25 Eylül 2024 Çarşamba

Mihriban Arslan: Kadınlar ve gençlerin isyanıyla buluşmaya çalışıyoruz

Yeşil Sol Parti Antep 9. sırada yer alan genç milletvekili adaylarından Aysima Mihriban Mehtap Arslan, deprem bölgesi olan Antep'de halkın AKP-MHP rejimine de başını CHP ve İYİP'in çektiği burjuva restorasyoncu cepheye de güvenmediğine işaret etti. Kadınları ve gençleri örgütlemek için özel bir çaba harcadıklarını vurgulayan Mihriban, Yeşil Sol Parti etrafından kenetlenme ve sosyalist yurtsever çizgi etrafından örgütlenme çağrısı yaptı.

Yeşilller ve Sol Gelecek Partisi'nin en genç adaylarından biri olan Aysima Mihriban Mehtap Arslan, Arap ve Kürt bir ailenin çocuğu. 26 yaşındaki Mihriban Antep'ten 9. sıra milletvekili adayı. Ailesinin Arapça olan ay yüzlü anlamındaki Aysima, Farsça kökenli sevgi dolu anlamındaki Mihriban ve Türkçe Mehtap isimlerini verdiğini belirterek enternasyonal bir anlamı olduğunu söyledi.

Antep'te doğup büyüyen Mihriban bilgisayar programcılığı okudu, şu an sosyoloji 4. sınıf öğrencisi. Kadın mücadelesiyle başladığı devrimci yaşamını 7-8 yıldır sürdürdüğünü anlatan Mihriban, gençlik mücadelesi içinde de yer alıyor.

Maraş merkezli depremlerin ardından Antep'te yıkımın yaşandığı bölgeler ve kent merkezinde çalışmalar yürüttüklerini, özellikle kadınlar ve gençlerle daha çok iletişim kurduğunu kaydeden Mihriban, Antep'te çok sayıda ulustan insanın yaşamını sürdürdüğünü anlattı. Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı kentlerden biri olan Antep'te, çalışmalarını bildiri dağıtarak, esnaf ve ev ziyaretleri, depremin yıkım yarattığı bölgelerde çadırları ziyaret ederek sürdürdüklerini; gittikleri her yerde farklı tepkiler aldıklarını söyledi.

AKP-MHP iktidarıyla ittifak kuran Hizbulkontra Hüda-Par'lıların kentte çalışmalarını provoke etmek için özel bir çaba içinde olduğunu belirten Mihriban, çalışma yürüttükleri bir mahallede Hüda-Par'lıların saldırısına uğradıklarını aktardı. Genç milletvekili adaylarından Sait ve gençlerle birlikte erbanbeli yürüyüş ve bildiri dağıttıkları sırada, bir arkadaşları sticker yapıştırırken Hüda-Par'lıların saldırısına uğradığını söyledi. Sivil polislerin geldiğini ancak saldırıyı gerçekleştiren Hüda-Par'lılara herhangi bir müdahalede bulunmadığını, polisin slogan atmalarını, yürüyüş yapmalarını engellemeye çalıştığını söyledi. "Biz inadına parti binamıza kadar sloganlarla yürüdük. Halaylarımıza devam ettik" sözleriyle çalışmalarını sürdürdüklerini anlatan Mihriban, "Bu süreçte böylesi olayları daha sık yaşayacağız. Bunu öngörebiliyoruz. Hüda-Par'ın yapısını, geçmişten beri yaptıklarını biliyoruz. Başka saldırılar gerçekleştireceklerini düşünüyoruz. Sandıkta güvenliği sağlamak için Yeşil Sol çatısı altında daha çok birleşmemiz gerekiyor. Özellikle gençlere çok ihtiyacımız var bu konuda" diyerek gençlere çalışmalara katılma, seçim günü sandık güvenliğini sağlama çağrısında bulundu.

Çalışmalarında özellikle kadınların ekonomideki gidişata ilişkin tepkilerini dile getirdiklerini aktaran Mihriban, "Bir dip dalga görebiliyoruz" sözleriyle halkta biriken öfkeye işaret etti. Erkek egemen sistem içerisinde kadınların ezilmişliğine, emeklerinin yok sayılmasına işaret eden Mihriban, çok sayıda kadının bunun farkında olduğunu söyledi ve şöyle devam etti:"Bir ev toplantısına gittiğimizde, kadınlar mutfaktan çıkarak haykırmaya başlıyorlar, isyanlarını dile getiriyorlar. Ben daha konuşmaya başlamadan kadınlar ne kadar bıktıklarını, ne kadar ezildiklerini dile getiriyorlar. Kadınlar eve tıkılmış ve isyanlarına ses olacak birilerini arıyorlar. İsyan etmek istiyorlar ama maalesef bu topraklarda kadınlar her alanda her açıdan bastırılıyor. Bizim amacımız da onları kazanabilmek. Kadınlara gidiyoruz mesela. Kadın gücünü onlara hissettirmek istiyoruz. Bizi gördüklerinde gözlerindeki o parıltıyı gerçekten görebiliyorum. Çünkü, çıkaramadığı sesi arıyorlar."

Halkın bir kısmının kime oy verecekleri konusunda kafa karışıklığı olduğunu bir kısmının ise burjuva partilere güvenmediğini açık açık dile getirdiğini söyleyen Mihriban, "Bunlar kötü, ya gelen daha kötü olursa" sözleriyle halkın AKP-MHP iktidarının yerine gelebilecek burjuva restorasyoncu Millet İttifakı'ndan herhangi bir beklenti ya da umudu olmadığına işaret etti. Mihriban, sosyalist yurtsever genç bir kadın olarak halka Yeşil Sol Parti çatısı altında birleştirmeye, gençleri parti saflarına ve sosyalist yurtsever çizgide mücadeleye çekmeye çalıştıklarını söyledi.

Genç adaylara, özellikle genç kadın adaylara halkın yoğun ilgi gösterdiğini kaydeden Mihriban bu durumu şöyle tarif etti: "Açılışlarda sık sık karşılaşıyoruz. Genç bireyleri görünce çok umutlanıyoruz. Yeter artık gençler gelsin. Karşımızda gençler olsun' diyorlar. Halk 21 yıldır o yaşlı suratları, o faşist suratları görmekten bıkmış. Özellikle genç kadın yüzü gördüklerinde daha çok gururlanarak baktıklarını söyleyebilirim."

Depremin yarattığı yıkım ve sistemin yarattığı katliama işaret eden Mihriban, "Deprem sürecinde alanlarda çalıştık yoldaşlarımızla birlikte. Ben daha çok kadınlarla, genç kadınlarla iç içeydim. Onların sorunlarını anlamak, dinlemek ve destek olabilmek için. Seçim sürecinde onların hala bir isyanı var. Çünkü hala evi olmayan, çadıra giremeyen, konteyner isteyen; gıdası, suyu, yiyeceği, giyeceği olmayan çok sayıda insan var. Hala ölülerini alamayan insanlarımız var. Bu otomatikman politik bir isyana dönüşmeye başladı" dedi.

Antep'teki 14 milletvekili adayının ikiye ayrılarak tüm ilçelere gittiğini Mihriban, deprem bölgesine gittiklerinde gıda, su, hijyen maddelerine hala ihtiyaç olduğunu tespit ettiklerini söyledi. "İnsanlar  hala yardım bekliyor, seslerinin duyulmasını istiyor" sözleriyle ihtiyaçlara işaret ederek  halkın seçimde onları ölüme, açlığa, susuzluğa, sokakta yaşama terk edenlere gereken yanıtı vereceğini umut ettiğini aktardı.

Deprem bölgesinde devletin izlediği politikanın aynı zamanda Kürt halkına yönelik inkar ve sömürge siyasetine denk düştüğünü; Kürtlerin yoğun yaşadığı ve politik geçmişi olan mahallelere devletin uyuşturucuyla sömürge,  politikalarını sürdürdüğünü söyledi. Antep merkezdeki Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı ve politik bir geçmişi olan Vatan Mahallesinin bu mahallelerde biri olduğunu;  uyuşturucuyla bağımlı hale getirilen gençlerin kendi kimliklerinden koparılmaya çalışıldığını vurguladı.

Bunun devletin Kürt gençleri üzerindeki bilinçli bir politikası olduğunu vurgulayan Mihriban, "İşgal sadece savaşarak olmuyor, bu yöntemlerle, asimile ederek de oluyor" diye ekledi. Kürt gençleriyle bir araya gelmeye çalıştıklarını, asimilasyon ve sömürü politikasını anlatmaya çalıştıklarını söyleyen Mihriban, "Onları yeniden kazanmak için etkinlikler düzenliyoruz. Onları uyuşturucuya bataklığından çekmeye çalışıyoruz. Kürtlüğünü yitirmiş, Kürtlüğünü arayan gençleri yeniden hayata bağlamaya çalışıyoruz, bu umutla mücadele ediyoruz" dedi.

Kadınların Kürt halkının ezilmişliğine karşı özgürlük için mücadele ettiklerini, işgal ve savaş politikalarının son bulmasını istediklerini söyleyen Mihriban, deprem sürecinde halkla buluştuklarını, devletin baskılarının da arttığını hatırlattı. Depremde ailesinden çok sayıda kişiyi kaybetmesine rağmen, halkla dayanışma için büyük çaba harcayan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyesi Umut Polat'ın tutuklandığını ve kısa bir süre önce serbest bırakıldığını anımsatan Mihriban, SGDF Eşbaşkanları Yaren Tuncer ve Okan Danacı'nın da kısa bir süre önce tutuklandığını hatırlattı. Bu yöntemlerle isyan eden halkla devrimcilerin buluşmasının engellenmeye çalışıldığına işaret eden Mihriban, "Biz bunlara boyun eğmeyeceğiz. Her zaman isyan sesimizi çıkaracağız. Dışarıda bir yoldaşımız bile kalsa ben biliyorum ki o yoldaşımız canla başla bizleri temsil edecek. Mücadeleye devam edecek. Onlar da bundan korkuyor ve bu korku nedeniyle bizlerin peşindeler" diye konuştu.

14 Mayıs günü yapılacak seçimlerde Yeşil Sol Parti adaylarını destekleme, seçim çalışmalarında gönüllü olarak yer alma ve seçim günü sandıkların güvenliği için sandık görevlisi olma çağrısı yapan Mihriban, "Her bir gence, her bir yurttaşımıza seslenmek istiyorum. Artık antidemokratik bir ülkede yaşamak istemiyoruz. Hep birlikte barış içinde yaşamak istiyoruz. Tabi ki bu restorasyon cephesini savunduğumuz anlamına gelmiyor. Onlar gelse bile biz mücadeleye devam edeceğiz" diye ekledi.