25 Eylül 2024 Çarşamba

MLKP'den 1 Mayıs çağrısı: Faşist şeflik rejimine karşı öfkemizi meydanlara taşıyalım

İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs'a çağrı yapan MLKP Merkez Komitesi, "Faşist şeflik rejimine, inkarcı sömürgeciliğe ve erkek egemen sisteme karşı öfkemizi 1 Mayıs meydanlarına taşıyalım! İşçilerin ve ezilenlerin kurtuluşu mücadelesini büyütelim" dedi.

Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP) Merkez Komitesi, işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs'a ilişkin açıklama yaptı. MLKP, tüm işçi, emekçi ve ezilenlere, "Faşist şeflik rejimine, inkarcı sömürgeciliğe ve erkek egemen sisteme karşı öfkemizi 1 Mayıs meydanlarına taşıyalım! İşçilerin ve ezilenlerin kurtuluşu mücadelesini büyütelim" çağrısını yaptı. 

1 Mayıs'a işçi ve emekçilerin özgürlük, adalet, halklara ve kadınlara eşitlik talep ve özleminin şiddetlendiği, faşist, sömürgeci terörün, işsizlik, pahalılık ve yoksulluğun hayatı çekilmez hale getirdiği; Tayyip Erdoğan’ın emrindeki faşist, sömürgeci sermaye ordusunun Rojava, Güney Kürdistan ve Suriye’deki işgallerinin sürdüğü koşullarda girildiğini belirtti.

MLKP, faşist şeflik rejiminin, Erdoğan’ı, kaybedeceği apaçık olan bir seçimin kazananı ilan etmek için; yaygın gözaltı ve tutuklamalar gerçekleştirdiğine,türlü oy pusulası-sandık hileleri, sivil görünümlü kontrgerilla saldırıları, kitlesel katliamlar dahil değişik planlarını yedekte tuttuğuna dikkat çekti.

MLKP, Millet İttifakı'na ilişkin ise şu değerlendirmeyi yaptı: 
"Kılıçdaroğlu etrafında birleşen kimi Türk sermaye tekellerinin, devletin faşist yapısına ve inkarcı sömürgeciliğe bekçilik yapmak isteyen burjuva güçlerin “Millet İttifakı” ise halklarımızın söz, basın, toplantı, örgütlenme ve eylem hakkı; sömürgeci, yağmacı savaş ve işgallerin son bulması; kadınların, Kürt halkının ve başta Alevilik olmak üzere ezilen inançların kolektif demokratik taleplerinin kabul edilmesi; Erdoğan ve suç ortaklarının tutuklanması ve yargılanması isteklerine aldırmaksızın, işçilerin ve ezilenlerin faşist şefe ve saray rejimine duyduğu öfkeyi, nefreti kendi gücüne, faşist devletin restorasyonunun dayanağına çevirmek istiyor."

MLKP açıklamasında şunları belirtti:
"Tayyip Erdoğan rejimini yerle bir etmek için tüm gücümüzle seferber olurken, “Millet İttifakı” adlı şoven, ırkçı siyasi ve toplumsal gericilik merkezinin demagojilerine kapılmayalım. Ekonomik, demokratik taleplerimizi kazanmak, sömürüden, yoksulluktan, zulümden, adaletsizliklerden, ulusal ve cinsel eşitsizliklerden kurtulmak için işçilerin ve ezilenlerin birliği, örgütlenmesi ve mücadelesi dışında bir yol, bir imkan, bir dayanak olmadığını unutmayalım.

1 Mayıs’ta “Tayyip Defol! Özgürlük, Adalet, Onurlu Yaşam” şiarı etrafında birleşelim. Faşist şeflik rejiminin yasaklarına aldırmadan, başta Taksim olmak üzere, 1 Mayıs meydanlarını zaptederek işçilerin ve ezilenlerin iradesini, sesini, umudunu yükseltelim. 1 Mayıs şehitlerinin anısına bağlı kalalım. 1 Mayıs’ın bir mücadele günü olmaktan çıkarılmasına, bir geçit törenine, enerji boşaltılan bir gün haline getirilmesine en güçlü tarzda karşı koyalım. Kürsüleri burjuva partilerin, faşist şeflik rejimine karşı mücadele görevlerine sırtını dönen sendika bürokrasisinin işgal etmesine izin vermeyelim. O kürsülerin demokratik ve devrimci mücadele içindeki işçilere, kadınlara, gençlere, sanatçılara teslim edilmesini talep edelim."

MLKP işçilere, emekçilere, ezilen halklara şu çağrıyı yaptı: 
"1 Mayıs yürüyüşlerinde ve meydanlarında, Tayyip Erdoğan’ın faşist şeflik rejiminden, iş cinayetlerinin, kadın cinayetlerinin, hapishanelerde devrimci tutsakların katledilmesinin ve 6 Şubat depreminin bir kitle katliamına dönüştürülmesinin hesabını soralım. İşçilerin ve emekçilerin pazar artıklarını toplamak zorunda bırakılmasının; işsizliğin, pahalılığın ve yoksulluğun halklarımızın yaşamını bir cehenneme çevirmesinin hesabını soralım. Söz, basın, örgütlenme, toplantı ve eylem özgürlüğünün yok edilmesinin, faşist sendikalar, toplu sözleşme ve grev yasalarının hesabını soralım. Sömürgeci, yağmacı işgallerin, ormanların yakılmasının, kimyasal silah kullanılmasının hesabını soralım. Belediyelerdeki faşist kayyum uygulamasının; ilerici, demokrat, halktan yana akademisyenlerin üniversitelerden atılmalarının, halk vekillerinin tutuklanmasının hesabını soralım. Gezi-Haziran ayaklanması ve 6-8 Ekim Kobane serhildanı davalarının; Figen Yüksekdağ, Gültan Kışanak ve Mücella Yapıcı şahsında keyfi faşist tutuklamaların, hapishanelerdeki zulmün hesabını soralım. Tüm meydanlarda 1 Mayıs’ın simgelediği özlemlerin; özgürlük ve sosyalizmin gür sesini yükseltelim!"