23 Eylül 2024 Pazartesi

Özgürlükçü Demokrasi gazetesi ve Gün Matbaacılık davasına çağrı

Özgürlükçü Demokrasi gazetesi ve Gün Matbaacılık çalışanlarının yargılandığı davaya ilişkin düzenlenen basın toplantısında 11 Şubat'ta görülecek duruşmaya çağrı yapıldı.
Özgürlükçü Demokrasi gazetesi ve Gün Matbaacılık çalışanlarının 11 Şubat'ta görülecek olan 4. duruşmasına ilişkin DİSK Basın-İş ve Gün Matbaacılık davasında yargılanan matbaa çalışanlarının aileleri İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi.
 
Basın açıklamasını tutuklu Kemal Tunç'un eşi Nujin Tunç okudu. Bugün gelinen sürecin, Özgürlükçü Demokrasi gazetesine 28 Mart günü kayyum atanmasıyla başladığını belirten Tunç, gazetenin basıldığı gün, Gün Matbaacılık'a ve matbaada çalışan işçilerin evlerine polis baskınları yapıldığını ve gözaltına alınan işçilerin tamamının tutuklandığını dile getirdi. 8'i hapiste, toplamda 21 işçi hakkında 261 yıl hapis istendiğini kaydeden Tunç, iddianameye göre işçilerin tek 'suçunun' Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin baskısını yapmak, yani matbaacılık mesleklerinin gereğini yapmak olduğunu vurguladı. Tunç, iddianamede kayyum atanmasının gerekçesi olarak matbaanın bastığı 110 kadar yayın hakkında toplatma kararı verilmesi ve eser sahiplerinin yargılama süreçlerinin devam etmesi ile gazetenin Afrin operasyonunu eleştirel şekilde manşete taşıması ve bu nüshaların Gün Matbaacılık tarafından basılması olarak gösterildiğini aktardı.
 
Tunç, "AKP iktidarı, kendi düşüncesinden olmayan gazetecilere yönelik sansür, işten çıkarma, gözaltı ve tutuklama baskısını matbaa emekçilerine kadar genişletmiştir. Bu hukuksuzluğu dayanışma ile aşacağız. 11 Şubat'ta Silivri'de sadece Gün Matbaacılık işçileri değil, gazetecilik ve matbaacılık mesleği yargılanmaktadır. Bu dava Türkiye basın tarihine kara harflerle geçecektir. Davada emekçiden taraf olan bizler özgür basın mücadelesinde kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz" diye konuştu.
 
Ardından söz alan DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, "Yine bir hukuk rezaleti, zulüme dönüşmüş bir yargılama süreci nedeniyle basın toplantısı yapıyoruz. Bu tür açıklamaları ne yazık ki çok sık yapıyoruz. Bir matbaa işçisi, matbaada basınlan yayından dolayı tutuklanıyor ve yargılanıyor. Hakkaten alışılmadık bir durum. Bu da olur mu dediğimiz her şeyin ertesinde bir başka şaşırtıcı durumla karşı karşıya kalıyoruz" diye belirtti. Davanın hukuksuz olduğunu vurgulayan Eren, "Ben bir kaç örnek vereyim; mesela davada yargılanan bir işçinin 1995 yılında tutuklandığı iddia ediliyor iddianamede. Fakat bu kişi hiç tutuklanmadı. Bir defa gözaltına alındığı ortaya çıktı. Davada yargılanan bir diğer işçinin ceza aldığı iddia edildi ama işin gerçeği o kişinin yargılandığı davadan beraat etmiş olduğuydu. Örneğin bir işçinin İstanbul Gazi Mahallesi'nde ki bir arkadaşına 'Gazi'de yollar kapalı' diye mesaj atması örgüt üyeliğine delil olarak sunuluyor. Matbaada basılan gazete ve dergilerin içeriği, kullanılan resimler işçilerin aleyhinde delil olarak sunuluyor. Matbaada kürtçe dil bilgisi kitabının basılması örneğin" dedi.
 
Eren, "Biz Gün Matbaa davasında yargılanan arkadaşlarımızın yanındayız DİSK Basın-İş olarak. Herkesi basına yönelik saldırıların bir örneği olan bu rezalete karşı çıkmaya çağırıyoruz. Hapiste tutulan Gün Matbaacılık çalışanlarının derhal serbest bırakılmasını, işçilerin ve ailelerin yaşadığı mağduriyetin giderilmesini istiyoruz. Tabi bunun yanı sıra hapiste tutulan bütün siyasi tutsakların derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Bütün bu karanlık süreci işlerle birlikte gazeteciler, aydınlar, öğrenciler, avukatlar yani şu an içeride tutulan bütün siyasi tutsaklar ve onlarla dışarıda dayanışan binlerce insanın mücadelesiyle aşacağımızı düşünüyorum" diye belirtti. 
 
DİSK Basın İş Genel Yönetim Kurulu Yedek Üyesi Alp Babaç ise 11 Şubat'ta Silivri'de görülecek duruşmaya çağrı yaparak "Bu duruşma, Türkiye basın tarihine kara harflerle geçecektir. Biz bu duruşmada tüm arkadaşlarımızı alabilirsek, bu durum içerideki diğer arkadaşlarımıza da umut olacaktır" dedi.