'Nafaka haktır'
Boşanma ve Nafaka Hakkı için Feministler, boşanma ve nafaka konularındaki düzenlemelerin kadınların lehine olmadığının altını çizdi.
Boşanma ve Nafaka Hakkı için Feministler, "Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Karşı Bir İktidarın Boşanma ve Nafaka Konularındaki Düzenlemeleri Kadınların Lehine Olamaz!" başlıklı yazılı bir açıklama yayınladı. Açıklamada, Adalet Bakanlığı'nın uzun boşanma süreçleri ile nafaka, mal rejimi, tazminat ve velayete ilişkin hükümlerin boşanma gerçekleştikten sonra karara bağlanmasına dair bir düzenleme üzerinde durduğu ve sürecin de kadınlar tarafından yakından takip edildiğinin altı çizildi. Kadınları toplumsal eşitsizliklerden koruyan haklara yönelik değişiklik girişimlerinin hiçbirinin, kadınların ihtiyaçları ve talepleri doğrultusunda şekillenmediği vurgulanan açıklamada, iktidarın, İstanbul Sözleşmesi'nden toplumdaki tüm itirazlara rağmen, hukuksuzca ve kadınlar aleyhine yaratacağı sonuçları bilerek bir gecede çekildiği gibi yine kadınları yakından ilgilendiren konularda bağımsız kadın örgütlerinin görüşlerini görmezden geldiği ifade edildi.
'HERHANGİ BİR GELİRİ OLMAYAN 16 MİLYON KADIN VAR'
Kadınları ilgilendiren konularda Diyanet'e giderek daha geniş yetki ve görevler tanındığına değinilen açıklamada, "Yakın zamanda Cumhurbaşkanlığı'nda düzenlenen nafaka konulu bir toplantıda bağımsız kadın örgütlerinin görüşleri yer bulamazken, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın başrolde olması bizlere kadın haklarının, insan hakları ve eşitlik çerçevesinde değil, tamamen dini referanslar ekseninde ele alındığı fiili bir düzenin dayatıldığını gösteriyor" denildi. Öte yandan açıklamada, Türkiye'de ev ve bakım hizmetlerine ücretsiz emek veren, kendi kazandığı herhangi bir geliri olmayan 16 milyon kadının olduğu ifade edildi.
'KADINLARIN BOŞANMASI DAHA DA ZORLAŞACAK'
Pandemiyle derinleşen ekonomik krizin etkisinin sürdüğü, devletin şiddeti ve kadın yoksulluğunu önlemeye yönelik politikaları hayata geçirmediği belirtilen açıklamada, "Getirilmek istenen düzenlemelerin kadınların boşanmasını ve şiddetten uzaklaşmasını daha da zorlaştıracağı çok açık. Eğer dert gerçekten boşanmaların uzun sürmesini önlemek, kadınların boşandıktan sonra yoksulluğa düşmesini engellemekse yapılması gerekenleri hep söyledik, bir kez daha tekrar ediyoruz: Kadınların hakları temin edilmeden boşanmalar sonuçlandırılamaz" cümleleri kullanıldı. Boşanma ve Nafaka Hakkı için Feministler açıklamalarının devamında da "boşanma davalarının hızlandırılması" adı altında nafaka, velayet, tazminat konularının boşanma sonrasına bırakıldığı bir düzenleme ile kadınların haklarını temin etmeden boşanmaların hızlandırılmasının amaçlandığını vurguladı.
'GÖÇMEN KADINLAR İÇİN BÜYÜK ÖNEM'
Açıklama şöyle devam etti: "İktidar tarafından önerilen bu yöntem, kadınlar ve çocuklar için birçok hak kaybının önünü açacak. Bu düzenlemenin hayata geçmesi, özellikle kadınların boşanmalarının önünü büyük oranda tıkayacak. Zira Türkiye'de boşanmış kadın olmanın zorluğu, kadın istihdamının, kadınların mal varlığının ve gelirlerinin düşüklüğü ve giderek artan kadın yoksulluğu ortada iken nafaka, velayet, tazminat gibi talepler karara bağlanmadan boşanmak kadınlar için büyük bir belirsizlik ve güvencesizlik demek. Bu durum özellikle göçmen kadınlar için uygulamada dil bariyeri, hukuki süreçlere erişimin zorluğu ve devlet yardımlarının erkekler üzerinden veriliyor olması gibi nedenler düşünüldüğünde daha da büyük önem arz ediyor."
'SOSYAL HAYATA EŞİT KATILIM SAĞLANMALI'
Açıklamada, asıl sorunun kadın yoksulluğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kadınların siyasi, sosyal ve ekonomik haklarına erişememesi olduğuna dikkat çekildi ve nafaka hakkına dokunulmaması çağrısında bulunuldu. Boşanma ve Nafaka Hakkı için Feministler şu sözlerle seslendi: "Nafaka meselesinde esas tartışılması gereken, kadınların boşanma sonucu yoksullaşacağı apaçıkken yoksulluk nafakası bağlamaktan imtina eden hakimlerin tutumlarıdır. Erkeklerin nafaka ödememek için bin bir oyunla gelirlerini saklamalarıdır. Yoksulluk nafakası erkeklerin kadınlara bir lütfu değil, toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle çocukların ve yaşlıların bakımı dahil, ev içinde yıllarca ücretsiz emek sarf etmiş, bu sebeple çalışma hayatına hiç katılma olanağı olmamış, katılması engellenmiş veya ev içindeki bakım emeği yükü nedeniyle iş hayatından ayrılmak zorunda kalmış ve yeniden çalışma hayatına katılması önünde bir dizi engel bulunan kadınların, boşandıktan sonra ekonomik ve sosyal hayata eşit katılımlarının sağlanabilmesi için gerekli olan bir haktır."
'HAKLAR GENİŞLETİLMELİ'
Devletin asıl görevinin nafaka ödemek olmadığına vurgu yapılan açıklamada, kadınların sosyal ve ekonomik hayata eşit katılımını güçlendirecek politikalar geliştirmek olduğu ifade edildi. Boşanma ve Nafaka Hakkı için Feministler, taleplerini ise şöyle sıraladı: "Talebimiz kamu kaynaklarının toplumsal cinsiyet eşitsizliğini giderecek, kadınların ev ve aile içindeki konumlarını güçlendirerek onların evliliğe, aileye, erkek şiddetine mahkum olmamalarının önünü açacak, ücretli ve güvenceli işlere katılımlarını kolaylaştırarak ekonomik bağımsızlıklarını kazandıracak ve erkeklerle eşit ve nitelikli bir eğitim alabilmelerini sağlayacak politikalara ayrılması, eşitsizliklerin giderilerek olanak ve hakların genişletilmesi için önlemler alınmasıdır."