1 Ekim 2024 Salı

MLKP Kürdistan: Kürt dilini sahiplenmeliyiz

15 Mayıs Kürt Dil Bayramı'na ilişkin açıklama yapan MLKP Kürdistan Örgütü, Kürt dilinin sahiplenilmesinin siyasi ve ideolojik bir çalışma olduğunun altını çizdi. Asimilasyon ne kadar derinleşirse kurtuluş bilincinin de o kadar zayıflayacağına dikkat çeken MLKP Kürdistan, dili yaşatmanın ulusal kurtuluş mücadelesinin mihenk taşlarından biri olduğunu ifade etti.

Marksist Leninist Komünist Parti Kürdistan (MLKP Kürdistan) Örgütü, 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı'na ilişkin açıklama yaptı. Kürt dilinin durumunun Kürtlerin siyasi durumundan farklı olmadığı kaydedilen açıklamada, sömürgeci baskı biraz hafifleyince, barışın sesi işgalcilerin silahlı saldırılarının sesinden yüksek çıkınca Kürtçenin durumunun da biraz iyileştiği belirtildi. MLKP Kürdistan, ancak millet işgalcilere direnmezse, işgalcilerle ezilenler arasında geçici de olsa bir barışın olmayacağını kaydetti. 

'DİL İÇİN SİLAHLI MÜCADELE VERİLMELİ'
MLKP Kürdistan'ın Kürt Dil Bayramı'na ilişkin açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "İstilacı boyunduruk kırılmadıkça dilin kelepçesi açılmaz. Bu yüzden dildeki sömürgeci kelepçeyi kırıp atmak isteyen biri her şeyden önce ulusal özgürlük için siyasi çalışmaya katılmalı ve silahlı mücadele vermelidir.

'ASİMİLASYON NE KADAR DERİNLEŞİRSE KURTULUŞ BİLİNCİ O KADAR ZAYIFLAR'
İşgalciler, ezilen bir ulusun kurtuluş davasını ortadan kaldırmak için sadece soykırıma, baskıya, hapishaneye ve silaha başvurmazlar. Bu zulüm araçlarının kullanmanın amacının kurtuluş ideolojisini ezilen ulusun beyninden çıkarmak olduğu doğrudur. Ama yine de bunlar yeterli değiller. Egemen ulusun dili, kurtuluş ideolojisini ortadan kaldırmak için kullanılan en etkili araçlardan biridir. Bu asimilasyondur. Asimilasyon ne kadar derinleşirse, kurtuluş bilinci o kadar zayıflar, direniş silahlarının barutu o kadar azalır.

'DİLİ YAŞATMAK ULUSAL KURTULUŞ MÜCADELESİNİN MİHENK TAŞLARINDANDIR'
Bu nedenle, işgalcilerin asimilasyon politikasına karşı direniş ne kadar güçlü olursa, ulusal özgürlük için mücadele de o kadar güçlü olur. Ezilen ulusların savaşçısı için kılıç ne kadar gerekiyorsa, dile de o kadar ihtiyaç vardır. Biri eksikse diğeri zayıftır. Dil sadece kültür değildir, kültür ezilen ulus için ulusal bir direniştir. Anadilinin yerine sömürgeci ulusun dilini kullanan kişinin kavram ve fikirleri artık mensup olduğu ulusun ulusal şekilleniş ve bilincinden farklıdır. Sömürgeci ulus böylece sömürge ulusun zihnine hükmeder. Bu nedenle ırkçı sömürgeci asimilasyona karşı ulusal dili yaşatmak ve geliştirmek ulusal kurtuluş mücadelesinin mihenk taşlarından biridir.

'ASİMİLOSYANİST ÇÖZÜLMEYE KARŞI DİRENİŞE VE İSYANA ÇAĞIRIYORUZ'
Şeyh Said ve Ağrı ayaklanmalarının bastırılmasından sonra ulusal kurtuluş mücadelesi verenlerin 15 Mayıs 1932'de Hawar dergisini çıkarmaları bu tecrübenin ve bilincin sonucudur. Hawar dergisi Kürt dili, tarihi bilinci ve edebiyatının gelişmesinde yeni bir aşama ve önemli bir direniştir. Hawar dergisinin yayınlandığı tarih Kürt dil bayramı olarak kabul edilmektedir. Bu vesileyle Kürt dili, kültürü ve sanatıyla ulusal direnişe baş koyanları selamlıyoruz. Bu kutsal gün nedeniyle, tüm yurtseverleri ve sosyalist yurtseverleri asimilosyanist çözülmeye karşı direnişe ve isyana çağırıyoruz; Asimilasyon Kimyasal bir silah gibidir, milli bilinci uyutur, uyuşturur. Kişi bir kez bu duruma düştükten sonra onun bilincini ele geçirmek çok daha kolaydır. Asimilasyona direnin, sömürgecilerin uykusundan uyanın, dilinizin, kültürünüzün, kürtlüğünüzün yok edilmesine izin vermeyin.

Bu amaçla İşgalci ve sömürgeci Türk, İran ve Suriye devletlerinden durmaksızın şu talepleri isteyin, bunlar için her zaman mücadele edin: 
🔹 Kürtçe resmi dil olarak kabul edilsin.
🔹 Kürtçe eğitim dili olarak kullanılsın.
🔹 Kürtçe ad ve soyadların kullanılmasını yasaklayan yasalar kaldırılsın.
🔹 Köylerin ve kasabaların, şehirlerin, vadilerin, ovaların, nehirlerin, göllerin, denizlerin vb. Türkçeye dönüştürülen isimleri Kürtçe veya diğer asıl dillere yeniden değiştirilsin.

Ancak sadece işgalcilerden bazı taleplerde bulunmak Kürt diline sahip çıkmak için yeterli değildir. Her şeyden önce ulusal bilinçle Kürt dilini sahiplenmeli ve bu doğrultuda örgütlenmeliyiz. Bu nedenle;
🔹 Kendisini Kürt olarak tanımlayan biri Kürtçe öğrenmeli, Kürtçe konuşmalı, Kürtçe okumalı ve yazmalıdır. Bu kişisel bir arzu değil, her Kürt için vatansever bir eylemdir, işgalcilere karşı siyasi ve ideolojik bir tutumdur.
🔹 Her evi, her sokağı, her okulu, her üniversiteyi, her kurumu Kürtçe öğrenimi için bir mevzi haline getirmeliyiz.
🔹 Nerede olursak olalım, birbirimizle Kürtçe konuşmalı, birbirimize Kürtçe şarkılar, marşlar söylemeliyiz.
🔹 Kürt tarihini öğrenmeli, Kürt edebiyatını bilmeli, Kürtçe kitap, dergi ve gazete okumalıyız.
🔹 Alışverişte, pazarda Kürtçe konuşmalıyız.
🔹 Bir Kürt toprağında yaşıyorsak, yaşadığımız yerin adını ve çevresini Kürtçe ismiyle kullanmalıyız. Türkçe, Farsça ve Arapça tabelaların yanına Kürtçe tabelaları asmalı veya yazmalıyız.
🔹 Dilimiz üzerindeki baskı ve zulmü ortadan kaldırmak için, uluslararası örgütlere kesintisiz olarak başvurmalıyız, verdikleri her olumsuz cevap üzerine onları işgalcilerin ortakları olarak teşhir etmeli ve kınamalıyız."