23 Eylül 2024 Pazartesi

MLSA'dan Müftüoğlu ve Yılmaz'ın davasına ilişkin rapor

Gazeteciler Dicle Müftüoğlu ve Sedat Yılmaz'ın davaları hakkında rapor hazırlayam MLSA, soruşturma sürecindeki tüm hukuksuzlukları bir kez daha gözler önüne serdi.

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu'nun ilk duruşması 7 Aralık'ta Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Sedat Yılmaz'ın ilk duruşması ise 14 Aralık'ta, Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutsak gazeteciler Müftüoğlu ve Yılmaz'a yönelik davalar hakkında detaylı bir rapor hazırladı.

Raporda, Ankara merkezli bir operasyonda Diyarbakır'daki evlerinde 20 Nisan'da gözaltına alınan gazeteciler hakkındaki soruşturma, gözaltı süreçleri, gazetecilere yöneltilen iddialar ve dosyadaki delilleri tüm detaylarıyla ve hukuki yorumlarla açıklandı.

MLSA'nın hazırladığı rapor şöyle:

SORUŞTURMANIN ARKA PLANI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu'nun başlattığı 2021/251494 esas numaralı soruşturma kapsamında, 29 Nisan 2023'te, polislerce sabaha karşı düzenlenen ev baskınlarında haklarında yakalama kararı verilen 49 kişiden 20'si gözaltına alındı. Bu operasyonda Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu ile Mezopotamya Ajansı (MA) Editörü Sedat Yılmaz ve evli olduğu Selma Özkan Yılmaz Diyarbakır'da, Filiz Yılmaz ise İstanbul'da gözaltına alındı. Soruşturmayı yürüten savcılığın talebi üzerine Diyarbakır 4. Sulh Ceza Hakimliği'nin, 28 Nisan'da verdiği gözaltı ve el koyma kararı doğrultusunda gazeteci Yılmaz ve Müftüoğlu'nun evlerinde arama yapıldı. Dosyada şüpheli olarak yer alan MA editörü Özgür Paksoy ve daha önce Kürt basınında çalışan Perihan Kaya, Özgür Paksoy, Ertuş Bozkurt, Hatice Şahin, Nurettin Fırat, Ferit Köylüoğlu, Zeki Erdem'in adreslerine de baskın yapıldı ancak evde olmadıkları için haklarında gözaltı işlemi yapılmadı.

BİLGİSAYAR, TELEFON VE FOTOĞRAF MAKİNELERİNE İL KONULDU
Ev baskınlarında fotoğraf makinesi ve hafıza kartı, disket, kaset ve iki adet cep telefonuna "suç delili" olarak el konuldu. Dicle Müftüoğlu'nun evindeki cep telefonuna, flaş belleğe, iki kitaba ve dizüstü bilgisayara aynı gerekçeyle el kondu. Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 93.maddesine göre yakalananların nakli sırasında kelepçe uygulaması ancak kişinin kendisinin veya başkalarının hayat ve beden bütünlükleri bakımından tehlike arz ettiğine ilişkin belirtilerin varlığı halinde söz konusu olabilir. Bu belirtilen olmaksızın kelepçe ile nakil işlemi Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "işkence ve kötü muamele yasağı"na aykırı olacaktır. Gazeteciler, evlerindeki arama işlemlerinin ardından Ankara'ya götürülmek üzere Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne getirildi. Gazeteciler ve onlarla birlikte gözaltına alınanlar, elleri kelepçeli şekilde 15 saat süren otobüs yolculuğun sonunda, 30 Nisan günü sabaha karşı Ankara'ya getirildi.

AVUKATLAR SORUŞTURMA BİLGİLERİNİ SAVCIDAN DEĞİL BASINDAN ÖĞRENDİ
Soruşturmayı yürüten savcı, dosyada "kısıtlama kararı" verilmesi talebiyle operasyondan bir gün önce, 28 Nisan'da, Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği'ne başvurdu. Savcılığın talebini aynı gün değerlendiren hakimlik, "soruşturmanın amacını tehlikeye düşüreceği" iddiasıyla avukatların dosya içeriğini inceleme ve belgelerden örnek alma yetkisini kısıtlama kararı aldı. Avukat ile görüş yasağı hukuk sistemine 2016 yılında OHAL döneminde çıkartılan bir kararname ile getirildi. Getirilen hükme göre terör suçlarının söz konusu olduğu soruşturmalarda, Cumhuriyet Savcısı'nın talebi ve Sulh Ceza Hakimi'nin kararı ile müdafiler ile görüşme yirmi dört saatliğine yasaklanabiliyor. OHAL döneminin gereklilikleri gerekçe gösterilerek başlatılan uygulama, 2018 yılında 7070 sayılı Kanun ile sürekli hale getirildi. Avukatlar dosyada alınan kısıtlama ve 24 saatlik avukat görüş yasağı kararını, soruşturmayla ilgili bilgi almak ve gözaltındaki müvekkillerinin durumunu öğrenmek için gittikleri Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde (TEM) öğrendi. Avukatlar kısıtlama kararı nedeniyle müvekkilleriyle görüşemedi. Soruşturma savcısı ile polisler, kısıtlama kararı olduğu gerekçesiyle dosyanın içeriğine dair avukatlara bilgi ve belge vermeyi reddetti. Bu nedenle avukatlar, sayı numarası ve içeriğini bilmedikleri kısıtlılık kararına itiraz edemediler.

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun müdafinin dosyadan örnek almasının kısıtlanmasını düzenleyen 153. maddesinin 3. fıkrasına göre "Yakalanan kişinin veya şüphelinin ifadesini içeren tutanak ile bilirkişi raporları ve adı geçenlerin hazır bulunmaya yetkili oldukları diğer adli işlemlere ilişkin tutanaklar hakkında…" örnek alma yetkisi kısıtlanamıyor. Dicle Müftüoğlu ve Sedat Yılmaz'ın avukatlarına, gazetecilerin ifadelerinin verilmemesi bu hükmün ihlalini oluşturmaktadır. Ancak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, kısıtlama kararı aldırdığı soruşturma dosyanın içeriği ve gözaltı operasyonuyla ilgili 29 Nisan günü basına yazılı açıklama gönderdi.

Anadolu Ajansı (AA) ve birçok basın kuruluşunda yer alan açıklamada gizli tanık beyanları, etkin pişmanlıktan yararlanan kişilerin verdiği ifadeler, HTS (telefon trafiği kayıtları) ile açık kaynak araştırma raporlarında "PKK ve KCK'nin ideolojik alan merkezine bağlı faaliyet yürüttüğü tespit edildiği" iddia edilen kişilere yönelik 15 ilde operasyon yapıldığı kaydedildi. Haberlerde, soruşturma kapsamında haklarında gözaltı kararı olan 49 kişiden 20'sinin gözaltına alındığı bildirildi. AA haberinde ise Ankara Emniyet Müdürlüğü kaynaklarının verdiği bilgilere göre, gözaltına alınanların ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda "çok sayıda örgütsel doküman ve dijital materyal ele geçirildiği" öne sürüldü. Gazeteci Dicle Müftüoğlu'nun evindeki aramada el konulan tek materyal Sakine Cansız tarafından yazılan yazılan "Hep Kavgaydı Yaşamım" adlı kitap oldu.

Son yıllarda gazeteci ve avukatlara yapılan operasyonlarda soruşturma dosyasında kısıtlılık kararı alınırken soruşturmanın içeriğine dair bilgilerin hükümete yakın medya kuruluşlarına sızdırıldığı gözlemlenmektedir.

GÖZALTINDA DARP EDİLEN YILMAZ'A İTİRAFÇI OLMASI İÇİN BASKI YAPILDI
Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde tutulan Yılmaz ve Müftüoğlu ile onlarla birlikte gözaltına alınan diğer kişiler, 24 saatlik avukat görüşü yasağının bitmesinin ardından, 30 Nisan günü avukatlarıyla görüşebildi. Müftüoğlu ve Yılmaz avukatlarına, Ankara'ya otobüsle getirilirken 15 saat boyunca elleri kelepçeli olarak tutulduklarını, 24 saat aç bırakıldıklarını söyledi. Gazeteci Yılmaz, Diyarbakır'da elleri kelepçeli şekilde otobüse bindirildiği sırada yanında olan Ankara TEM Şube'de görevli, sivil kıyafetli polisin kulağına şiddetli bir şekilde tekme attığını, bu nedenle işitme kaybı ve şiddetli ağrılar yaşadığını aktardı. Yılmaz, uzun yolculuk sırasında 15 saat boyunca elleri kelepçeli halde uzun tutulduğu için boyun ve kol bölgesinde de şiddetli ağrılar çektiğini de dile getirdi. Yılmaz, Ankara TEM'de, avukatı olmadan "sohbet amacıyla" götürüldüğü belirtilerek alındığı mülakat odasında itirafçı olması için kendisine baskı yapıldığını, buna karşı çıktığı için hakaretlere maruz kaldığını belirtti.

CMK m.154/f.2 gereğince, avukatlarla görüş yasağı alınması halinde, bu yirmi dört saatlik süre zarfında ifade alınması yasaklanıyor. Dolayısıyla polislerin bu yasağa rağmen "mülakat" adı altında ifade alması bu hükmün ihlalini oluşturmaktadır. Yılmaz'ın avukatı Şule Recepoğlu, Sedat Yılmaz'ın kulağına tekme atarak darp eden, gözaltında "mülakat" adı altında onu ifade vermeye zorlayan polisler hakkında "kasten yaralama", "işkence", "eziyet", "kötü muamele", "hakaret" ve "görevi kötüye kullanma" suçlarından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Kısıtlama kararı nedeniyle Yılmaz'ın avukatı, dosyada bulunan adli muayene raporunu alamadı. Dosyada yer alan 29 Nisan tarihli Genel Adli Muayene Raporu'nda Yılmaz'ın "basit tıbbi müdahaleyle giderilecek şekilde" yaralandığı rapor edildi.

POLİS MÜFTÜOĞLU'NA SOSYAL YAŞANTISINI, GAZETECİ MESLEKTAŞLARIYLA NEDEN GÖRÜŞTÜĞÜNÜ SORDU
Gazeteci Müftüoğlu ve Yılmaz'ın ifadelerinin alınmasına, gözaltına alındıktan ancak 3 gün sonra, 1 Mayıs'ta başlandı. İfade sırasında gazetecilere, "PKK/KCK silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" ve "terör örgütü adına eylem ve faaliyetlerde bulunmak" iddialarıyla soru yönetildi. İfade işlemlerine avukatıyla birlikte katılan Yılmaz, susma hakkını kullanarak ifade vermedi. Müftüoğlu ise 37 sayfalık ifade verdi. Müftüoğlu'na herhangi bir sivil toplum örgütüne üye olup olmadığı, tanık beyanları, sürücü belgesi, pasaportu, sosyal medya hesabı, sosyal yaşantısının olup olmadığı, nasıl geçindiği, neden yurtdışına gittiği, herhangi bir eyleme katılıp katılmadığı ve mesleğinin ne olduğu soruldu. Müftüoğlu'na dosyanın şüphelisi olan gazeteci meslektaşlarıyla yaptığı telefon görüşmeleri, onlarla yaptığı para alışverişi, KHK ile kapatılan DİHA (Dicle Haber Ajansı) ile Mezapotamya Ajansı'nda sigorta kaydının bulunması suç isnadı olarak yöneltildi. İfadesinde hakkındaki suçlamaları reddeden Müftüoğlu, gazeteci olduğunu, çalıştığı Mezopotamya Ajansı'nın yasal bir kurum olduğunu söyledi. Müftüoğlu, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde yapılan bağımsızlık referandumunu izlemek ve haberini yapmak amacıyla, 2017 yılının Eylül ayında Irak'a gittiğini belirtti. Müftüoğlu 3 gündür gözaltında tutulması nedeniyle gazetecilik mesleğini yürütemediğini, herkesin gözü önünde habercilik yaptığını, hiçbir örgütle bağlantısının olmadığını anlattı.

GAZETECİLER ANKARA ADLİYESİNDE ELLERİ KELEPÇELİ BEKLETİLDİ
Gazeteciler ve diğer gözaltındakiler Ankara TEM'de ifadelerinin alınmasının ardından 2 Mayıs'ta Ankara Adliyesine getirildi. Gazeteciler, savcılık ifadesi ve hakimlikteki sorgu işlemleri için getirildikleri Ankara Adliyesinde saatlerce kelepçeli şekilde bekletildi. İfade ve sorgu işlemleri ve lavabo ihtiyaçları dışında gazetecilerin ellerindeki kelepçe çıkartılmadı. Soruşturma savcısı, TEM'de susma hakkını kullanan Sedat Yılmaz ile iki  ifadesini aldı. Yılmaz, savcılıktaki ifadesinde çeşitli haber ajansları ve gazetelerde yirmi üç yıldır gazeteci olarak çalıştığını, Mezopotamya Ajansı haber merkezinde ücretli ve sigortalı olarak çalıştığını belirtti. Gazeteci olması nedeniyle çok sayıda insan tarafından tanındığını hatırlatarak, "K8Ç4B3L1T5" ve "Ulaş" mahlaslı gizli tanıkların aleyhinde verdiği ifadelerin asılsız olduğunu ve kendisiyle bir ilgisinin olmadığını söyledi. PKK yöneticileriyle röportaj yapmak amacıyla yazar Veysi Sarısözen ile birlikte 2014 yılında Irak'a kendi pasaportuyla gittiğini ve "Çözüm Süreci"nin devam ettiği o dönemde yaptığı ziyaretlerin devlet tarafından bilindiğini ifade etti. Yılmaz, Eylül 2014'te Suruç ilçesine haber takibi yapmak amacıyla gittiğini, suç delili olarak gösterilen sosyal medya içeriklerini gazeteci kimliğinin gereği olarak haber verme amacıyla paylaştığını aktardı. Yılmaz ayrıca, gözaltına alınmasına gerekçe yapılan bu suçlamalarla ilgili daha önce hakkında açılan soruşturmada takipsizlik kararı verildiğini hatırlattı. Yılmaz'ın avukatları, bu operasyonun seçim operasyonu olduğunu söyledi. Avukatlar, kolluk tarafından hazırlanan ve gizli tanıkların görgü tanığı olmadıkları olayları içeren ifade tutanaklarının bilgi ve görgü tanıklığına dayanmadığını, dolayısıyla etkin pişmanlıktan yararlanan gizli ve açık tanıkların ifadelerine itibar edilmeyeceğini dile getirdi.

SAVCI, MÜFTÜOĞLU'NUN İFADESİNİ ALMADAN  TUTUKLAMAYA SEVK ETTİ
Savcı, Müftüoğlu'nun da aralarında bulunduğu 13 kişinin ifadelerini almadan, "örgüt yöneticisi olmak", "örgüt üyesi olmak" iddialarıyla tutuklanmaları talebiyle nöbetçi Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk etti. Savcı ifadesini aldığı Yılmaz ve diğer 2 şüpheliyi de tutuklanma talebiyle hakimliğe sevk etti. Yılmaz'ın kardeşi Filiz Yılmaz, Hasan Özhan, Evin Özbek, Suat Karagöz ise savcılık ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Dicle Müftüoğlu hakimlik sorgusunda, "Ben gazeteciyim, gazeteci kimliğimle burada yargılanıyorum" dedi. 15 yıldır gazetecilik yaptığını bu nedenle herkes tarafından tanındığını aktaran Müftüoğlu, tanık beyanlarının yalan olduğunu, gerçeği yansıtmadığını belirtti. Müftüoğlu, 2012 yılında geçirdiği bir trafik kazasında boyun kemiğinin kırıldığını, 9 ay boyunca evden çıkmadığını, iki buçuk yıldan uzun süreyle yürümekte zorluk yaşadığını söyleyerek, iddia edildiği üzere 2014 yılında Irak'a gitmesinin imkansız olduğunu aktardı. Avukatları, Müftüoğlu'nun o tarihte kaza geçirdiğine ve tedavi gördüğüne dair belgeleri sorgu hakimine sundu. Avukatları, kısıtlama kararı nedeniyle dosyada hiçbir belgenin, hatta kısıtlama kararının bile kendilerine verilmediğini aktararak, bunun Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m.153'e aykırı olduğunu bildirdi. Avukatlar, dosyada kısıtlama kararı olduğu için emniyetteki ifadelerde dosya üzerinden değil sadece polisin sorduğu sorular üzerinden savunma yapmak zorunda kaldıklarını belirtti.

Soruşturmada usul yasalarına aykırılıklara da dikkat çeken avukatlar, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, birbirleriyle bağlantısız kişileri bir araya getirdiği bu dosyada yetkisiz olduğunu, soruşturmanın Ceza Muhakemesi Kanunu'nun ilgili hükümlerine aykırı olarak "yetkisiz" yürütüldüğünü belirttiler. Mahkeme tarafından iade edilen ilk iddianamenin iade sebeplerinden bazıları da suç yerinin Antalya yazılması ve şüphelilerin Ankara'da eylemde bulunduklarına dair bir iddianın olmaması idi. Buna rağmen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın CMK 170 hükmüne aykırılıklar bulunan iddianamesi Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

'GÖZLERİMİZİN ÖNÜNDE MÜVEKKİLLERİMİZ MÜLAKAT ODASINA GÖTÜRÜLDÜ'
Dosyada "Suruç'a gitmekle" suçlanan Sedat Yılmaz, Suruç ilçesine gitme nedeninin gazetecilik faaliyeti olduğunu, o dönem kendisiyle birlikte birçok gazeteci ve yazarın da ilçeye haber yapmak için gittiğini belirtti. İddia edilenin aksine Irak'a yasadışı yollardan gitmediğini, kendi pasaportuyla gittiğini hatırlan Yılmaz, "Çözüm Süreci"nin sürdüğü o dönemde haber yapmak için Kandil Dağı'na yüzlerce gazetecinin gittiğini söyledi. Yılmaz'ın avukatı ise gözaltında müvekkiline kötü muamelede bulunulduğunu, "mülakat odasına" götürülerek hukuka aykırı bir şekilde ifadesinin alınmak istendiğini aktardı. Gizli tanık ifadelerinin asılsız ve hukuki denetimden uzak olduğunu kaydeden avukatı, delillerin şüpheliler gözaltına alındıktan sonra geriye dönük yapılan araştırmalarda hazırlandığını dile getirdi. Dosyada yer alan iddialarla ilgili ise, daha önce müvekkili hakkında açılan soruşturmada hiçbir delil bulunamadığı için 2023 yılında kovuşturmaya yer olmadığı (takipsizlik) kararı verildiğini hatırlattı ve bu soruşturmanın mükerrer olduğunu söyledi.

Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 172. maddesinin ikinci fıkrası "Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildikten sonra kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak yeni delil elde edilmedikçe ve bu hususta sulh ceza hakimliğince bir karar verilmedikçe, aynı fiilden dolayı kamu davası açılamaz" hükmünü içermektedir. Dolayısıyla daha önce soruşturma yapılmış bir konu hakkında dava açılabilmesi için ayrıca hakim kararı gerekmektedir. Yılmaz hakkında aynı suçlamayla daha önce takipsizlik kararı verilmiş olmasına rağmen dava açılması hükmün ihlalini göstermektedir.

AYNI SUÇLAMA NEDENİYLE AÇILAN SORUŞTURMADA YILMAZ  TAKİPSİZLİK KARARI ALDI
Yılmaz'ın avukatı, ilgili takipsizlik kararının bir örneğini soruşturmayı yürüten savcıya sundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca, 13 Mart 2023 tarihinde verilen takipsizlik kararında, "PKK/KCK Basın Komitesi"nde yer aldıkları iddiasıyla aralarında gazeteci Sedat Yılmaz, Faruk Balıkçı, Mehmet Ferhat Çelik, Hamza Aktan, Özgür Sevgi Göral ve Sıddık Güler'in bulunduğu 69 kişi hakkında "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla soruşturma başlatıldığı" bilgisi yer aldı. Soruşturma kapsamında Yılmaz ve diğer 68 kişinin telefonları ve posta adreslerinin mahkeme kararlarıyla 2011-2014 yılları arasında üç yıl boyunca kesintisiz dinlediği bilgisi de savcıya sunuldu. Kararda, dinlenen telefon görüşmelerinde, Yılmaz ve diğer kişilerin örgüt adına faaliyet yürüttüğüne dair herhangi bir bilgiye rastlanılmadığı ve bu nedenle takipsizlik kararı verildiği kaydedildi. Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 135.maddesi gereğince iletişimin dinlenmesi kararı en çok iki ay için verilebiliyor. Örgüt suçlarında ise iletişimin dinlenmesi en fazla beş aya kadar uzatılabiliyor. Üç yıl boyunca kesintisiz iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması CMK'nin ilgili hükmünün ihlalini oluşturmaktadır.

GAZETECİLER 3 MAYIS DÜNYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ GÜNÜNDE TUTUKLANDI
Yılmaz, Müftüoğlu ile diğer 14 kişinin Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliği'ndeki sorgusu 3 Mayıs günü, sabaha karşı sona erdi. Hakimlik, Dicle Müftüoğlu, Sedat Yılmaz, Abdurrahim Tanyeli, Erol Balcı, Ramazan Debe'nin üzerlerine atılı "silahlı terör örgütü kurma ve yönetme" ile "silahlı terör örgütüne üye olma" suçlarını işledikleri yönünde kuvvetli suç şüphesi olduğu gerekçesiyle haklarında tutuklama kararı verdi. Hakimlik, tutuklama gerekçesi olarak, "delilleri karartma şüphesi" ile avukatların görgü tanıklığına dayanmadığı için reddettiği tanık beyanlarını gösterdi. Gazetecilerin ifadelerinde reddettiği "örgüt talimatıyla sivil eylemlere katılmak" ve "yasa dışı yollarla yurtdışına çıkmak" iddiaları da tutuklamaya gerekçe gösterildi. Yılmaz'ın evli olduğu Selma Özkan Yılmaz ile Cahit Kanbay, Cevdet İsmailoğulları, Cihan Güneş, Cihat Ablay, Devran Ak, İsmail Adanmış, Mehmet Emin Yıldırım, Menderes Öner ve Şemsettin Toprak'a yurtdışına çıkış yasağı ve imza adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Sorgu devam ettiği sırada fenalaşan Mahmut Doğu'nun sorgusu yapılmadığı için hakkında karar verilmedi.

Yılmaz, Sincan 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu'na, Müftüoğlu Sincan Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na gönderildi. Ferit Köylüoğlu ise 7 Mayıs'ta tutuklandı.

Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliği soruşturma kapsamında yakalanamayan şüpheliler Adar Şaman, Aslan İşçioğlu, Cahide Temel, Cemil Tokat, Çekdar Budak, Emel Çiftçi, Erol Balcı, Ertuş Bozkurt, Hamide Yüksel, Hatice Şahin, Kazım Şeker, Mehmet Hüsamettin, Mehmet Nimet Sevim, Nurettin Fırat, Özgür Paksoy, Perihan Kaya, Pınar Parlak, Salih Sezgi, Servet Öner, Yılmaz Üzel ve Zeki Erdem olmak üzere toplam 22 kişi hakkında, 4 Mayıs 2023 tarihinde, yakalama kararı çıkardı.

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.