23 Eylül 2024 Pazartesi

Mardin'de 'yaşam hakkı nöbeti' başladı

Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'a uygulanan tecride karşı Leyla Güven ve hapishanelerde devam eden açlık grevlerine ilişkin basın açıklamaları yapıldı.
Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'a uygulanan tecride karşı Leyla Güven ve hapishanelerde devam eden açlık grevlerine ilişkin basın açıklamaları yapıldı.
 
MARDİN
 
Mardin Emek ve Demokrasi Platformu, KESK binasında açlık grevlerine ilişkin basın açıklaması yaptı. Kurumlar adına açıklamayı okuyan KESK Mardin Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Bozan, demokrasi, hukuk ve evrensel değerlerin bir toplumun bir arada yaşamasının ve toplumsal farklılıkların zenginlik olarak sonraki kuşaklara aktarılmasının olmazsa olmazı olduğunu ifade etti. Bozan, "Pratikte yaşananlar iktidarın anti demokratik uygulamaları ve hukuksuzluklarıdır. Bu uğurda binlerce insanımız geçmişten beri özgürlüğünü ve yaşamını feda etmiştir. Sivil toplum kuruluşları olarak ilkelerimiz ve mücadelemiz evrensel hukukun tesisi, demokrasinin inşası ve toplumsal barışın sağlanması içindir" dedi.
 
Tecride karşı gerçekleştirilen feda eylemlerini siyasal iktidarın görmezden geldiğini kaydeden Bozan, "Sürecin bu şekilde devam etmesi durumunda daha fazla can kaybının yaşanması kaçınılmazdır. Bu durum toplumsal barışın demokrasinin ve insan haklarında tamir edilmeyecek yaralar açacağı aşikardır" ifadelerini kullandı. 
 
Açıklamanın ardından 8 saat sürecek "Yaşam hakkı nöbeti" başladı.
 
ŞIRNAK
 
KESK Şırnak Şubeler Platformu, Öcalan üzerindeki tecride karşı başlatılan açlık grevlerine ilişkin yazılı açıklama yaptı. "Ölüme karşı yaşam hakkını savunuyoruz" başlıklı açıklamada, ülkenin ciddi bir siyasi krizle karşı karşıya olduğu vurgulanarak, toplumsal kesimlerin baskı ile susturulmak istendiğine dikkat çekildi.
 
Söz konusu hukuksuzluklara karşı DTK Eşbaşkanı Leyla Güven ve tutuklular tarafından başlatılan açlık grevlerinin kritik aşamaya geçtiği belirtilen açıklamada, "Bununla beraber cezaevlerinde ölüm haberleri gelmeye başlamıştır. Bu durum toplumsal barışın, demokrasinin ve insan haklarında tamir edilemeyecek yaralar açacağı aşikârdır. Toplumsal barış için herkesi insani, ahlaki ve vicdani sorumluluğa davet ediyoruz. Çok geç olamadan siyasal iktidarı evrensel hukuk değerleri içerisinde sorunu çözmeye davet ediyoruz" çağrısında bulunuldu.