25 Eylül 2024 Çarşamba

'Olası bir depremde iç acıcı bir manzarayla karşılaşmayacağız'

TMMOB İstanbul İKK, deprem öncesi ve sonra alınacak önlemlere dair çalıştay düzenledi. Çalıştayda sunum yapan TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şube YK Üyesi Seyfettin Avcı, "Deprem bilincinin yaratılmaması yıkıcı bir deprem yaşanacağını göstermektedir" dedi.
 

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul İl Koordinasyon Kurulu'nun Kadıköy Evlendirme Dairesi'nde gerçekleştirdiği İstanbul Deprem Çalıştayı sona erdi.

Çalıştayın 2. oturumunda konuşan Jeoloji Mühendisleri Odası İstanbul Şube YK İl Başkanı Can Akın, Evlendirme dairesini işaret etti ve "Şu bulunduğumuz bina kurbağalı derede. Taşıma yükü zayıf, deprem sırasında, deprem dalgalarının büyüme riskinin olduğu zayıf temeller üzerinde. Yani  konularımızın başında yapıların nerede yoğunlaşacağı ve nerede seyreltileceği çok önemlidir" diye söze başladı.

Can Akın kısa kısa İstanbul ile ilgili bilgiler paylaştı: 

"Kartal formasyonu, şehirler ve silk taşlarından oluşmaktadır. Kaya olarak tabir edebiliriz. Kireç taşından dolayı yeraltı suları oluşmaktır. Burada dikkat edilmesi gereken yer altı sularıdır. İstanbul'un yayılım haritasına baktığımızda plazaların olduğu yerde Trakya formasyonu hatlarını görüyoruz. Bu formasyonun özelliği magmalardan dolayı sorunların meydana gelmesi. Sarıyer formasyonunda yaygın dağılımlıdır. Volkanik kireçtir. Volkanik malzeme çok ayrıştığı için  yer altı sularının etkisi önemlidir. Ceylan formasyonu dediğimiz yoğun yapılaşmanın olduğu Küçükçekmece'de deprem dalgaları büyüyecektir kayalarda. Buradaki yapılaşmada dikkat edilmesi gereken kayadır. Ağaçlı formasyonu ise şişme potansiyelinin killerin yapısal durumu ile stabile sorunlarıyla ünlüdür. 3 havalimanı da buradadır."

YERALTI FAALİYETLERİ YÜZEY HAREKETLERİNE SEBEP OLUR
TMMOB Maden Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Doç. Dr. Ümit Özer ise İstanbul'un metro çalışmalarına dikkat çekti ve "Geçen dönemlerde 6 projeye art arda başladı ve durduruldu. 11 ay sonra Göztepe-Ümraniye hattındaki tünelde yaşanan göçük sebebiyle 2 kişi hayatını kaybetti. Odamız durdurulan metro tünellerinin sakıncaları konusunda açıklama yaptı. Yeraltı faaliyetleri risklidir, doğanın böğrüne boşluk oluşturuyorsunuz ve doğa tepki gösterecektir" diye konuştu.

Şu an durdurulan tünellerin takip edilmediğini vurgulayan Özer, "Tüneller bir risk taşıyor. Bu dezenformasyon yukarıda yüzey hareketlerine sebep verip sorunlar yaşatabilir. Tekrar işe başlandığında ilave yük olarak maliyeti attıracak ek tahkimatlar yapılmak zorunda. Yeraltında su önemli bir problem. Suyu kontrol altına almamız gerekiyor. Şehir içindeki yapıların hareketlenmesine sebep olabilir" dedi.

DEPREMİN İKİNCİ TEHLİKESİ YANGIN, PATLAMA, KİMYASAL SIZINTI
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesinden Dr. Eren Yıldız Geyhan, deprem sonrasındaki 2. tehlikenin yangın, patlama, kimyasal sızıntılar, su, hastalık ve çevresel kirlilikler olduğunu vurguladı ve "Asbestin ciddi sağlık etkileri bulundu. Kansere sebep olabilir. Bir çok ülkede yasaklandı. Dünya sağlık örgütü dünya genelinde yaklaşık olarak 150 bin kişinin asbeste maruz kalmasından dolayı hayatını kaybettiğini belirtiyor. Asbestli hastalıklarda hastalık ilerleyene kadar fark edilemiyor. Türkiye de 2010 yılından itibaren kullanımı yasaklandı ancak şöyle bir gerçek var kullanılmasa bile mevcutta 83 ile 2010 arasında kullanışmış olan beşyüz bin ton asbest baki duruyor" diye söze başladı

Asbestin kullanıldığı malzeme kırıldığından itibaren asbest liflerinin ortama yayıldığını hatırlatan Geyhan, "İstanbul'daki binaların 4'te 2'sinin asbestli olduğunu söyleyebiliriz. Olası bir depremde karşılaşacağımız asbest maruziyeti ölçemeyeceğimiz miktarda.  Maalesef çok iç acıcı bir manzarayla karşılaşmayacağız. Hayatta kalacağız ama soluduğumuz hava bizi ne kadar hayatta tutacak" diye durumu aktardı.

NET VERİLERİ VE İSTATİSTİKLERİ BİLMİYORUZ
TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesinden Prof. Dr. Neşet Kadırgan, depremde doğadaki afetlerin tetiklediği büyük endüstriyel kazalara dikkat çekti ve "Doğalgaz tüketimi 4 kat arttı. Borulardaki doğalgaz 4 kart arttı demek bu. 99 depreminde doğalgazı hissetmedik çünkü bütün fabrikalar çalışmıyordu. Çalışmanın en az olduğu Ağustos ayında ve fabrikaların çalışmadığı saate olduğu için. Eğer deprem, çalışma saatlerinde ve kışın gerçekleşirse çok daha vahim sonuçlar olacaktı" diye konuştu.

Kadırgan "Kimya Mühendisleri Odası adına şunu söylemek çok acıklı: Net verileri, düzenli istatistiği bilmiyoruz. Türkiye'de çoğu şey kayıt dışı tutuluyor" dedi.

BESLENME VE İÇME SUYU TEDARİKİ ÇOK ÖNEMLİ
Çalıştayın 3. Oturumunda konuşan TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İstanbul Şube YK İl Başkanı Celal Selçuk Esen ise beslenme ve içme suyu tedarikinin depremden sonra çok önemli olduğunu vurguladı ve  şöyle konuştu:

"İlk 2 saat mümkün olduğunca sıcak içecek verilmesi gerek. İlk 2 saatte görülen herkese sıcak içecek verilmeli çünkü durumun etkisiyle bir şey yenemeyebilir. İlk iki günde önceden hazırlanmış depolarda saklanmış hazır paketli kuru gıdaların verilmesi gerek. 2 ila 11 gün de ise geçici mutfaklar kurulmalı. Toplu yemekleri yapabilmek ve dağıtabilmek için ne gerekiyorsa ilgili kurumlar sağlanmalı. Mümkünse yemekhane oluşturulmalı ve üstleri kapalı olmalı. Yetişkinlerde 2 öğün; çocuk, yaşlı ve hamile kadınlarda 3 öğün yemek verilmeli. 11 günden sonra ise hem yardımlar hem kamunun sistem kurarak insanları kendi yiyeceklerini hazırlama alt yapılarını kurması gerekiyor. Ekmek ve su dağıtımı sistematikleşmeli."

MÜHENDİSLİK VE MİMARLIK RANT ÇIKARLARI İÇİN DIŞLANDI
TMMOB Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şube YK Üyesi Seyfettin Avcı ise şöyle konuştu: "Köprülerin ve tarihi eserlerin depreme vereceği tepkinin bilinmemesi, dere yataklarını bile yerleşime açan imar afları ile deprem bilincinin yaratılmaması yıkıcı bir deprem yaşayacağını göstermektedir. Bu gerçekliğe karşı  mühendislik ve mimarlık disiplinleri rant çıkarları için dışlanmıştır. Marmara ve Düzce depremleri sonrası yapı denetimi düzenlenmelerinde kamusal denetim ticarileştirilmiştir. Yapı denetim yasasında kamu denetimi dışarıda tutulmuştur. TMMOB'un mevzuatla tanınmış görevleri de dışlanmıştır. Türküye bu gün 20 yıl önce Marmara depreminden daha iyi bir durumda değildir. Bilimsel bir düzen yoktur.  Sorunlu dolgu alanları, dere yatakları, kıyılar imara açılmakta her yere AVM ve gökdelen yapılmaktadır. Yanlış ulaşım ve mega projelerin artması su yatakları ve yeşillerle bağın koparılması gibi olgular depremin yıkıcı etkilerini artırmaktadır."