23 Eylül 2024 Pazartesi

Özgür: 1 Mayıs'ta yasakları tanımıyoruz

İnşaat-İş Sendikası, başta inşaat işçileri olmak üzere işçi sınıfına dayatılan kölelik koşullarına karşı tüm toplumu, yasakları çiğneyerek 1 Mayıs'ta alanlarda olmaya çağırıyor. ETHA'ya konuşan İnşaat-İş Genel Sekreteri Yunus Özgür, "1 Mayıs'ta başta inşaat işçileri olmak üzere tüm işçileri, emekçileri, ezilenleri, Kürt halkını, hapishanelerden her gün cenazeler çıkarken direnen tutsak yakınlarını 1 Mayıs'ta yasakları tanımayarak, alanlara davet ediyoruz" dedi.

İstanbul'da 3. Havalimanı dışında en kötü koşullara sahip Finans Merkez şantiyesinde İnşaat İşçileri Sendikası, inşaat işçileri arasında örgütlenme çalışmalarını sürdürüyor.

İnşaat sektörü iktidarın rant ve sermaye odaklı politikalarıyla birlikte inşaat projelerinin yanı sıra HES'ler, kanallar ve köprülerle ivme kazandı. Bu projelerden patronlar kar üzerine kar elde ederken, inşaat işçileri güvencesiz çalışma koşullarında günden güne eriyen haklarla kölelik koşullarına mahkum ediliyor.

2022'NİN İLK ÜÇ AYINDA 54 İNŞAAT İŞÇİSİ KATLEDİLDİ
İş cinayetlerinde katliamların en çok yaşandığı iş kolu olan inşaat sektöründe İSİG Meclisi'nin raporuna göre 2022 yılının ilk üç ayında 54 işçi katledildi...

Özellikle Karadeniz ve Kürdistan kentlerinden büyük şehirlere çalışmak için gelen inşaat işçileri kötü barınma ve beslenme sorunlarıyla da karşı karşıya. İşçiler iş cinayetlerinde katledilmezlerse kötü çalışma koşullarından, yetersiz beslenmeden dolayı sağlıklarını yitiriyor, yaşanan kazalarda sakatlanarak hayatlarına engelli bir şekilde devam etmek zorunda kalıyor.

'1800'LÜ YILLARIN İŞÇİ SINIFININ OLUŞUM SÜRECİ'
İnşaat İşçileri Sendikası (İnşaat-İş) Genel Sekreteri Yunus Özgür ile aylar önce Finans Şantiyesi'nde başlattıkları kampanyayı, iş kolunda örgütlenme zorluğunu, hangi koşullarda 1 Mayıs'ı örgütlediklerini konuştuk. Özgür, ETHA'ya inşaat iş kolunu "1800'lü yılların işçi sınıfının oluşum süreci" diyerek tanımladı.

'KAZANILAN KISMİ HAKLARIN HİÇBİR BU SEKTÖRDE YOK'
İş cinayetlerinin en çok yaşandığı bu iş kolunda örgütlenmenin de bir o kadar zor olduğuna dikkat çeken Özgür, "İnşaat iş kolu diğer fabrikalar gibi değil. 1800'lü yıllarda işçi sınıfının oluşum sürecine benzetiyorum inşaat iş kolunu. Çünkü İş Kanunu'nda var olan ve kazanılan kısmi hakların hiçbiri inşaat sektöründe yok. Ve biz böylesi bir düzende örgütlenmeye çalışıyoruz" dedi.

'KÖTÜ KOŞULLAR SON BULANA KADAR FİNANS'TA KAMPANYA SÜRECEK'
"İş cinayetleri, kötü yemekler, kötü yatakhaneler yani her şeyiyle 1800'lü yılları aratmayacak koşullar" diyen Özgür, Türkiye'deki en "prestijli"  ve mega şantiyelerden biri olan Finans Merkezi şantiyesinde inşaat işçilerinin de bu ağır koşullara mahkum edildiğini kaydetti. Bu nedenle Dev Yapı-İş ile birlikte yaklaşık 5 aydır Finans Merkezi şantiyesinde örgütlenme çalışması yürüttüklerini hatırlatan Özgür, "30 bine yakın işçi çalışmakta. Sadece Kalyon'da 80 üzerinde taşeron var. 5'li Çete dediğimiz şirketler burada konumlandı. Yoğun bir süreç yürütüyoruz ve Finans Merkezi'nde kötü koşullar son bulana kadar bu kampanya devam edecek" dedi.

Sektörde örgütlenme çalışması zaten zorken Finans Merkezi şantiyesinde taşeron şirketler nedeniyle dağınıklığın bu zorluğu artırdığının altını çizen Özgür, buna karşın örgütlenme mücadelesinin, verilen emeğin her zaman karşılığının olduğunu vurguladı.

'1 MAYIS'IN ÖNEMİ DAHA DA ARTIYOR'
Ekonomik krizin daha derinleşeceği, iktidar yasaklarının daha da koyulaşacağı bir süreçte 1 Mayıs'a gittiklerini kaydeden Özgür, şöyle devam etti: "Kriz artarken bundan tek başına inşaat işçileri değil tüm toplum; işçiler, emekçiler, köylüler, öğrenciler, kadınlar etkileniyor. Böylesi bir süreçte 1 Mayıs'ın önemi daha da artıyor.

'1 MAYIS'TA YASAKLARI TANIMAYACAĞIZ'
"1 Mayıs aslında işçi sınıfının burjuvaziye göstereceği bir gövde gösterisi niteliği taşıyor. İnşaat-İş olarak bu yıl 1 Mayıs'ta temel şiarımız var olan ekonomik kriz koşulları, açlık, yoksulluk, tüm topluma dayatılan yasaklar, baskıcı rejime karşı 1 Mayıs'ta yasakları tanımamak.

'TÜM TOPLUMU 1 MAYIS'TA ALANLARA ÇAĞIRIYORUZ'
"1 Mayıs'ın bugün şöyle de bir anlamı var, her şeye yasak getiriyorlar kendi 'kanunlarını', 'yasalarını' bile çiğniyorlar o zaman bize de onların yasalarını, yasaklarını tanımamak düşüyor. Sınıf mücadelesinde de böyledir geri adım attıkça o adımın sonu yoktur. Bu nedenle, 1 Mayıs'ta başta inşaat işçileri olmak üzere tüm işçileri, emekçileri, ezilenleri, Kürt halkını, hapishanelerden her gün cenazeler çıkarken direnen tutsak yakınlarını 1 Mayıs'ta yasakları tanımayarak, alanlara davet ediyoruz."