'Mücadelemizle bugünü ve yarınımızı özgürleştireceğiz'
2021 yılına kadınların direniş ve mücadelesiyle girildiğini kaydeden HDK İstanbul Kadın Meclisi Sözcüsü Aynur Cengiz, kadın dayanışmasından öğrenerek ve güç alarak 8 Mart'ı örgütleyeceklerini ve mücadeleden vazgeçmeyeceklerini söyledi.
Kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve katliamlara karşı mücadele etmekten asla vazgeçmeyen kadınlar, erkek egemen devletin kadınlara yönelik saldırılarına karşı mücadeledi de cesaretle sürdürüyor.
Kadın kırımına dönüşen kadına yönelik şiddet ve katliamlara, taciz ve tecavüze, çocuk istismarına, nefret söylemlerine karşı sokağı kuşanan kadınlar eylem ve etkinlikleriyle yaşamlarından da kazanılmış haklarından da vazgeçmeyeceklerini haykırıyor.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'ne giderken sokağı dolduran, saldırılara rağmen mücadele etmekten vazgeçmeyen kadın örgütleriyle 2021 8 Mart'ına nasıl yürüyeceklerini konuştuk.
'ERKEK DEVLET RIZA DEĞİL DİRENÇ ÖRGÜTLEDİ'
HDK İstanbul Kadın Meclisi Sözcüsü Aynur Cengiz, 2021 yılına erkeklerin artan şiddeti, devletin kadın mücadelesine ve kazanımlarına karşı saldırıları, kadını görmeyen-tanımayan politikaları altında girildiğini hatırlattı. Cengiz, "Yani erkek egemen sistem kadın düşmanı politikalarını hız kesmeden yürütmüş, sistemin karakteri olarak açığa çıkan pandemiyi bile kadına dönük baskının aracı haline getirmekten geri durmamıştır. Sistemin bu yönelimine karşı kadınların tutumu ise geri çekilen, dayatılan sınırları kabul eden değil; tüm saldırılara karşı sokakları, alanları sesleri ve eylemleri ile doldurmak olmuştur. Kısacası erkek devlet şiddeti rıza değil, direnç üretmiştir" dedi.
Bütün toplumun "makbul" sınırlarını çizmeye dönük her türlü aşırılığı, saldırıyı yasal kılıfla formüle eden erkek devletin, kadın mücadelesinin kazanımlarına, sesine, eylemine engel olamadığının altını çizen Cengiz, bu dönemin en önemli direniş sembolünün kadın mücadelesi olduğunu belirtti.
'8 MART'I TÜM KADINLARLA BİRLİKTE ÖRGÜTLÜYORUZ'
HDK Kadın Meclisleri olarak; bir yandan bahar ayında gerçekleştirmeyi planladıkları Kadın Konferansını güçlendirmek amacıyla yerellerde çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini söyleyen Cengiz, 8 Mart'a giderken çalışma yürüttükleri alanlar, platformda erkek-devlet şiddetini teşhir edeceklerini kaydetti.
Erkek-devlet şiddetine karşı mücadele yöntemlerini mümkün olan en geniş kadın kitleleriyle birlikte geliştireceklerini ve kadın dayanışmasını, sokağa yansıyan direnişi daha da büyüteceklerini vurgulayan Cengiz, "8 Mart'ı da 8 Mart Kadın Platformunun bir parçası olarak tüm kadınlarla örgütlüyoruz" dedi.
'ÖZEL SAVAŞ POLİTİKALARINA KARŞI İKİ COĞRAFYADA DA MÜCADELE EDİLMELİ'
Bahar ayında yapacakları konferansı, "Erkek-devlet şiddeti", "Kriz ve kadınların mücadele yöntemleri" başlıklarıyla örgütleyeceklerini aktaran Cengiz, bu başlıkların bu dönem yürütecekleri çalışmanın ana ekseninini de oluşturacağına dikkat çekti. Cengiz, şöyle devam etti: "Dolayısıyla bu eksende bazı tespitlerde bulunmuş ve mücadele alanları belirlemiş durumdayız. Özellikle erkek bir saldırı biçimi olan kayyum siyaseti ile tüm toplumun tecrit edilmek istendiğini, yine erkek devlet şiddeti, militarizmin, özel savaş politikalarının her iki coğrafyadaki kadınlara yönelimlerinin ele alınması gerektiğini vurguluyoruz."
'MÜCADELEMİZİ SAHİPLENMELİYİZ'
Kadınlar olarak katliamlara, istismar, nefret suçlarına, ayrımcılığa karşı mücadele ettiklerini hatırlatan HDK İstanbul Kadın Meclisi Sözcüsü Cengiz, "Kadın mücadelesi yürüten aktivistler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, ev hapisleri, ilçe yasakları gibi türlü yöntemlerle sindirilmeye, baskı altına alınmaya çalışılıyor. Leyla Güven tarihsel bir kabul olan 'anasoylu' söylemi için cezalandırılıyor. Cezaevlerinde kadınlara yapılan hak ihlalleri, çıplak arama, tecrit vd. alanlarda yapılan gayri insani muamelelere karşı kadınların başlattığı açlık grevleri gibi kadın direnişlerini ve mücadelelerini de görmemiz ve sahiplenmemiz gerekiyor" diye konuştu.
'BUGÜNÜ VE YARINLARIMIZI ÖZGÜRLEŞTİRECEĞİZ'
Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin direnişinde devletin özel olarak hedef gösterdiği LGBTİ+'lara yönelik nefret söylemleri, saldırılar ve manipülasyonlara da değinen Cengiz şunları kaydetti: "LGBTİ+'lar toplumda ötekinin de ötekisi konumuna itilirken, diğer taraftan da kamusal cezalar ve linç kültürü körüklenerek hedef gösteriliyor. Özsavunmanın meşru bir hak olduğu, kadın beyanının esas olması vurgusuna yeniden ihtiyaç olduğu ve ifşaya dikkat çekilmesi gibi en temel hakları savunuyor ve bu başlıklara karşı da mücadele edeceğimizi bildiriyoruz. Sonuç itibariyle kadın gündemini oluşturan ve tüm yakıcılığı ile önümüzde duran bu sorunların çözümüne dair yol ve yöntemleri kadın dayanışmasını ve direnişini birlikte büyüterek geliştireceğiz. Birbirimizden aldığımız güçle de ortak mücadele alanlarını birlikte örgütleyerek, bugünü ve yarınlarımızı özgürleştireceğiz."