Eskişehirli kadınlar: Örgütlü mücadelemizle karanlığı yırtacağız
25 Kasım'ın bir yas günü değil; mücadele günü olduğunu vurgulayan Eskişehirli kadınlar, hayatları ve hakları için özgürlükleri için örgütlü mücadele karanlığı yırtacaklarını kaydetti.
Eskişehir Demokratik Kadın Platformu'nun çağrısıyla sokağa dökülen kadınlar; eşit, özgür, şiddetsiz bir yaşamı kuracaklarının altını çizdi, tüm kadınları örgütlü mücadeleye çağırdı.
Eylem öncesi çok sayıda kadın bir araya gelirken Özgür Genç Kadın (ÖGK) meşale yaktı. Bu sırada hep bir ağızdan "Jin, jiyan, azadî" sloganı yükseldi.
'POLEN'DEN EZGİ'YE YÜRÜYORUZ ZAFERE'
Yürüyüş sırasında; "Narinleri katleden karanlığa teslim olmayacağız", "Kadın,yaşam, özgürlük", "Yaşasın iş, ekmek, özgürlük mücadelemiz", "Cinsiyetçi eğitim istemiyoruz", "Çocuk istismarı suçtur aklatmayacağız", "İlaçlarımı alamadığım için isyanın dozunu arttır", "Nafaka hakkıma dokunma", "Polen'den Ezgi'ye yürüyoruz zafere", "Jin, jiyan, azadî", "Erkek adalet değil gerçek adalet", "Sesimde isyan, isyanımda yaşam var", "Kadın cinayetleri politiktir", "Cezasızlığa karşı ayaktayız. Haklarımız ve hayatlarımız için mücadeleye", "Haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz", "HPV aşısı ücretsiz olsun", "Kadının yeri evi değil devrimdir", "6284 kırmızı çizgimizdir" dövizleri ile "Eşit, özgür, şiddetsiz bir yaşamı birlikte kuracağız" pankartı taşındı.
Basın metnini okuyan Sanem Çelik, 25 Kasım'ın tarihini hatırlattı. AKP-MHP erkek iktidarının kadın ve çocuk düşmanı, LGBTİ+ düşmanı politikalarına dikkat çeken Çelik, kadın ve çocuğa, LGBTİ+'lara yönelik her türlü şiddetin cezasızlıkla ödüllendirildiğinin altını çizdi.
'SAVAŞA VE YIKIMA DİRENEN KADINLARIN MÜCADELESİ MÜCADELEMİZDİR'
Kadın ve çocukların savaşların en çok mağdur olanı olduğunu belirten Çelik, "Filistin'de, Lübnan'da ve Rojava'da yaşanan katliamlar Türkiye'de muhalif sesleri hizaya getirmenin yöntemi olarak kullanılıyor. Suriye ve Rojava'da IŞİD barbarlığına karşı savaşan, Ortadoğu halklarının ve tüm Dünya'yı Işid teröründen kurtaran Rojavalı kadınlar bugünde işgalci devletlere karşı direnerek tüm dünya kadınlarına tarihsel bir örnek olmaya devam ediyor. Topraklarımızda kadınları katleden erkek egemen sermaye devleti kadına yönelik şiddete karşı uluslararası mücadele gününde dahi Rojava'da sivil yerleşim alanlarına yönelik saldırısına devam ediyor ve kadın düşmanı yapısını bir kez daha gün yüzüne getiriyor. Filistin'de, Lübnan'da Rojava'da savaşlara ve yıkıma karşı direnen kadınların mücadelesi mücadelemizdir" dedi.
'YOKSULLUK ARTTIKÇA ŞİDDET BÜYÜYOR'
İktidarın sermaye odaklı politikalı nedeniyle yoksullaşma krizinin günden güne derinleştiğine işaret eden Çelik, "Yoksulluk arttıkça şiddet büyüyor. Çalışan kadının parasına el koyma, çalışmak isteyene izin verilmemesi gibi ekonomik şiddet örnekleri artıyor. Kadınlar şiddet gördükleri ilişkilerden kurtulmak için adım atamıyor. Boşanabilen kadınlar da ödenmeyen nafakalar, artan barınma, gıda ve eğitim masrafları yüzünden çaresizliğe, şiddetin olduğu evlere itiliyor. Bir cesaret adımını dışarı atan kadınlar en kötü çalışma koşullarına, en hukuksuz uygulamalara boyun eğmek zorunda bırakılmak isteniyor" ifadelerine yer verdi.
'ŞİDDETİN BİNBİR TÜRÜNE KARŞI MÜCADELEYİ BÜYÜTÜYORUZ'
Genç kadınların maruz kaldığı şiddetin altını çizen Çelik, şöyle devam etti: "Şiddetin önlenmesi için gerekli mekanizmaların işletilmesinin ancak eşitsizliği derinleştiren politikaların karşısında mücadelemizi ve dayanışmamızı büyüterek sağlanabileceğini biliyoruz. İşte bu yüzden; bugün, kadınların yıllardır maruz kaldığı baskı, sömürü ve şiddete karşı direnişin simgesi olan 25 Kasım'da, bir kez daha haykırıyoruz: Şiddetin her türlüsüne karşı susmuyoruz, boyun eğmiyoruz! Kadın cinayetlerini durduracak etkili yasal düzenlemeler ve bu yasaların kararlılıkla uygulanması için İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönülmesi, 6284 sayılı yasanın etkin bir şekilde uygulanması için, Kadınların ekonomik, sosyal ve siyasi alanlarda eşit katılımını sağlayacak politikaların geliştirilmesi için, Şiddet mağduru kadınlara ücretsiz ve erişilebilir destek hizmetlerinin sunulması için mücadeleyi büyütüyoruz. Kadınların eşit, özgür ve şiddetsiz bir dünyada yaşama hakkı, ertelenemez ve pazarlık konusu edilemez. Sesimizi yükseltmeye, dayanışmamızı büyütmeye devam edeceğiz! Şiddete karşı mücadele, ancak tüm kimliklerin özgürlüğüyle mümkündür. Toplumu kutuplaştırarak kendi iktidarlarını sağlamlaştırmaya çalışanların, 'kutsal aile' maskesi ardına sığınarak şiddeti meşrulaştırmasına izin vermeyeceğiz. 25 Kasım, bir yas günü değil; bir mücadele günüdür. Hayatlarımız, haklarımız ve özgürlüğümüz için, örgütlü gücümüzle karanlığı yırtacağız. Yaşasın kadın dayanışması! Yaşasın özgürlük ve eşitlik mücadelemiz."