23 Eylül 2024 Pazartesi

Rojavalı komünistler Kobanê'de Ekim Devrimi paneli yaptı

Yıldönümü yaklaşırken TKŞ'liler Kobanê'de "Ekim devrimi" gündemli panel düzenledi. Panelde Ekim Devrimi'nin tarihi aktarıldı. Konuşmalarda "Sovyetlerde her ulus özgür ve eşit haklara sahipti. Kürt ulusu özerk bir yönetim hakkı kazanmıştı, dilini ve kültürünü yaşayabiliyordu. Kürtler Sovyet yönetiminde özgürce yaşadılar" denildi.

Komünist Devrimci Hareket (TKŞ) Kobanê'de Ekim Devriminin yıldönümüne ilişkin panel düzenledi. Panel yapılan alana Ekim Devrimine ait fotoğraflar ve kadın önderlerinin fotoğrafları asıldı.

Saygı duruşu ile başlayan panelde sinevizyon gösterimi yapıldı.

"Ekim devriminin tarihi" başlıklı oturumda konuşan Mirza Berxo, 1905 Şubat devriminden ve 1917'ye giden süreci anlattı. 1917 devriminden önce Rus Çarlık rejiminin farklı uluslardan oluştuğunu belirten Berxo, "O dönemde Rus İmparatorluğu Rusya'nın adeta uluslar hapishanesi olmuştu. Sadece Rusya değil bunun dışındaki alanlarda, şehirlerde de hakimiyeti vardı. Örneğin, Belarusya, Moldova, Litvanya, Estonya, Gürcistan, Ermenistan, Azerbeycan... Farklı farklı uluslar vardı. Fakat herkes kendi dilinde konuşamazdı kendi kültürünü yaşatamazdı. Çünkü Rus imparatorluğunda Çar'ın hakimiyeti altındaydılar. Bolşevikler buna karşı ayaklandılar ancak ilk etapta büyük bir darbe aldılar. Çok sayıda insan öldürüldü hapse atıldı" dedi.

Birinci emperyalist paylaşım savaş koşullarını anlatan Berxo emperyalistlerin çıkarları için bölge halklarını savaşa sürüklediğine dikkat çekti. Birinci emperyalist paylaşım savaşının sonunda devrim için koşulların olgunlaştığını belirten Berxo, Bolşeviklerin önderliğinde gerçekleşen devrimden sonra Rus çarlığından kalan kirli anlaşmaların reddedildiğini söyledi.

Berxo konuşmasında şunları kaydetti: "Sovyetler o topraklarda kuruldu. Yapılan anlaşmalarla ateşkes imzalandı. Almanya Sovyetlere saldırmak istiyordu ancak Sovyetlerin anlaşmaları vardı bunu bozmak istemediler. Bu dönemde bir fırsat buldular ve Fransa, Amerika ve Japonya 1919'da Sovyetlere karşı büyük bir saldırı başlattılar. Tüm Sovyet toprakları kuşatmaya alındı. Sadece Rusya değil bahsettiğimiz tüm ulusların toprakları da Sovyetlere dahildi onlarda bu kuşatmada kaldılar. Amerika ve Fransa Sovyetleri yıkmak istedi. O dönem tüm askerler ve tüm halk için bilinen bir şey vardı ki günde bir tane 50 gram ekmek yiyebiliyorlardı. Askerler ve halk yiyecek bir şey bulamıyorlardı. Buralarda halkımız söyler ‘Sovyetler de patates bile yemediler' bu doğrudur. O dönemde büyük bir kuşatma vardı. O dönemde Sovyet yönetimi savaş komünizmi ilan etti. Geri cephe ve ileri cephe herkes Sovyetler için çalıştı. O dönemde herkes Kızıl Ordu için üretime geçti. Kızıl orduya yönelik büyük bir saldırı vardı bu nedenle kim ne yapabiliyorsa Kızıl ordu için çalıştı. Üretime katılmak zorunlu kılındı. Ve bu sayede o yıllar atlatıldı."

İkinci emperyalist paylaşım savaşı yıllarında Sovyet halkının direnişine değinen Mirza Berxo Sovyet halklarının faşizmi yenilgiye uğrattığını ve ağır savaşlara rağmen birlik ve dayanışma ile ayağa kalktığını vurguladı. Berxo, "Teknik, bilim ve sanat pek çok alanda öncü çıkışlar yapan Sovyetler tüm dünyaya örnek oldu" dedi. Kızıl Cumartesilerden örnek veren Berxo, "Sovyetlerde toplum için daha fazla üretime katılmak bir kültür olmuştu. Artık fabrikalar arasında sosyalist yarış başlamıştı. İnsanlar kendi çıkarları için değil Sovyetler için çalışıyorlardı. Sovyetler yeni insanı böyle yarattı. Biz de Rojava'da bunu örnek almalıyız" dedi.

Sosyalist Sovyet Cumhuriyetler Birliğinde aynı zamanda özerk yapıların varlığına dikkat çeken Mirza Berxo, Kurdistana Sor olarak bilinen bölgeyi hatırlatarak, "Sovyetlerde her ulus özgür ve eşit haklara sahipti. Kürt ulusu özerk bir yönetim hakkı kazanmıştı, dilini ve kültürünü yaşayabiliyordu. Kürtler Sovyet yönetiminde özgürce yaşadılar" dedi.

Mirza Berxo Türk devletinin Rojava devrimine yönelik saldırılarına karşı Sovyet halklarını örnek almaya ve direniş mirasını sahiplenmeye çağırdı.

Panelin "Ekim Devriminde Kadın Kazanımları" başlığında konuşan Xanim İbrahim, 1917 Ekim devrimi ile Rojava kadın devriminin bağını kurarak şunları ifade etti: "Kadınların görevleri her zaman iki kat oluyor. Bugün bizim devrimimizde de böyle. Kadınlar dışarıda çalıştıkları zaman akşam eve dönünce çamaşır yıkıyorlar, yemek yapıyorlar, çocuklara bakıyorlar tüm işleri yapıyorlar. Sovyetler'de ne yaptılar? Kadınlar için çamaşırhaneler kurdular. Yüzyıl önce teknik ve imkanlar o kadar gelişkin olmamasına rağmen ortak çamaşırhanelerde kadınlar ücretsiz çamaşır yıkayabildi. Yine ücretsiz kreşler açtılar. Çalışan kadınlar çocuklarını kreşlere gönderdi. Tüm çocuklar okullara gidiyordu. Ortak ve ücretsiz yemekhaneler yaptılar. Kadınlar çalışırken hep evdeki işleri düşünüyorlardı ‘bugün eve gidip ne yemek yapacağım' diye akılları çalıştıkları işte olmuyordu. Sovyetlerde geliştirilen bu sistemle yemekler, ev işleri toplumsal olmuştu. Bunların hepsini kadınlar kendileri için yapmıştı."

Ev içi emeğin toplumsal emek sayıldığını belirten Xanim İbrahim, "Devrimden önce kadınlar bilinçsizdi, topluma karışmamışlardı. Şu anda hala böyle düşünceler var. Kadınlar evde kalsın, yemek yapsın, bulaşık yıkasın, çamaşır yıkasın, misafir ağırlasın, gelene gidene baksın, çocuklara hizmet etsin... Sovyet kadınları da başta böyleydi dört duvar arasında yaşamak yeterli görünüyordu" dedi.

Sistemlerin oluşturulmasıyla kadınların evlerden çıktığını kaydeden Xanim İbrahim, "Kadınlar askeri alanda da yerini aldılar. Askerlik kadın ve erkekler için zorunluydu. Kadınlar ve erkekler birlikte savaştılar. Tüm bunlar kadınlar için yapıldı. Önceki gibi köle değillerdi, ezilmiş değillerdi. Kadınlar özgürdü. İkinci evlilikler yasaktı. 18 yaşından küçüklerin evlendirilmesi kaldırıldı. Zorla evlilikler kaldırıldı. Herkes kendi kimliğiyle vardı. Kadınlar evlendiklerinde kendi soyadlarını kullanabiliyordu. Tüm bunlar Ekim devriminin kazanımlarıdır" ifadelerini kullandı.