?Şebnem Korur Fincancı'ya verilen cezadan derhal geri dönülmelidir? talebini dile getirdi.
Hakkında hapis cezası verilen Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'yla dayanışma içerisinde olduklarını belirten insan hakları, hukuk ve meslek örgütleri, "İnsan haklan savunuculuğu cezalandırılamaz" dedi. Yapılan açıklamada Fincancı'nın, sokağa çıkma yasakları sırasında Cizre'de yaşanan vahşeti belgelediği için en yüksek cezaya çarptırıldığı vurgulandı.
 
Barış İçin Akademisyenler'in "Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı bildirisini imzalayan Şebnem Korur Fincancı'ya  2 yıl 6 ay hapis cezası verilmesi kınandı. Konuyla ilgili, Türkiye insan Hakları Vakfı (TİHV), İstanbul Tabip Odası, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum (CİSST), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP), Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP), Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV) ve Uluslararası Af Örgütü üyeleri tarafından basın toplantısı düzenlendi.
 
İmzacı 546 akademisyen hakkında 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7/2. maddesi uyarınca, "Terör örgütü propagandası yapmak" suçlamasıyla dava açılmış, sonuçlanan davalarda 59 akademisyen 1'er yıl 3'er ay; 3 akademisyen 1'er yıl 6'şar ay; 1 akademisyen 2 yıl 3 ay, 1 akademisyen ise 2 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum olmuştu.
 
Konuyla ilgili düzenlenen basın toplantısında kurumlar adına açıklama yapan İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip, "Türkiye'nin vicdanı ve yüz akı olan akademisyenler, o tarihten bu yana ağır baskı ve tehditler ile karşı karşıya kaldılar, vatan haini ilan edildiler, medyada bir linç kampanyasının hedefi oldular, haklarında adli ve idari soruşturma ve kovuşturmalar açıldı, bir bölümü OHAL döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile üniversitelerden ihraç edildiler, hatta bazıları gözaltına alındı ve tutuklandılar" dedi.
 
Saip sözlerini "Tüm yaşamını bilime, öğrencilerine, ülkemizde ve dünyada işkencenin önlenmesi ve insan hakları ihlallerinin son bulmasına adayan başkanımız Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'ya verilen bu ceza sadece düşünce ve İfade özgürlüğünün ağır bir ihlali değil aynı zamanda kaygı verici bir şekilde insan hakları savunuculuğuna yönelik büyük bir saldırıdır" şeklinde sürdürdü.
 
Saip açıklamanın devamında şunları belirtti: "Devam eden davalar hızla karara bağlanırken Prof. Dr. Gençay Gürsoy'dan sonra Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'ya bugüne kadar görülen barış akademisyenlerinin davalan içinde en yüksek ceza verilmiştir. Bunun gerekçesi ise mahkemenin hükmünde de ifade olunduğu gibi, imza attığı bildirinin yanı sıra ağır insan haklarına ihlallerine ilişkin olarak basına verdiği röportajlar ve hazırladığı raporlar, yani aslında ısrarla sürdürmüş olduğu insan hakları savunuculuğu faaliyetleridir. Ancak her şeye karşın, hakikatin gücüne ve adalete dair olan inancımızı koruyarak insan hakları savunuculuğunu, hak savunuculuğunu, kararlılık ve ısrar ile sürdürmeye devam edeceğiz. Bu nedenle bir kez daha altını çizerek belirtmek istiyoruz ki, sadece ve sadece hakikate tanıklık eden, hakikatin kaydını tutan ve onu görünür kılmak için zorbalığa direnen vicdanın sesi, insan haklan savunuculuğu cezalandırılamaz."
 
Ardından söz alan ÖHP'den Avukat Veysi Eski, "Şebnem hoca sembol isim olmasının ötesinde temel hedeflenme nedeni Cizre'ye ilişkin bir meseledir. Yargının hali hakikatle mücadele mahkemelerine dönmüş vaziyette. Söz konusu raporda hakikati ortaya koyduğu için en ağır cezayla cezalandırıldı" dedi.
 
ÇHD'den Gökmen Yeşil de "İşkence vakaları hak savunucularının raporlarıyla dünya kamuoyuna da taşınıyor. İşkenceyi toplumla mücadelenin temel unsuru gören gerici iktidarların en baştaki hedefi hak savunucuları olur. Şebnem hocaya verilen ceza tüm sesi çıkanları sindirme, cezalandırılma yöntemi. Bu toplumda birilerinin sesi çıkıyor yine de. Biz de o sesi çıkanların yanında olmaya devam edeceğiz. Bu ülkede işkence var ve bu işkence tüm dünyaya duyurulacak. Hak savunucuları işkencecileri bir gün mutlaka yargılatacak ve ceza verdireceklerdir. Çünkü işkence suçunda zaman aşımı yok" ifadelerini kullandı.
 
TOHAV'dan Av. Rengin Ergül de "Şebnem hocaya hakikati belgelediği için bu ceza verildi. Hak kurumları ve hukukçular olarak onları her zaman savunmaya devam edeceğiz. Hapse girmesi bizim için utanç olacaktır. Hapse girmemesi ve cezasının bozulması için elimizden geleni yapacağız" dedi.
 
Af Örgütü'nden Ruhat Sena Akşener de hak savunucularına dönük baskıların arttığını vurgulayarak, "Bu cezayı kabul etmiyoruz. Her türlü olumsuzlukta onunla birlikte olacağız" ifadelerini kullandı. 
 
Hafıza Merkezi'nden Murat Çelikkan da "Burada sesi kesilmek istenen Fincancı şahsında insan hakları hareketi. Ne hapse girmesini ne de sesimizin kesilmesini kabul ediyoruz. Mücadeleye devam edeceğiz." dedi.
 
TİHV'den Dr. Ümit Biçer ise "Şebnem hocaya verilen cezayı bir madalya olarak değerlendirsek de düşünce ve ifade özgürlüğü ihlaline bir yenisi daha eklendi. Fincancı, bir insan bir adli tıp uzmanı, bir hekim. Hakikati ortaya çıkarmak, hak ihlallerini belgeleme çalışması yürüttü. Fincancı bu çalışmanın önde gelen isimlerinden biri. Gözaltında yaşanan pek çok işkence vakasında işkenceyi kanıtlamıştı. Bunun için cezalandırıldı" dedi.