1 Ekim 2024 Salı

Rabia Naz soruşturmasında takipsizlik kararına itiraz

İstanbul Barosunun desteğiyle kurulan Rabia Naz Komisyonu, Rabia Naz dosyasında verilen takipsizlik kararına itiraz etti.

Rabia Naz'ın şüpheli ölümünü araştırmak üzere İstanbul Barosunun desteğiyle bir grup avukat tarafından kurulan Rabia Naz Komisyonunda yer alan vekil avukatlar, dosyaya verilen takipsizlik kararına itiraz etti.

Giresun Sulh Ceza Hakimliğine gönderilmek üzere İstanbul Savcılığı verilen itiraz dilekçesinde takipsizlik kararının gerekli ve yeterli inceleme yapılmaksızın, deliller hukuka uygun bir şekilde toplanmaksızın verildiği belirtildi.

TAKİPSİZLİĞE İTİRAZ: ÇELİŞKİLER ORTADAYKEN DOSYA KAPATILAMAZ
Avukatlar soruşturmanın seyrini değiştirebilecek noktaların sıraladı. İtiraz dilekçesine ilişkin Evrensel'e konuşan Avukat Kemal Aytaç, "Savcılığın takipsizlik kararı hukuken yerinde değildir. Soruşturmada eksik bırakılan, yanlış yapılan, geç yapılan ve hiç yapılmayan durumlar söz konusu iken, üstelik ciddi çelişkiler de ortadayken savcılığın bu soruşturmayı kapatmış olması kabul edilemez bir durumdur. Bu nedenle itiraz dilekçemizde de tek tek izah ettiğimiz hususların yerine getirilmesi sonucunda bu soruşturmanın daha sağlıklı şekilde sonuç vereceğinden hiçbir kuşkumuz yoktur. Rabia Naz için adalet arıyoruz. İtirazlarımız dikkate alınmalı ve taleplerimiz karşılanmalıdır. Hukukun gereği de budur" dedi.

'SAVCI OLAY YERİNE GİTMEDİ, DELİLLER HUKUKA UYGUN TOPLANMADI'
"Rabia Naz Vatan 12 Nisan 2018 tarihinde yaşadığı apartmanın önünde yaralı olarak bulunmuş, kaldırıldığı hastanede vefat etmiştir. Rabia Naz vefatı hastanede şüpheli ölüm olduğu bildirilmiştir. Rabia Naz'ın şüpheli ölümü iki sene sonra savcının apartmanın terasından düştüğüne dair kanaatiyle ile kapatılmıştır. Rabia Naz dosyasının üzerinin kapatıldığını, delillerin karartıldığını açıkça görüyoruz. Ancak hala bazı incelemelerle Rabia Naz'ın ölümünün  aydınlatılabilir" ifadelerine yer verilen dilekçede takipsizlik kararının; gerekli ve yeterli inceleme yapılmaksızın, deliller hukuka uygun bir şekilde toplanmaksızın verildiği belirtildi.

İtirazda öne çıkan noktalar şöyle:
-Rabia Naz'ın ölümünün yüksekten düşme/atlama/atılma nedeni ile gerçekleşmiş olması halinde söz konusu düştüğü/atladığı/atıldığı iddia edilen yüksekliklerden daha alçak bir yükseklik olması gerekir. Fakat Savcılık adli tıp uzmanlarından bilimsel görüş alırken Rabia Naz'ın vücudunda bulunan yaraların 18.6-15 metre gibi yüksekliklerden düşme/atma/atlama durumlarında oluşup oluşamayacağını sormamıştır."

-Bütün bunlarla beraber müteveffa Rabia Naz'ı yerde yatarken ilk bulan kişilerin "kucaklanarak bırakılmış gibiydi" ifadeleri birlikte düşünüldüğünde Rabia Naz'ın mevcut yaralanmalar meydana geldikten sonra ölümüne sebebiyet veren olaylara iştirak eden kişiler tarafından bulunduğu yere bırakılmış olması kuvvetle muhtemeldir."

-Müteveffa çocuk Rabia Naz'ın ölümünün şüpheli olduğu, ölümüne birilerinin sebebiyet verdiği bu kadar açıkken "kasten ya da taksirle öldürüldüğü yönünde herhangi bir delilin tespit edilemediği" gerekçesiyle soruşturma dosyasının kapatılması hukuka, hakkaniyete ve vicdana uygun düşmemektedir.

-Savcılık tarafından yürütülen soruşturmada şüpheli sıfatıyla ifadelerine başvurulması gereken kişiler tanık olarak yer almıştır. Müteveffa Rabia Naz'ı gören son kişi olan Mehmet Ali Somuncuoğlu'nun çelişkili ifadeleri de göz önüne alındığında şüpheli sıfatıyla ifadesine başurulup, ifadesindeki çelişkilerin giderilmesi gerekirken bu kişi yalnızca tanık sıfatıyla dosyada yer almıştır. Üstelik Savcılığın soruşturma dosyasında oluşturduğu zaman çizelgesi, şüpheli olması gereken kişinin çelişkili ifadelerine dayanılarak yapılmıştır.

-Mehmet Ali Somuncuoğlu'nun ifadesinin çelişkili olduğu ve şüpheli sıfatıyla ifadesinin alınarak çelişkilerin giderilmesi gerekirken, yalnızca tanık sıfatıyla beyanı alınarak yetinilmiş, kameralardan araç geçişleri incelenerek ifadesinin tutarlı olup olmadığı rahatlıka görülebilecekken bu tespit yapılmamıştır. Üstelik Rabia Naz'ı son gören kişilerden olan Mehmet Ali Somuncuoğlu'nun ifadelerine göre kendisi Rabia Naz'ı olay günü içerisinde 4-5 kez görmüştür. Bu durum ise şahsın müteveffa çocuğu gözlediği izlenimi yaratmıştır."

-Mürsel Küçükal adlı kişiye ait birbiriyle çelişen beyanlar takipsizlik kararına esas alınmıştır. Rabia Naz Vatan'ın yerde sırt üstü vaziyette ilk gören kişi olduğunu iddia eden Mürsel Küçükal'ın defalarca ifadesi alınmıştır.

-Otopsi sonucunda düzenlenecek raporun uluslararası metinlerde de belirtildiği gibi açık ve anlaşılır olması, ölüm sebebi olarak birden fazla ihtimal varsa bunlara kademeli bir şekilde yer verilmesi, ayrıca otopsi tarihi ile raporun düzenlenmesi arasındaki sürenin mümkün olduğunca kısa olmasının sağlanması gerektiği ifade edilmektedir. Bu doğrultuda; trafik kazasının yanı sıra yüksekten atlama ile yüksekten düşme ihtimallerinin ayrı ayrı değerlendirilerek ayrıntılandırılması gerekirken bu hususun yerine getirilmemesi de raporların Uluslararası Otopsi Protokolü ile yukarıda adı geçen genelgeye uygun şekilde tanzim edilmediğini ortaya koymaktadır. Anılan sebeple; ölüme ilişkin bütün ihtimallerin ayrıntılı bir biçimde irdelendiği ve kademeli olarak ortaya konulduğu bir rapor aldırılması gerekmektedir.

-Olay günü, şüpheli çocuk ölümü ile ilgili kendisine haber verilen savcı, olayı haber almasını müteakip olay yerine bizzat intikal ederek olay yeri inceleme esnasında hazır bulunsa idi dikkatlerden kaçmayarak elde edilme ihtimali olan deliller böylelikle elde edilememiştir. Bina çatısında ve binanın yan tarafında bulunan fındıklık alanda gerekli incelemeler yapılamamış, fotoğraflar çekilememiş, buralardan derhal örnek alınarak incelenmesi imkanları kullanılamamıştır. Savcı tarafından olay yerine gidilmemiş olması hususu da soruşturmanın etkili bir biçimde yürütülmediğini ortaya koyan bir diğer veri olup, şüpheli ölümlerde savcının olay yerine giderek, olay yeri inceleme ekiplerini bizzat yönlendirme yükümlülüğündedir."

GEÇ KALINMIŞ OLSA DA...
Geç kalınmış olmakla beraber şu aşamada dahi  tamamlanması mümkün olan ve tamamlandıkları takdirde soruşturmanın seyrini değiştirmesi muhtemel noktalar olduğuna dikkan çekilen dilekçede sıralanan bazı detaylar ise şöyle:

-Binanın yan tarafından, olay yerinde bulunan fındıklık alana düşüş/atlayış hususunda Rabia Naz Vatan'ın fiziksel özellikleri ile benzer biçimde oluşturulmuş ve müteveffa ile aynı ağırlıktaki bir maket vasıtasıyla canlandırma yapılmasını ve bu keşif/canlandırma neticesinde bir rapor hazırlanmalıdır.

-Rabia Naz Vatan'ın mezarında feth-i kabir işlemi yapılarak kemik kırıklarının yönünün tespiti için gerekli röntgen ve inceleme işlemlerinin yapılmalıdır.

-Adli tıp raporları arasındaki çelişkilerin giderilmesi, olaya ilişkin yüksekten düşme, yüksekten atlama, araba kazası olmak üzere bütün ihtimallere ilişkin kademeli bir değerlendirme yapılarak bu ihtimallerin her birine ilişkin olası sonuçlara bina çatısının zemin ile olan mesafesi hususu da nazara alınmak suretiyle yeniden bir rapor alınmalıdır.

-Alınacak adli tıp raporunda Rabia Naz'ın düşmüş olabileceği ifade edilen fındıklık alandan yola kadar dirsekleri vasıtası ile sürünmüş olması durumunda vücudunda ve giysilerinde olması beklenen izler ve yaralanmalar hususunda da bilimsel mütalaaya yer verilmesinin talep edilmelidir.

-Tanık beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmelidir.

-Mehmet Ali Somuncuoğlu'nun şüpheli sıfatıyla ifadesinin alınmalıdır.

-Mürsel Küçükal'ın ifade değişikliklerinin altında yatan maddi gerçeğin titizlikle açığa çıkarılmalıdır.

-Delil karartan ve görevi kötüye kullanan kamu görevlileri hakkında cezai soruşturma açılması gerekmektedir.