25 Eylül 2024 Çarşamba

Mimarlar Odası: Sur'da 181 yapı hakkında hukuki süreç başlattık

Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi, Sur ilçesinde 4 yıldır süren sokağa çıkma yasağı ve yeni inşa edilen yapılara ilşkin düzenledikleri basın açıklamasında Fatih Paşa, Hasırlı ve Dabanoğlu mahallelerinde yapılan 181 adet bazalt makyajlı yapının ruhsatının alım sürecinde usulsüzlük yapıldığını tespit ettiklerini aktararak, hukuki süreç başlattıklarını kaydetti.

Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi, Sur ilçesinde 4 yıldır süren sokağa çıkma yasağı ve yeni inşa edilen yapılara ilişkin oda binasında basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısında konuşan Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Başkanı Şerefhan Aydın, Sur'un 6 mahallesindeki sokağa çıkma yasağının 4'üncü yılını tamamladığını vurgulayan Aydın, devam eden yasağın tarihin sayfalarına işlenmeye değer bir süre olduğunu söyledi. Aydın, "Bu süre içerisinde ve sonrasında yıkım ile birlikte birçok hukuksuz, keyfi uygulama ile karşılaşmıştık ve hala da şekil değiştirmiş bir biçimde bu uygulamalar sürmektedir. Bu suçlara karşı Mimarlar Odası ve TMMOB daima hukuk mücadelesini sürdürmüştür ancak cezasızlık durumu adeta bu yıkımı meşrulaştırmış ve bu tarihi suçlara da teşvik etmiştir. Son dört yıllık süreci değerlendirdiğimizde Dengbêj Evi'nin kamulaştırılması kararının iptali dışında hiçbir davadan şu ana kadar olumlu sonuç alabilmiş değiliz" dedi.

'PROJELERİ PROJE ÇİZME EHLİYETİ OLMAYAN BİR MİMAR HAZIRLADI'
Sur içerisinde periyodik olarak yaptıkları incelemeler sonucu Fatih Paşa, Hasırlı ve Dabanoğlu mahallelerinde yapılan 181 adet bazalt makyajlı yapının, yapı ruhsatının alım sürecinde usulsüzlük yapıldığını tespit ettiklerini kaydeden Aydın, projelerin, proje çizme ehliyeti olmayan bir mimar tarafından hazırlandığını aktardı. Aydın, "Bu projeler ilgili kurum tarafından incelenip onaylanmıştır ve kurum bu usulsüzlüğe onay vermiştir. Yasal olarak kurumun bu kontrolü yapma sorumluluğu vardır ve görevini ihmal ettiği ortadadır. Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından 2018-2019 tarihlerinde verilen ruhsatların 181 tanesinde proje müellifinin proje çizme ehliyetinin olmadığı açığa çıkmıştır. Bu mimarın Büro Tescil Belgesi yoktur. Büro Tescil Belgesi olmadan Sur projelerini hazırlayıp onaylamış ve ruhsat için kuruma ibraz etmiştir. Tüm bu yasa ve genelgelerden de anlaşılıyor ki bu projelerin müellifi mimar suç işlemiştir. Bu durum ile ilgili kurumlarla gerekli yazışmalar yapılmış ve mimar ile ilgili hukuki süreç başlatılmıştır" diye belirtti.

'KİMLİKSİZ SUR ORTAYA ÇIKACAKTIR'
Hukukta yeni keyfi uygulamalar ile karşılaştıklarını ifade eden Aydın, Sur'un yıkım süreci ile birlikte Koruma Amaçlı İmar Planı'nın (KAİP) defalarca değiştirildiğini söyleyerek bunun oyun hamuruna dönüştürüldüğü değerlendirmesinde bulundu. Şerefhan, "KAİP'in revize öncesi 'Yeni yapılacak yapıların sokak cephesinde bazalt taşı kullanılmalıdır' ibaresi varken 06.03.2018 tarihindeki KAİP revizesinde 'Yeni yapımlarda bazalt taş kullanılarak avlu duvarı olarak değiştirilmişti. Diyarbakır'ın yerel malzemesi bazalt taşıdır. Yapısal olarak Diyarbakır Sur denildi mi bazalt taşı akla gelmektedir. Durum böyleyken bu değer binlerce yıldan günümüze kadar aktarılmışken, Sur tarihte yerini bu özelliğinden dolayı almışken, plan uygulama hükümleri revize edilip bazalt taşı kullanma zorunluluğunu ortadan kaldırmak geleneksel tarihi ve mimari dokunun giderek tümüyle yok olmasına neden olacaktır. Kimliksiz bir Sur ortaya çıkacaktır. Buna karşı hemen yürütmenin durdurulması ve kararın iptali için dava sürecini başlatmıştık ve kamuoyu ile paylaşmıştık" ifadelerini kullandı.

Aydın konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:
"Bu süreçle birlikte mahkeme bilirkişi heyeti görevlendirmiş ve bilirkişi heyeti de hazırladığı raporu mahkemeye sunmuştur. Bu rapor kendi istedikleri doğrultuda olmadığı için Çevre Şehircilik Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı bilirkişi raporuna itiraz etmiş ve mahkeme yeniden bilirkişi heyeti tayin etme kararı almıştır. Bu durumun kentsel sit alanı olan Sur içerisinde telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracağı açıktır. Mahkemenin kendi atadığı bilirkişilerin raporunu beğenmeyip yeniden bilirkişi ataması kararı kabul edilebilir değildir. İstenilen rapor hazırlanana kadar bu süreç uzatılacak mıdır? Oluşacak kimliksiz Sur tablosunun telafisi nasıl yapılacaktır? Hukuk bu şekilde ayaklar altına alınamaz, mahkemeler kamu yararına olmayan kararlar alamaz ve insanların adalete olan güven duygusunu bu şekilde tahrip edemezler. Biz Mimarlar Odası olarak kentimize, doğamıza, kültürel ve tarihi değerlerimize karşı gelişen tüm bu süreçlerin takipçisi olacağımızı belirtiyor ve takdiri kamuoyuna bırakıyoruz."