30 Eylül 2024 Pazartesi

'Sadece Suruç için bile bu düzen yıkılmalı'

"Sadece Suruç için bile bu düzen yıkılmalı" diyen Suruç yaralılarından Koray Türkay, 1915'ten beri bu topraklarda adalet mücadelesinin sürdüğünü hatırlattı. Türkay, "Biz 'kim yaptıysa hesap versin' demiyoruz, bunun hesabını soracağız diyoruz. Bunun hesabı bu halkın mücadele eden öznelerin sayesinde sorulacak. Bu da çok uzak değil" dedi. Gençliğin birleşik mücadele zemininde faaliyet yürütmesinin çok değerli olduğnu söyleyen Türkay, herkesi 20 Temmuz anmalarına katılmaya çağırdı.

Suruç katliamının üzerinden 5 yıl geçti. 20 Temmuz 2015'te SGDF'nin çağrısıyla Kobane'ye gitmek için bir araya gelen yüzlerce kişinin toplandığı Amara Kültür Merkezi'nde, IŞİD çetelerinin gerçekleştirdiği bombalı saldırıda 33 düş yolcusu katledildi, çok sayıda kişi de yaralandı. 

Yaralananlardan biri de Koray Türkay. Katliamın 5. yılı dolayısıyla ETHA'ya konuşan Türkay, kendisi bakımından beş yılda çok şey değiştiğini belirterek, "Katliamdan önceki hayatımla sonraki hayatım çok değişti. Taban tabana zıt değil ama kararlılık meselesinde çıta yükseldi. Katliam tanıklarında da, yaralılarından da ciddi bir travma yaşattı. Mücadeleden kopan arkadaşlar da oldu ya da çok daha kararlı mücadele edenler ortaya çıktı. Ben de hayatımın merkezine koydum" şeklinde konuştu. 

'SADECE SURUÇ İÇİN BİLE BU DÜZEN YIKILMALI'
"Sadece Suruç için bile düzen yıkılmalı" diyen Türkay, şöyle devam etti: "Suruç'tan sonra öğrendiklerimize baktığımızda Suruç'a kadar gelen süreçte, Suruç'un planlamasında bu ülkede kimlerin parmağının olduğunu öğrendik. Suruç'tan sonra Ankara katliamı... İnsanların hayatlarının aslında burjuva siyasetçilerin koltukları için hiç değer taşımadığını öğrendik. Gencecik insanların hayatları önemli değil. Onlar, bugün AKP-MHP iktidarı için hiçbir değer ifade etmiyor, öldürülebilir, sakat bırakılabilir. Geride kalan aileler perişan edilebilir. Bunların hiç bir önemi yok. Kendilerinden başka bir şey düşünmeyen bir avuç insan. İşte bu bir avuç insana karşı çok büyük bir insanlık var ortada. Belki bir avuç insan tarihsel olarak elinde bulundurduğu güçler doğrultusunda büyük insanlığın bir kısmını kendi saflarında tutuyor ama sürdürülebilir mi, göreceğiz. Ne kadar çok bunun için mücadele eden olursa bu süre kısalacak. Ben de kendi adıma kararlı bir şekilde mücadele ederek toplumsal dönüşümün gerçekleştirilmesine katkı olmaya çalışıyorum. Ben de daha güçlü irade koyanlarla birlikte bir ritm tutturmak adına bunu yapıyorum." 

'DAVUTOĞLU KENDİSİNİ VE ERDOĞAN İKTİDARINI TEŞHİR ETTİ'
Suruç'tan bugüne tüm yaşananlara rağmen umutlu olduğunu vurgulayan Türkay, bunu şöyle açıkladı: "Ben çok umutluyum. Suruç katliamı çok acı ama bir yanıyla da Türkiye ve Ortadoğu siyasetinde çok büyük bir eşik oldu. Bir sayfa kapandı, bir sayfa açıldı ama açılan sayfayı çok insan gördü. Ayna tuttu. Eskiden açılan sayfa gizli kapaklı derin, net göremediğimiz bazı şeylerdi. Ama bu sayfada her şey açıkça ortaya çıktı. 

"Çok hızlı bir şekilde bu katliamı planlayanların ipliği pazara döküldü. Biz özneleri olarak şunu iyi gördük, 2015 7 Haziran seçimlerinden önce Erdoğan '400 sandalyeyi verin bu iş huzur içerisinde çözülsün' söyleminin aslında ortaya koyduğu hamlesi. Ve biz bunun azmettiricisinin birebir kendisi olduğunu, bütün duruşmalarda söyledik. İşte en son da söyleyen Davutoğlu oldu. Davutoğlu, bu katliamların planlandığını ve planlayıcıları olduklarını, yani açıktan kendisini ve Erdoğan iktidarını teşhir etti."

'IŞİD'E DESTEK VERENLERİN HALA ÜLKENİN BAŞINDA OLMASI BÜYÜK TEHLİKE'
Tüm bu nedenlerle toplumun Suruç, Ankara, Antep, Atatürk Havalimanı, yani IŞİD çetelerinin gerçekleştirdiği tüm katliamlar için nereden destek aldığını, nereden örgütlendiğinin görmesi gerektiğini vurgulayan Türkay, mücadelenin öznelerinde bunu daha iyi anlatmak, toplumun bilgisine sunmak konusunda eksikler olduğunu söyledi. 

IŞİD'in Ortadoğu başta olmak üzere aslında tüm dünya bakımından büyük acılar yaşattığını ifade eden Türkay, "Nasıl Hitler dünya siyasetinde olumsuz anlamda bir etki bıraktıysa IŞİD de böyle oldu. Buna destek verenlerin bu ülkenin hala başında olması insanlık adına büyük tehlike. İnsanların bunu görmesi lazım" dedi.

'TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM BUGÜN AKP-MHP İKTİDARININ YIKILMASIYLA DOĞRU ORANTILI'
Türkiye'de devrimci, demokratik hareketin mücadele bakımından büyük bir birikime sahip oluğunu vurgulayan Koray Türkay, "Toplumsal dönüşümün bugün AKP-MHP iktidarının yıkılmasıyla doğru orantılı olduğunu düşünüyorum. Bunun en önemli parametlerinden birinin de Suruç-Ankara katliamlarının açığa çıkmasıdır" diye kaydetti.

Türkay, bugün AKP-MHP iktidarını karanlığından kurtulmak isteyen kim varsa, Suruç ve Ankara katliamlarının hesabını sormak için kollarını sıvaması gerektiğini belirtti ve ekledi: "Bu kadar açık ve net."

Tüm dünyanın, özellikle Suruç ve Ankara katliamlarını planlayanların AKP-MHP iktidarı olduğunu öğrendiğine işaret eden Türkay, şu örnekleri hatırlattı:

"Rusya, uçak düşürüldükten sonra IŞİD işbirliği yapıldığına ilişkin BM'ye dosya verdi. Uluslararası basına büyük bir sunum yaptı ama sonra Erdoğan neler verdi ki Putin bu dosyayı geri çekti. Uluslararası savaş suçu işlenmesinin dosyasının geri çekilmesi, bir dosya konusu olamaz. Putin zorba, Erdoğan zorba. Bunlar işlerine geldikten sonra çıkarları doğrultusunda haklarındaki dosyaları geri çekerler.

"Diğer taraftan Kürt savaşçılarının esir aldığı IŞİD komutanları MİT ilişkilerini, Ankara'dan aldıkları desteği, petrol alım satımı ile nasıl destek verildiğini ve daha birçok şeyi anlattılar. 
Zulüm görenler halklar. Dolayısıyla kendi örgütlülüğünü ortaya koymalı ve hesap sormalı."

'HESABINI SORACAĞIZ, UZAK DEĞİL'
Adalet mücadelesinin bu anlamda önemli olduğunu kaydeden Türkay, 1915'lerden beri bu topraklarda adalet mücadelesinin olduğunu söyledi, yakın tarih bakımından Cumartesi Anneleri, Roboskili Aileler, Barış Anneleri'nin verdiği mücadelenin bu anlamda önemli olduğunu belirtti. 

Adalet mücadelesinin birikerek sürdüğünü ifade eden Türkay, Suruç adalet mücadelesinin de bu birikimle ortaya çıktığını ve doğrul bir perspektif ve talep üzerinden büyüdüğünün altını çizdi. 

Türkay, beş yıldır sürdürülen adalet mücadelesine ilişkin şunları söyledi: "Bu sadece bu ülkede Suruç'a gidenlerin başına gelmedi. 1915'ten beri belki de milyonlarca insanın başına gelmiş bir şey. Eni sonu çıkar gruplarının kârı için, işgal hevesleri için iktidarları için ufak azınlıklar, büyük halk kitlelerini bu şekliyle hayatlarını ortadan kaldırıyor. O nedenle adalet mücadelesinin kendisi çok meşru. Bir yerden, bir şey talep etmek de değil. Biz kimseden bir talepte bulunmuyoruz. İnsanlık tarih boyunca adalet için mücadele vermiş. Adalet dediğimiz, mahkeme salonlarından beklenen bir şey olmuyor. Bugün işte avukatlar adalet mücadelesi veriyorlar, söke söke almak için. Bir yerden talep etmiyorlar, ortaya bir mücadele koyuyorlar. Biz de 'kim yaptıysa hesap versin' demiyoruz, bunun hesabını soracağız diyoruz. Bunun hesabı bu halkın mücadele eden öznelerin sayesinde sorulacak. Bu da çok uzak değil."

Bu yıl yapılan "Suruç için adalet, herkes için adalet" kampanyasının çok daha güçlü olduğunu ve iyi bir karşılık alınacağını belirten Türkay, gençliğin birleşik mücadele zemininde örgütlemesinin çok değerli olduğunu söyledi. Türkay, "Suruç katliamı, Kürt özgürlük hareketinin gençlerinin verdiği özgürlük mücadelesi ile Gezi'deki çocukların buluşmasının engellenme pratiğiydi. Şimdi bu çocuklar bunun üzerinden devam ediyor. Bu, Türkiye'nin aydınlık geleceğinin en somut fotoğrafıdır."

"Şimdi zor görünüyor ama yarınlar düşünülerek verilirse bu mücadele çok daha kolay olur. Yani yarın AKP-MHP iktidarı yıkıldığında kolaylaşacak olan sürecin tohumları... Bugün ne ekiyorsak o gün o denli güçlü bir mücadele çıkacak. Bugün 5-20 kişi mücadele verecek, yarınki milyonlar için. Yarın milyonların sokaklarda adalet talebini ortaya koyan, mitinglerde saatler öncesinde alanları dolduran kalabalıkların olma hali ve emeği, bugünkü 3-5 kişinin emeği. Buz çatladı mı belli bir süre sonra kırılıyor. İşte Gezi en yakın örneği."

Türkay, bu bilinç ve sahiplenmeyle herkesi 20 Temmuz'da Kadıköy'de Süreyya Operası önünde saat 19.00'da yapılacak olan anmaya çağırdı.