25 Eylül 2024 Çarşamba

Meslek Hastalıkları Hastaneleri için açıklama

Meslek Hastalıkları Hastanelerinin işlevsizleştirildiğini, hizmet kapasitelerinin yok edildiğini vurgulayan emek ve meslek örgütleri, "Meslek hastalıkları hastaneleri kapatılmasın" dedi. 

İstanbul Tabip Odası, Kocaeli Tabip Odası, DİSK, KESK, İşyeri Hekimleri Derneği ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin çağrısıyla İstanbul Tabip Odası Cağaloğlu binasında basın toplantısı düzenlendi. Son yıllarda zaten sayıları çok yetersiz olan Meslek Hastalıkları Hastanelerinin işlevsizleştirildiğine, hizmet kapasitelerinin yok edildiği vurgulandı. İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi bağlandığı Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları Hastanesinin taşınması sebebiyle kapatıldığını ve binasına el koyulmaya çalışıldığını dikkat çekilen açıklamada, "Meslek hastalıkları hastaneleri kapatılmasın" denildi.

'HASTANELER İLK BÜYÜK DARBEYİ 1980'Lİ YILLARDA ALDI'
Ortak açıklamayı İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr.Ertuğrul Oruç okudu.  Oruç, meslek hastalıkları hastanelerinin kurulma nedenlerini, kapatılması ve işlevsizleştirme süreçlerini aktardı. Oruç, "Ancak 1970'lerin başlarına gelindiğinde özelleşmiş meslek hastalıkları hastanelerinin gerekliliğine vurgu yapılmaya başlanması, var olan hastanelerin hastalık sigortası yükü altında meslek hastalıkları konularını ihmal etmek zorunda kaldıklarını düşündürmektedir. Meslek Hastalıkları Hastaneleri resmi olarak Engin Tonguç, Haldun Sirer ve Çağlar Kırçak gibi hekimlerin öncülüğünde 1978 yılında kuruldular" dedi. "Hastaneler ilk  büyük darbeyi 1980 açık faşist müdahale yıllarında aldılar" diyen Oruç, "Geniş kitlelerin ekonomik ve sosyal hakları kısıtlanırken "işçinin sağlığı" temelli bir yapılanmanın darbe yememesi düşünülemezdi. Süreçten, personellerinin yüzde 80'nin ellerinden alınması, mesleki rehabilitasyon ünitelerinin kapatılması, denetim yetkilerinin ellerinden alınmasıyla kurtulamadılar her iki hastanede örneği az görülen biçimde cezalandırıldılar; Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi o dönem için şehrin dışında görülen Güvercinliğe, İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi var olan binasının beşte biri boyutlarında Süreyyapaşa Hemşire Okuluna sürüldü. Ancak 1980 darbe döneminde dahi kapatılmadılar" dedi.

'KALAN İŞLEVLERİNİ SEKTEYE UĞRATACAK BÜYÜK BİR DARBE DAHA VURULUYOR'
Son 5 yılda Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesinin tüm laboratuvarları ve önemli kadroları dağıtılarak kapatıldığını anlatan Oruç, "Neden yapıldığı anlaşılmamakla birlikte bir yıla yakın kapalı kalan hastane tekrar açıldı ancak işlevsiz, laboratuvarsız ve amaçsız olarak. Sürekli eksiklerinin giderileceği ifade edilmekle birlikte halen genel hastane rolü ağırlıklı olarak sürdürülmektedir. İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi hiçbir anlamlı gerekçe gösterilmeden Süreyyapaşa Eğitim Araştırma Hastanesinin bünyesine katıldı. Müstakil hastane özellikleri gasp edildi ve alan hakimiyetini yitirmesi sağlandı. Ekiplerinin sahaya çıkması yasaklandı. Bugün kalan işlevlerini de sekteye uğratacak bir büyük darbe daha vuruluyor. 1986 yılından bu yana kullandığı bina Süreyyapaşa hastanesi tarafından işgal edilmektedir" dedi.

'BAŞARI CEZALANDIRILIYOR'
Süreyyapaşa hastanesinin deprem güçlendirme çalışmaları bahane edilerek ilaca dirençli tüberküloz kliniği meslek hastalıkları binasına taşınmak istendiğine dikkat çeken Oruç, "Öncelikle Süreyyapaşa hastanesinin deprem güvenliği olmayan binalara sahip olduğu 15 yıldır bilinen bir gerçek. Bu süre içerisinde il yöneticileri tüm uyarılara rağmen gerekli önlemleri almadılar. Hatalı yönetimlerin yol açtığı sorunun bedeli işçi sağlığına ödettirilmeye çalışılıyor. İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesinin binası büyük kısmı hastanenin öz kaynaklarından karşılanarak 2010 yılında güçlendirilmişti. Yani son yıllarda sıkça rastlandığı gibi başarı cezalandırılıyor başarısızlıksa ödüllendiriliyor" dedi.

'SİLİKOZİS VAKALARIN BAŞVURDUĞU BİR HASTANE'
Sadece 70 yataklı bina Süreyyapaşa gibi 600 yataklı dev bir hastanenin yarasına merhem olamayacağına dikkat çeken Oruç, "Türkiye'de 300'ü İstanbul'da bin 500 den fazla hastane bulunmakta. İstanbul hastanelerinin 50.000 yatağı için yatak doluluk oranı yüzde 50'nin altındayken ve Heybeliada Sanatoryumu boş tutulurken Meslek Hastalıkları Hastanesine göz dikilmesi art niyettir. Çok ilaca dirençli tüberküloz kliniğinin taşınmaya çalışılmasıysa başlı başına düşünülmeksizin atılan bir adım olduğunu göstermektedir. İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi silikozis vakalarının halen başvurduğu bir hastanedir ve aynı zamanda her yıl binlerce işe giriş ve periyodik muayene için tetkik yani sağlıklı insan başvurusu almaktadır. Silikozis vakalarının tüberküloza yatkınlığı zaten zarar görmüş akciğerleri düşünülünce ölümcül sonuçlar doğuracaktır" ifadelerini kullandı.

'TEK MESLEK HASTALIKLARI HASTANESİ ORTADAN KALDIRILIYOR'
Oruç son olarak şunları söyledi: "Türkiye'de sadece bu hastanede gerçekleştirilen ağır metal zehirlenmeleri tedavisi için dahi yatak ayrılmaması da sayılırsa bir seferde üç önemli toplum sağlığı hatası başarılmaktadır. Oysa yıllardır atıl durumda kalan Heybeliada senatoryumunun en azından belli bir bölümü hızla onarılarak dirençli tüberküloz vakaları için tahsis edilebilir. İstanbul'un tek meslek hastalıkları hastanesi, işçi sağlığı alanında koruyucu hekimliğe destek veren tek hastanesi ortadan kaldırılıyor. Bilinçli kurumsal işverenin, işçinin hastanesi ortadan kaldırılıyor. İş kazaları ve meslek hastalıkları her yıl binlerce insanın ölümüne, sakatlanmasına yol açarken çözüm bulmak adına çaba harcayan bir kurum ortadan kaldırılıyor."

Basın açıklamasının ardından katılımcı kurumlar tek tek söz aldı.